Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Soru ve Sorunlara Allah'a ve Resulüne Göre Cevaplar

Söz Hakkı 1

Muhammed Hüseyin (R.A.)

Söz Hakkı 1 Sözleri ve Alıntıları

Söz Hakkı 1 sözleri ve alıntılarını, Söz Hakkı 1 kitap alıntılarını, Söz Hakkı 1 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
NİSA SURESİ 60. AYET’İ AÇIKLAR MISINIZ?
Allah Nisa Suresi 60. Ayet’te, geçmişteki ehli kitabın kendi kitaplarına uymadıklarını, herhangi bir konuda Allah’ın hükmüne davet edildiklerinde tağuta; yani Allah’tan başka hiçbir hükme uymamaları gerektiğini vahyettiği halde onların Allah’ın hükmüne uymadıklarını beyan eder. Bununla beraber Allah bu ayeti sadece Yahudi’ye, Hristiyan’a
Kişi Allah’ın vahyiyle aklını kullanarak mürşidini bulmalıdır; çünkü vahiy akıl için ışıktır. Işık varsa akıl görür, ışık yoksa akıl göremez. Bu yüzden kulaktan dolma bir bilgiyle “herhalde şöyle olması lazım, böyle söylemişler” demekle mürşid bulunmaz. Mürşid, Resulullah (s.a.v.) Efendimiz’in varisidir ve onu temsil eder. Bu durumda Resulullah
Reklam
Hayatı yaşarken Allah’ın karışmadığı hiçbir işimiz olmadığı gibi Allah’ı karıştırmadığımız hiçbir işimiz de olamaz. Dünya da Allah’ındır, ahiret de Allah’ındır, dolayısıyla dünyası olmayanın ahireti de olmaz. Bu yüzden bir mü’minin dünyayı ahiretten daha çok sevmesi gerekir. Neden dünyayı ahiretten daha çok sevmek gerekir? Çünkü kulların
DOĞRU BAKIŞ, DOĞRU TERCİH NASIL OLMALIDIR?
Herkese göre bir bakış mutlaka vardır. Herkes kendi gönlüne, ilmine, marifetine ve anlayışına göre nasıl anlamışsa öyle bakar, kararını öyle verir tercihini de öyle yapar. Doğru bakış, doğru tercih ise; bütün kulların Allah’a göre bakıp tercihini ona göre yapması, Allah’ın onun için tercih ettiğini tercih etmesidir. Peki, doğru tercih nasıl
“SARHOŞKEN NAMAZA YAKLAŞMAYIN” AYETİ SADECE İÇKİ İÇİN Mİ
Allah ayet-i kerimede “sarhoşken ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın” buyurur. Bu ayeti biraz daha geniş anlamak gerekir. Yani Allah “biri ne söylediğini bilmiyorsa namaza durmasın, namaz kılarken ne söylediğini bilsin” demiştir. Bu durumda biri ne söylediğini bilmiyorsa namaza durmamalıdır. Allah başka bir ayet-i kerimede
ZEHİRLİ SEVGİ NASILDIR, HAK OLAN SEVGİ İLE ZEHİRLİ SEVGİ ARASINDAKİ FARKI
Hak olan sevgi; Allah’ı sevmek ve Allah için sevmektir, Allah’ın sev dediğini sevmek, neyi, ne kadar sevmesi gerektiğini bilip bu sevgiye ölçü koymak ve Allah’ın takdir ettiği gibi takdir etmektir; yani Allah neyi ne kadar sev dediyse o kadar sevmek ve nasıl sev dediyse öyle sevmektir. Bununla beraber dünyayı çok sevmek gerekir; çünkü kulun, dünyadayken Allah’ın rızasını kazanma imkânı vardır. Kişi Allah’ın rızasını ne kadar çok sever, Allah’ın kendisini sevmesini ne kadar çok isterse sarf edeceği çaba, gayret de o kadar olur. Allah bu imkânı kuluna dünyadayken vermiştir, dolayısıyla bu imkândan dolayı dünyayı sevmek gerekir. Şayet dünya ahiretin tarlası ise kulun dünyada ahireti ekip kazandığı için dünyayı sevmesi gerekir. Dünyayı bu şekilde sevmesi hak sevgi, doğru sevgi olur. Kulun, dünyayı ahiretin tarlası olarak değil de Allah’tan ve ahiretten bağımsız bir şekilde zevk için, nefsinin arzuları, istekleri için sevmesi ise zehirli bir sevgi olur. İnsanları muttaki olarak değil de Allah’tan bağımsız bir menfaat için sevip dostluk kuranlar için Allah ayet-i kerimede “Kıyamet günü en candan dostlar bile birbirine düşman olur, muttakiler hariç”44 buyurmuştur. Demek ki bir de gerçek ve hak olan sevgi muttakinin, Allah’ın hesabını yapıp Allah için sevenin sevgisidir. Geriye kalan bütün sevgiler zehirlidir. Kıyamet yerinde ise bu zehirli sevgi düşmanlığa dönüşür.
Reklam
MÜRŞİD-İ KÂMİL NEDİR VE MUHAMMED HÜSEYİN (R.A.) HOCAMIZ KİMDİR?
Mürşid-i kâmil; Allah’ın Reşid sıfatının tecelli ettiği, insanları rüştüne erdiren, manevi olarak büyüten, olgunlaştıran, kemâle erdiren, Hz. İnsan olabilmeleri için insanlara yardım eden kul, âbd demektir. Reşit; çocukluktan kurtulan, delikanlı olan manasında kullanılır. Bir kul da manevi olarak büyüyüp rüştüne erince veli olur, rüştüne ermeyene
Allah, "Kul hakkıyla gelme neyle gelirsen gel" buyurur mu
Bu söz şeytanın sözü, iblisin vesveseyle verdiği bir sözdür. Kul hakkıyla gelme neyle gelirsen gel demek “ben kimsenin hakkını yemiyorum, bu yüzden Allah beni bağışlar, cennete koyar” demektir; ama Allah böyle söylememiştir. Bir söz ki Allah’ın vahyine, resulünün söylediğine, yaşadığına, hayatına ters düşüyorsa o halde batıl ve yalan bir sözdür.
MANEVİ OLARAK NASIL BİAT ETMEMİZ GEREKİR?
Manevi olarak deyince bunu gönül olarak anlamamız gerekir. Peki, nasıl biat edilir, bir Mürşid-i kâmile biat edilecekse ne üzerine biat edilmelidir. Elbette ki Allah’a kul olmak, âbd olmak, dost olmak ve Allah’a vasıl olup Allah’ın cemalini müşahede etmek üzere biat edilmelidir. Bir Mürşid-i kâmile biat edilirken “Allah’a kul olmak, dost olmak, vasıl olmak için gerekeni yaparım” deyip öyle biat edilir. Bununla beraber biri biatını bozmaz, gerekeni yaparsa Allah bu nimeti ona ikram eder; ama bozarsa o zaman da biatını bozması kendi aleyhine olur.
“İSLAM’A FAZLA DALMA AKLINI KAYBEDERSİN” DİYORLAR. BU NE KADAR DOĞRUDUR?
“İslam’a fazla dalma aklını kaybedersin.” Herhalde dünyaya dalınca kaybetmiyoruz! Bu söz aslında “fazla kulluk yapma” demektir, bu da şeytanın sözüdür. Şeytan kişiye böyle söyleterek onu rabbinden alıkoymak ister. İslam, Allah’a teslim olmak demektir. Allah’a teslim olan kişi aklını hiç kaybeder mi! Aksine Allah’a teslim olan kişi aklını