Çöl matarası insanın yaşamıdır;
Pabuç insanın gözüdür;
Karısı insanın geleceğidir;
Oğul insanın sığınağıdır;
Kız evlat insanın kurtuluşudur,
Gelin insanın baş belasıdır.
insanlar olmadan kentler yıkıma gidiyor, tapınak ve saraylar harap oluyor, tarla ve çiftlikler çöle ve bakımsız araziye dönüyordu. Bu nedenle,kozmosu ve her türlü görüngülerini de tabii ki insan biçiminde yaşayan varlıklar gözetip bakıyor, yönetip denetliyor olmalıydı.
Fakat kozmos bütün insan yerleşimlerinin toplamından çok daha büyük ve örgütlenmesi çok daha karmaşık olduğundan, bu yaşayan varlıklar besbelli sıradan insanlardan çok daha güçlü ve etkili olmalıydı.
Sümerler İÖ üçüncü binyılda, günümüz dünyası üzerinde, özellikle de Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamlık aracılığıyla silinmez izler bırakan dinsel fikirler ve tinsel kavramlar geliştirdi.
Bunun üzerine Enlil veziri Nusku'yu çağırır ve ona sevimli Ninlil'e duyduğu arzudan söz eder. Nusku büyük bir kayık getirir ve Enlil ırmakta Ninlil'e Tecavüz eder edip onu ay-tanrısı Sin'e gebe bırakır.
Tanrılar bu ahlaksızca davranış karşısında dehşete düşerler ve kralları olmasına karşın Enlil'i yakalayıp kentten ölüler diyarına sürer.