Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Suriye'de Türkmenler ve Bayır - Bucak

Ali Bademci

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Aybey, Kutuz, Baybars,Kalavun, Sultan Muhammed bunlardan olup Türk tarihinin dâhileri arasında yer almışlardır. Özellikle Sultan Baybars 200 yıldan beri Suriye ve Filistin'e bela olan Haçlıları tamamen yok ederek Doğu Akdeniz kıyılarındaki Hıristiyan varlığının kökünü kazımıştır. Baybars haklı şöhretine ilâve olarak Abbasî Halifelerinin bölgedeki vekilliğinide üstlenmiş ve bunu hakkıyla yapmıştır. Baybars tıpkı Selçuklu Sultanları gibi Abbasî Hilâfeti ve Sünnî-Hanefî İslâm inancına sıkı sıkıya bağlı bir devlet başkanı olarak bazı geceler sabahlara kadar uyumayarak ibâdet ederdi. Onun zamanında ülkenin imarı Eyyubîler devrini çok aşmıştır. Selefi Kutuz ise Orhun’dan Suriye’ye kadar mağlûbiyet yüzü görmeyen Türk Moğolu Cengiz ordularını Ayncalud'da feci bir mağlubiyete uğratmıştır. Cengiz'den sonra İlhanlı orduları bir daha rahatlıkla Suriye'ye gelmeye cesaret edememişlerdir. Cengizoğulları ile Selçuklu ve Altınordu çekişmelerinde Baybars gibi Kutuz da Anadolu Oğuzları ve Altın Ordu Kıpçakları'nın yanlarında olmuşlar ve her zaman Türk Moğolları karşısında dik durmuşlardır. Bizzat Sultan Baybars Anadolu'da evvela Celâleddin Harezmşah ve bilhassa Moğolların tahrip ve tarumarettiği Anadolu'da Sivas'a kadar gelip hem mücadele etmişhem de gövde gösterisi yapmıştır.
Mısır'a Türk yığınağı sürüyordu. Mısır Samarra'dan sonra Türklerin ikinci ve en büyük üssü hâline gelmişti.
Reklam
Kenan Diyarı
Pek çok medeniyet ve kültürlerin anavatanı olan Suriye coğrafyasının dinî kaynaklara göre ilk yerleşikleri Hz.Nuh'un oğlu Sam'dan türeyen ve Sâmî dili konuşan Sâmîlerdir. Müslümanların bu ülkeye sahip olmasına kadar Amoritler, Fenikeliller, İbranîler, Hititler, Persler, Makedonyalı İskender, Roma ve Bizans İmparatorluğu bu ülkeyi elinde bulundurdu. Dolayısıyla bu ilk yerleşikler tarihî kayıtlarla da örtüşmektedir. Bu bilgiler ışığında Suriye'nin Anadolu, Mezopotamya, Mısır ve Arabistan için geçiş yolu olarak kullanıldığını mutlaka belirtmeliyiz. Eski çağlarda Suriye ve Filistin topraklarına “Kenan Diyarı” diyorlardı ki bu ad muhtemelen burada “Kenanîler'in ilk yerleşikler olmasındandır. Zaten daha ziyade Suriye'nin güneyi ve Filistin toprakları için alçak kottan dolayı "Çukur” anlamına gelen bu isimin kullanıldığı kaynaklarda ifade edilmektedir.
Alamut'tan kurtulan bir kısım İsmailî dâileri ile Bağdat Büveyhî ve Sünnî din adamları Suriye’ye taşınarak buradaki dinî coğrafyayı biraz daha karıştırdılar. Bilâhare Suriye İsmailî kalelerininde ortadan kaldırılmasıyla Sünnîlik bu coğrafyada iyice kökleşti. Bununla beraber her ne kadar Kahire Fatimî Hilâfeti Eyyubîler tarafından nihayetlendirilmişse de, daha bir müddet buralarda İsmailîler en azından gizli gizli örgütlenmelerini sürdürmüşlerdir.Abbasî Hilâfeti'nin ortadan kaldırılmasından sonraİslâm Dünyası’ında Mısır Memlûkları, Suriye ve Filistin kalıyordu. Hülagü her nedense gerek Alamut ve gerekse Bağdat seferlerinde bizatihi bulunduğu halde bu tarafa gelmek istememiştir. Öte yandan artık parçalara ayrıldığı kesinleşen Cengiz İmparatorluğu'nun Altın Orda'sı ile Hülágü'nün İlhanlıları çetin bir yarış, hatta savaş halindeydi. İşin ilginç yanı Memlûklar İlhanlılara karşı AltınOrda'yı destekliyordı. Çünkü ordu komutanları ve askerlerin çoğu, başta Baybars olmak üzere Kıpçak asıllı idi.Hatta Memlúklar da Eyyubîlerden Türk Memlûk'a dönüşüyordu. Hülágü, Suriye ve Filistin'in fethi için en seçkin komutanlarından Ketboğa'yı görevlendirmişti. Fakat netice bekledikleri gibi olmadı. Türk Moğolları Filistin'in Ayncalud bölgesinde yapılan savaşta ağır bir yenilgiye uğradılar. Üstelik ünlü komutan Ketboğa da canını kaybetti.
Cengizoğulları ile Selçuklu ve Altınordu çekişmelerinde Baybars gibi Kutuz da Anadolu Oğuzları ve Altın Ordu Kıpçakları'nın yanlarında olmuşlar ve her zaman Türk Moğolları karşısında dik durmuşlardır. Bizzat Sultan Baybars Anadolu'da evvela Celâleddin Harezmşah ve bilhassa Moğolların tahrip ve tarumar ettiği Anadolu'da Sivas'a kadar gelip hem mücadele etmiş hem de gövde gösterisi yapmıştır.
Türklerle Farsların araları çok kötü değildi. Çinliler ise Türklerin ezelî düşmanıydı...
Reklam
Kendi kavmi ve şehri içinde aziz olan herkes memleketinden uzak düşünce yabancı bir ülkede, hor ve zelil olduğu halde bunun aksine olarak Türk kendi halkı arasında diğer Türklerden farksız olup kendi memleketinden ayrılıp İslâm diyarına düştüğü zaman onun kıymeti artar, emîr ve sipehsâlâr olur. Âdemden a.s. bu zamana kadar, Türkten başka, para ile satın alınan bir kölenin pâdişâh olduğu görülmemiştir.
Sayfa 82 - Ötüken Neşriyat A.Ş.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.