Şu Dağın Ardı İran kitaplarını, Şu Dağın Ardı İran sözleri ve alıntılarını, Şu Dağın Ardı İran yazarlarını, Şu Dağın Ardı İran yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ağlarken yüreğime bıçak ucu gibi sinsice ve derince saplanan sızıyı duyumsadıkça güçlü olmanın ilk şartının
‘İnsanın kendine acımaması’ olduğunu öğrendim. Kendine acıyan insan gücünü küçümsüyor, içten içe bütün kalelerini teslim ediyordu
Çoğunluğu kadın olan kalabalıklara el sallayarak uçaktan inen Humeyni, altı yıl sonra ‘'Allah’ın aziz yaratıkları"nı sıralarken hamamböceğini 8’inci sıraya, kadını 14’üncü sıraya yerleştiriyordu...
İçimde yeniden çiçekler açtıran "Doktor Jivago" bir zamanlar algıladığım gibi büyük bir aşk filmi değil, aslında acıklı bir devrim filmiydi. Devrim komiteleri, el konulan aristokrat evleri, yasaklar, baskılar, marşlar, dağılan aileler... İlk izlediğimde göremediklerim, yaşam deneyimlerimle el ele karşıma dizilmişti. Film bittiğinde şaşkındım. İlk kez izleyen Minu'ya duygularımı anlatıp, "Her on yılda bir filmler, kitaplar yeniden elden geçirilmeli demek ki" dedim....
Yıllar yıllar öncesi
Bir varmış, bir yokmuşken,
Kanım deli deli akarken,
Aşk için ve aşk ile ben dağları deldim.
Şirin idim Ferhat'tan bekleneni yüklendim.
Şu dağın ardı İran'a,
Aşkımın savaş ve kargaşa içindeki ülkesine,
Babamın sırça köşkünden,
Anamın sıcak kanadından
Ardıma bakmadan çıkıp gittim.
Kadın, eş, gelin ve Türk olarak kendi masalımın ejderhalarıyla çarpıştım, perilerinden güç aldım. Galip mi mağlup mu olduğumu bilmesem de, vatanımın, ocağımın, atamın, otağımın kıymetini bilerek dokuz yüz gün sonra sılama kavuştum.
Yorgun, kırgın ama kararlı geçen bunca yıl boyunca Farsça konuşmam gerekmedikçe bu masalı anmamaya ve anımsamamaya özen gösterdim.
Ta ki, "Türkiye İran olur mu?" sorusuyla irkilene kadar...