Edebiyatın gizemiyle ve onun tarif edilemeyen gücüyle karşılaştığımızda bunların kaynağını keşfetmemiz icap eder. Ancak, nihayetinde, bu neye yarar? Edebiyat eseri önümüze derinliklerine inemediğimiz engin bir örtü fırlatır. Ve biz onun karşısında, etkisine karşı koyamayan adanmışlardan başka bir şey değiliz. O örtüyü kaldırmaya kim cüret edebilir, keşfedilmezi keşfetmek, ulaşılmaza ulaşmak için? En güçlümüz bile ebedi gizemin önünde, güçsüzlerin en çelimsizinden başka, zil şıngırtısından ve teneke tıngırtısından başka nedir?
Bir insanın hayatını okurken kolaydır harekete geç artık demek. Bende kolayı seçtim. Ve harekete geç Stoner, bir şeyleri değiştir artık diye bağırdım ama maalesef beni duyan olmadı. Kitap boyunca acaba şöyle mi yapsa, bu şekilde mi davransa diye çok düşündüm. Bir türlü yaşanılanları hazmedemedim. Garip bir evlilik, garip bir yaşam…Doğru düzgün hakkını aramayan mutsuz bir insan. Kitabı okurken nedense Oblomov karakteri geldi aklıma . O kitapta da sürekli Oblomov hadi harekete geç diyordum bu kitapta da aynı şeyi derken buldum kendimi. En çok Grace üzüldüm, bir yara kapladı içimi özellikle babasının onun için çırpınmayışına hemen vazgeçmesine çok kızdım. Üniversite de ders veren bir profesörün yani Stoner’ın hayatını okuyoruz ;anne-babası , ziraat okuyacakken bir hocası sebebiyle değişen kaderi, evliliği… yer yer sinirlenip yer yer de hüzünleniyorsunuz kitabı okurken. Ben üzülerek okudum ama genel olara çok memnun kaldım bu kitaptan. Naçizane tavsiyemdir efendim
StonerJohn Williams · Yapı Kredi Yayınları · 2020759 okunma
... insanın pek de istemediği bir yolculuğa çıkma anını beklemesi gibi, sabırsızlıkla beklediği anlar oldu. Ve her yolcu gibi, gitmeden önce yapmak zorunda olduğu pek çok şey olduğunu hissediyor ama ne olduklarını bilmiyordu.
Sonra sevgiyle, sanki bir anıya gülümsedi; altmışına yaklaştığı ve böyle bir tutkunun, böyle bir aşkın tesirinden kurtulmuş olması gerektiği gekdi aklına.
Fakat kurtulamamıştı, biliyordu ve hiçbir zaman da kurtulamayacaktı. Hissizliğin, kayıtsızlığın, uzaklaştırmanın gerisinde, oradaydı, güçlü ve kararlı; hep orada olmuştu. Gençliğinde onu düşünmeden, kendi isteğiyle vermişti; Archer Sloane tarafından- kaç yıl önce?- gözünün önüne serilen bilgiye vermişti. Onu tuhaf şekillerde hayatının her anında vermişti ve belki de bütünüyle en çok, verdiğinin farkında olmadığı zamanlarda vermişti. Bu ne akla ne de tene ait bir tutkuydu; daha ziyafe ikisini birden kapsayan bir güçtü; sanki ikisi de aşkın özü, onun kendine has bileşenleriydiler. Bir kadına ya da bir şiire basitçe şöyle diyordu: Bak! Canlıyım.
.... Stoner o yılları, şiddetli ve neredeyse dayanılması zor bir fırtınada yapabileceği gibi, başı önünde, ağzı sımsıkı kapalı, hep sonraki, bir sonraki ve bir sonraki adıma odaklanarak atlattı.
Uzun zamandır aklımda olan bir kitaptı. Çok beğenerek okudum. Duygu olarak çok güzeldi. Kitabın başında spoiler veriyor ama nasıl o duruma gelindi merak konusu kitabı okutturuyor.
#kitabınkonusu
Stoner çiftçi olan ailesinin isteği üzerine ziraat eğitimi almak için üniversiteye başlar fakat aldığı derslerde en hoşuna giden kendini bulan edebiyata yönelir. Ziraat fakultesinden ayrılır ve edebiyat okumaya karar verir sonunda da hoca olmayı başarır. Hayatına bir kadın girer evlenir çocuğu olur ama herşey rayında gitmez. Kitabın özü Stonerin tüm hayatını okuyoruz. O son sahne o kadar güzel anlatılmış ki... Mutlaka okuyun derim.
StonerJohn Williams · Yapı Kredi Yayınları · 2020759 okunma