Story of the Eye

Georges Bataille

Story of the Eye Gönderileri

Story of the Eye kitaplarını, Story of the Eye sözleri ve alıntılarını, Story of the Eye yazarlarını, Story of the Eye yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Simone'la ben öldürülürsek
kişisel evrenimizle saf yıldızların birleşebileceği geldi aklıma. Bu bütünleşme, sefahat alemlerinin sonunu, hayal bile olsa gerçekleştiriyordu; bu geometrik bir korlaşmaydı (ayrıca, yaşamla ölümün, varlıkla yokluğun çakışma noktası), son derece baş döndürücüydü.
Frengili (tabes hastası) bir babadan olmuşum. Annemi bana gebe bıraktığında çoktan körmüş ve ben iki ya da üç yaşıma geldiğimde de aynı hastalıktan felç geçirmiş. Küçük bir çocukken babama tapardım. Oysa felç ve körlük, öteki sonuçlardan başka şu sonuçları da doğurmuştu: Bizim gibi tuvalete gidip çişini yapamıyordu; bu işi oturduğu koltuğun- daki özel bir kaba yapıyordu. Körlüğü yüzünden tam olarak üstüne örtemediği bir örtünün altından işiyordu önümde. Zaten en üzücü olan da bakış biçimiydi. Hiç görmediği için, gözbebekleri, geceleyin, gözkapaklarının yukarısında kaybo- luyordu: Bu, genellikle çiş yapma sırasında meydana geliyor- du. Kartal gagası gibi bir burnu vardı ve süzülmüş yüzünde gözleri faltaşı gibi açılıyordu. Genellikle, çiş yaparken, bu iki gözün neredeyse yalnızca akı görünürdü; o zaman bir şaş- kınlık ifadesi gelirdi yüzüne. Bu gözlerin yalnızca babamın görebildiği ayrı bir dünyası vardı ve bu görüş babamda gö- rünmeyen bir gülmeye yol açardı. Oysa, benim yumurtaların görüntüsüyle birleştirdiğim işte bu yalnızca akı görünen be- yaz gözler; öyküde göz'den ya da yumurta' dan söz ettiğimde sidik de bu yüzden ortaya çıkıyor.
Sayfa 77
Reklam
Bataille'de Ay Kültü izi, inanılmaz!
Ben Ay'ı, annelerin kanıyla, o iğrenç kokulu aybaşı kanıyla özdeşleştiririm.
Sayfa 44
Başkalarına evren dürüst gibi görünür. Dürüst insanlara, gözleri kör edildiği için, dürüst gibi görünür evren; onun için de bu insanlar müstehcenlikten korkarlar. Horoz sesi duyduklarında ya da yıldızlı gökyüzünü gördüklerinde hiç kaygılanmazlar. Genellikle "tensel zevkler"den yavan olmaları koşuluyla tat alınır. Ama artık hiç kuşku yoktu: "Tensel zevkler" denen şeyden hoşlanmama nedenim yavan olmaları değildi. Ben herkesin "pis" bulduğu şeylerden hoşlanıyordum. Tersine, her zamanki, sıradan şehvet beni hiç tatmin etmezdi, çünkü bu yalnızca şehvet düşüncesini kirletir, yüce ve gayet saf özüne ne olursa olsun dokunmaz. Benim bildiğim şehvet yalnızca bedenimi ve düşüncelerimi değil, bu şehvet karşısında hayal ettiğim her şeyi, özellikle de yıldızlı evreni kirletir.
Sayfa 44
İşin tuhafı, kendimi her yerde rahatsız hissettiğim halde, şimdi evime gittiğim düşüncesi içindeydim.
Sayfa 40
İşeme sözcüğünün kendisine neyi düşündürdüğünü sorduğumda, bir usturayla gözleri deşme'yi, kırmızı bir şeyi, güneşi diye yanıt verdi. Ya yumurta? diye sorduğumda ise, dananın kellesinin rengi dolayısıyla, bir dana gözünü dedi; zaten yumurtanın beyazı gözün beyazıydı, sarısı da gözbebeği. Ona göre gözün biçimi yumurtanınkiyle ayrıydı. İleride dışarı çıktığımızda, güneşin alnında, tabancayla ateş ederek havada yumurta kırmamı istedi benden. Bu iş bana olanaksız gibi görünüyordu, bu konuda gülünç nedenler ileri sürerek benimle tartıştı. Neşe içinde sözcüklerle oynuyor, kimi zaman göz kırmak, kimi zaman da yumurta oymak diyerek, ipe sapa gelmez düşünceler ileri sürüyordu.
Sayfa 35
Reklam
317 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.