Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tahrir Vazifeleri 4

İsmet Özel

Tahrir Vazifeleri 4 Gönderileri

Tahrir Vazifeleri 4 kitaplarını, Tahrir Vazifeleri 4 sözleri ve alıntılarını, Tahrir Vazifeleri 4 yazarlarını, Tahrir Vazifeleri 4 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şimdiki çıkarlarımız öyle gerektirdiği için olayları eğip büğmek tarih, çıkarlarımızı nerede arayacağımızı bilemediğimiz için olaylar altında ezilmek efsane telâkki edildikçe tek insanın ve insan topluluklarının arınma yolu daralacak ve bir gün tamamen tıkanacaktır. Kıyamet bu tıkanmanın başka bir adı belki...
İnsan ve Gurur
Nietzsche’nin dile getirdiğine göre "Hafıza bunu ben yaptım der, gurur bunu ben yapmış olamam der ve her defasında iddiasından vazgeçen hafıza olur." Yani insanlar olarak bizler gururumuzun düzenleyici etkisine gerçekleri kabulden doğan katlanma zaruretinden daha fazla kapılırız. Aynı olayı yaşayan iki insan bir süre sonra yaptıkları değerlendirmede gerçeği değil gururlarının onlara yaptırdığı tercihleri yansıtır duruma gelirler. Gururun böylesine baskın çıkışı, insanların geleceklerine bir arınma isteğiyle atılma çabalarının bir sonucudur.
Reklam
İnsan Tanımı ve Değerler
Eğer insana bir tasarının gerçekleştirilmesinde kullanılan bir unsur sayarak değil de tasarının kendisi, tasarının ortamı sayarak yaklaşabilirsek "değer" kavramını eski yerine oturtabiliriz. Değerin sorumluluk kişilik ve verme yoluyla kazanılabildiği bir dünyada yine acılar, uyumsuzluklar olacaktır, ama o dünyanın insanları başka bir dünyadan alacakları habere ulaşmak için gereken her ortamı koruyacaklar ve insan ruhunu "steril" kılmayacaklardır.
"İnsan bir ortamdır" Tanımlaması
Hastaneler hastalık, mektepler cehalet, mahkemeler zulüm, piyasalar yoksulluk üretiyor. Eğer insanın bir ortam olduğu kabulünden yola çıkılsaydı veya en azından son üç yüz yılın hümanizma hummasına yol açan "tek dünyalı" sapkınlık önlenebilseydi acaba günümüzün dünyası güllük gülistanlık mı olacaktı? Elbette hayır. Ama hiç olmazsa insanlar işleyen sistemin dışına kaçabilecek bir alan bulmakta zorluk çekmeyecekler, dostluklarından teselli bulabildikleri veya bilgisine başvurduklarında direnç kazanabildikleri benzerlerini kaybetmeyeceklerdi. Korunacak ortamın kendilerini hapseden şartlar değil, kendilerine hakikattan bir pay sunacak ortam olduğunu göreceklerdi.
Ölümü Tanımak/Değişmek
Ölümü tanımak ölümün mahiyetine dair sarih bir anlayışa, bir bilgiye varmak değil, belki tersine bu "meçhul" yüzünden kendi değişmesine katlanabilmektir.
Nihayet kendi eliyle dünyadaki değişmelere vesile olan insanoğlu yaptıklarının sorumlulukla kopmaz bağları bulunduğunu ancak teslimiyetin anlamına vararak yani İslam'a girerek öğrenebilir.
Reklam
İnsanın altı özelliğinden üçü gökten geliyor: İnsan zaman ve mekân içinde hareket imkânına sahip bu bir. İkincisi insan soyutlama yeteneğine sahip. Ve üçüncü olarak insan biçimlendirme gücüne sahip. Diğer üç özellik yerden çıkıyor: İnsan kural tanımadan edemiyor, insan neyin neye denk düştüğünü anlamadan edemiyor, insan vermeden ve almadan edemiyor. İnsanın işte bu altı özelliği onun yerle gök arasındaki konumunu belirliyor. Dikkat edilecek olursa üçerli olarak birbirinden ayrılan bu altı özellik aynı zamanda birbiriyle bakışır, durumdadır. Hareket ve kural, soyutlama ve mütekabiliyet, şekil verme ve mükellefiyet. Hepsi organik bütünlüğe ulaşmanın şartları.
Şimdiki çıkarlarımız öyle gerektirdiği için olayları eğip büğmek tarih, çıkarlarımızı nerede arayacağımızı bilemediğimiz için olaylar altında ezilmek efsane telâkki edildikçe tek insanın ve insan topluluklarının arınma yolu daralacak ve bir gün tamamen tıkanacaktır. Kıyamet bu tıkanmanın başka bir adı belki...
Muhatap olduğumuz her teklifte, atacağımız adımlara ilişkin her değerlendirmemizde insan olarak bizi tedirgin eden bir ruh durumunu yaşarız. Bu ruh durumu şimdiki "ben”imizin bir önceki "ben”imizle ilişkisinde bizi zorluklara sürükler.
Yaşamak için en elverişli ortama kavuştuğu varsayılan insan eğer yaşamaya bir anlam verebilecek durumda değilse herhangi bir hatayı düzeltmiş olmayacak, bilakis aynı hatayı tekrar etmiş olacaktır. Çünkü çevrenin kirlenmesi, canlı türlerinin yokolması, tarih mirasının değerinin bilinmemesi zaten yaşamaya bir anlam verememekten doğan bir sonuç, bir hataydı. Çevre korumacılığı girişimi dolayısıyla bu hatadan dönülmüş olmuyor sadece yapılan hatanın istenmeyen sonuçları giderilmeye çalışılıyor.
Reklam
Eğer insanın bir ortam olduğu kabulünden yola çıkılsaydı veya en azından son üç yüz yılın hümanizma hummasına yol açan "tek dünyalı" sapkınlık önlenebilseydi acaba günümüzün dünyası güllük gülistanlık mı olacaktı? Elbette hayır.
Sayfa 23
İnsan kendine mahsus bir mantığı aralıksız "yaşar". Çünkü Âdemoğlu gerçekliğin kendisi değil, gerçekliğin cereyanını mümkün kılan bir ortamdır. Belki de yegâne ortamdır.
Sayfa 19
Unutmamak gerekir ki tüketen tükenmeyi peşinen göze almış demektir ve yıkıcılıkta direnen daha önce yıkılmış olandan başkası değildir.
Sayfa 19
İnsanın altı özelliğinden üçü gökten geliyor: İnsan zaman ve mekân içinde hareket imkânına sahip bu bir. İkincisi insan soyutlama yeteneğine sahip. Ve üçüncü olarak insan biçimlendirme gücüne sahip. Diğer üç özellik yerden çıkıyor: İnsan kural tanımadan edemiyor, insan neyin neye denk düştüğünü anlamadan edemiyor, insan vermeden ve almadan edemiyor.
Sayfa 11
"Düşünüyorum, öyleyse varım."
Sayfa 6 - Descartes
745 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.