Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sünnet Pedagojisinde Ergenlik

Nuriye Çeleğen

Sayfa Sayısına Göre Sünnet Pedagojisinde Ergenlik Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Sünnet Pedagojisinde Ergenlik sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Sünnet Pedagojisinde Ergenlik kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
4 yaş, 4 ay, 4 gün...
“Osmanlı’da 4 yaş, 4 ay, 4 günlük olunca törenle ilim öğretmeye başlatıp çocuğun kemâlâtla tanıştırıldığı yaşta bizler çocukları oyun için anaokullarına gönderiyoruz. Manevî âlemin kapısını onlara aralatmıyoruz. Elbette 4 yaşında eğitime başlayan ve manevî eğitimin kapısını aralayan bir çocuk on iki, on üç yaşında olgun bir döneme gelir ve ergenlik sorunu kalmaz.”
Sayfa 18 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
Bilim bu yaş evresinde Ergen itaat etmez diyor. Burada bir tezat görülüyor. Bu yaş döneminde artık Rabbe bilinçli itaat başlıyor. Ergenlik itaat kavramını tamamlandığı evre oluyor. Allah resulünün yanındaki ergenlerde itaatsizlik diye bir durum söz konusu olmuyor.
Reklam
İza cae...
“Ey Abbas’ın oğlu, neden ağlıyorsun?” Amcaoğlu bekâ dilini okumaya başladı: “İzâ câe...” “Bu sûre” dedi, boğazına oturan bir hasret düğümünü gözyaşları ile ıslatıp çözerek:” “Bu sûre beni ağlatıyor. Bu sûre sizin dünyadan ayrılık haberinizi veriyor.” Doğruladı sevgili. Veda vakti gelmişti. Bu haberi genç bir yürek Rabbin kelâmından herkesten önce sezmişti. O, Allah Resûlü’nden Kur’ân’ı anlamak için dua istemişti. Bu duanın bereketinden on beş yaşlarında iken en büyük fakihlerden olmuştu.”
Sayfa 36 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
Ah Uhud, seni duyan, seni bilen hangi müslümanın ciğeri yanmadı ki...
“Savaş bitti... Uhud yüreklere kor olup düştü. Peygamberimiz, Mus’ab’ının başındaydı. Sevgili Peygamberini korurken dört parçaya ayrılmış kolları dört bir yandan ona ulaşmak istercesine etrafa uzanmıştı. Uhud’un haberi Medine’ye ulaştı. Hırçın bir yalım gibi tutuştu yürekler. Medine Uhud’a aktı. Uhud yanarken Medine’nin ciğeri yandı.”
Sayfa 60 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
Musab Bin Umeyir’in mahçubiyeti...
“Dikkat ettiniz mi? Mus’ab, kesik başını âdeta toprağa gömmek istercesine yere yapıştırmış. Sebebini bilir misiniz?” Sahabileri, başları önlerinde eğik cevap verdiler: “Allah Resûlü bilir.” “Allah ona, ‘Ey Mus’ab! Benim elçimi, sevgilimi Uhud’da kime emanet edip de geldin?’ derse verecek cevabı olmadığı için mahcup. Mahcubiyetinden dolayı başını toprağa gömmüş.”
Sayfa 60 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
Cehenneme girmemeye bakın...
“Hz. Peygamber buyurdu: “Cehenneme girmemeye bakın, en az kalan iki üç insan ömrü kalacak.”
Sayfa 80 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Eğlencenin ölçüleri...
“Peygamber Efendimiz aleyhissalâtu vesselam eğlencenin hangi ölçüler içerisinde nasıl olması gerektiğini de belirliyordu. Aşırıya varan çılgınlık ve günahla değil; masum, günahsız, meşru sınırlar içerisindeki eğlenceyi tavsiye ediyordu.”
Sayfa 125 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
Rabbim birdir demek...
“ZAMANLARIN EN BÜYÜĞÜNE şahit olup, şehadet getirdiğinde on yedi yaşındaydı. Mekke’de Allah’ın varlığına şahit olduğunu söylemek öyle kolay bir iş değildi. Rabbim birdir demek çileli bir hayatı ve işkenceyi kabul etmekti. Allah Resûlü’nün getirdiklerine “belâ” (evet) demek, her türlü belayı sineye çekmekti. Erkam, bütün bunlara ‘evet’ dediğinde daha henüz ergendi. Her doğan gün, Erkam ve arkadaşlarına farklı bir çile ve ıstırabı getiriyordu.”
Sayfa 127 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
Gençliğinde ibadet edenler...
“O (aleyhissalâtu vesselam) biliyordu... Hiçbir kötülüğe meyletmeyen genci Allah’ın sevdiğini... Genç iken gönlünü Allah’a verenlerin cennete gideceğini... Gençliğinde ibadet edenlerin hiçbir gölgenin bulunmadığı o dehşet günü olan mahşerde Arş’ın gölgesi altında bulunacağını...”
Sayfa 151 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
Bedir Savaşı
“Ebû Ubeyde, sonsuza dek ayrıldığı babası ile ilk ve son kez Bedir’de karşılaştı. Bedir, tüm mü’minler için zor bir savaştı. Kardeş ile kardeşin, baba ile oğulun, can dostların karşı karşıya geldiği bir savaştı. Savaşın bir anında Ebû Ubeyde ile babası da karşı karşıya geldi. Baba, sürekli olarak oğluna hücum ediyordu. Ebû Ubeyde kaçıyordu. Baba, oğlunu bırakmak istemiyordu. Sonunda oğlunu kıskıvrak yakaladı. Onu kaçamayacak bir pozisyona getirdi. Ebû Ubeyde çaresiz kaldı. Babasını öldürdü. Üzgün bir şekilde Hz. Peygamberin huzuruna geldi.”
Sayfa 157 - Nesil YayınlarıKitabı okudu