Bir sarkaç gibi sarkarak iki belki arasında
sana ne kadar borcum kaldı onu hesaplıyorum
sevgili okur sayın şair, muhatap
maraş'tayım, rüzgârın ve dağın yanı başında
tahtaya kaldırılmış bir öğrenci kadar tedirgin
Herkese yetecek kadar sulandırılmış bir aşk
ve yol yorunca yürüyen mısralar da
yürüyen merdivenleridir artık hayatın
ilk mısra ilk adım gibi her şeyi değiştirir
ses sese değince, insan biraz da kendine benzeyince
kendini ispatlamak için döner dünya, dönse de
güzel söz mezarlığıdır artık, kadınlar da öyle
Yaşlı lirizmden, kırlardan ve ovalardan sakınmalı böylece dağsız şair olmaz türküsü daha iyi söylenir
en yakınındaki kendine sokulunca kişi
köşeyi dönmeyip de hep kendini dönünce
en yakın akrabasıdır artık ölüm
yedi kat yabancı gibi gelmeden önce
bak ölü kuşlar yağıyor gökten yere
KARLI BİR HAVA, AĞIR ÇEKİMLE
Madem borcum kalmadı kendimden başkasına
artık kelimelerden bir şey bekleyebilirim
zorlu kış, yüksek rakım, ağır bir poetika
yazmak cılız bahanesi değil mi yaşamanın
ben de kovduğum sesleri geri çağırabilirim
Kovulmak için geldiğimiz çürük çarık bir dünya
yanlış tab edilmiş günler, yön değiştiren mevsimler
bir el daha oynasam hayatla, kimin umurunda
gökyüzü üstüme silkelerken bembeyaz yerlerini kuşatılmış yeryüzü hallerinden geçiyorum
ben de silkeliyorum gökyüzüne doğru bu şiiri
Sen de yaşamadığın ne varsa al getir buraya
konuştuğundan daha fazla şey söyle
yorulan her şair gibi
kafana ne dolduysa o uğultulu boşluktan
getir, hayatla ben düşman kardeşler gibiyiz hâlâ
benim ağrılarım yanlış sarılmış bir kırıktan
harfleri eskimiş olmaktan onun da diz ağrıları
Söyle hangi şair nasibini almaz bu can sıkıcı kıtlıktan.
...
Bütün iyi kuşlar uçunca şiir olur
çünkü çocuk ve ölüm, ağaç ve yaprak
kapıyı çal, kulak ver, içeri gel diyen bir ses olmasa da
ben yusuf değilim
beni niye çağırsın o zalim kuyu
topuğuna basarak yürüyorum günlerin
şiir şakağıma dayadığım susturulmuş tabanca
hepsi bu...
...
Şairler ipin ucunu kaçırır ben de kaçırdım işte
geldim, büyük anlatılar bitti, devir küçükler devri
Her şey biraz large, biraz sanal, skandal, ağır aksak...
Açık denizler düşünürdüm beynimdeki korsanlardan önce
bazı kelimelerin eti yenmez bazı yerlere hiç gidilmezdi bindiğin dalı değil, ne kestiğini bilmekti şiir, öğrendim dünyaya ilk dokunuş ateşe dokunmak kadar tehlikeliydi
Bir imtinadayım fakat kitaplar niçin serbest
en iyi mısraı hiç yazılmayacak şiire mi saklayayım
ölüm bile dökümlü durmuyorsa dilimde artık
sorabilirsin, aşkın insanı korkutan dizeleri kaldı mı yoksa her an cinayet süsü verilmiş bir kaza
her an dostoyevski romanlarından çıkmış bir dünya
kılı kırk yarmak, kırk ölçüp bir biçmek, şair farkı
Artık yaşamak şiir yazmaya ikna ederse beni
ben de ikna edebilirim yaşamak hususunda her şairi bir ölünün ilk gecesi kadar yorgun ve acemi
şimdi söyleyemezsen bir daha söyleyemezsin
kelimeleri tut kalbini tut kendini unut
madem kalp krizi de affetmiyor kalbi temizleri
öyleyse benimle bir daha tekrar et, bir daha: şiir evet