Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tanrıların Öyküsü

Derman Bayladı

En Eski Tanrıların Öyküsü Sözleri ve Alıntıları

En Eski Tanrıların Öyküsü sözleri ve alıntılarını, en eski Tanrıların Öyküsü kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Prometheus,tanrılardan gelecek hiçbir hediyeyi kabul etmemesi için sıkı sıkıya uyarmıştı kardeşini.Ama kızın güzelliği karşısında çarpılan Epimetheus'un bir kulağından girmiş ötekinden çıkmıştı bu uyarı.Pandora bir de kutu getirmişti beraberinde.Kutuyu açarlar,ama açmalarıyla da ne kadar kötülük ve dert varsa yeryüzüne yayılır.Pandora kapağı kapatmak isterse de çok geçtir artık.Bir 'Umut' kalmıştır kutunun içinde,tam çıkmak üzereyken çıkamayan.İnsanları bunca olumsuzluk karşısında avutan 'Umut'.
İlginç
Döllenmeyle doğum arasındaki dokuz aylık süre nedeniyle yeni bir yaratığın dünyaya gelişinde erkeğin rolünü kavrayamayan ilkel insan, yaratıcılığı kadına vermekteydi doğrudan doğruya. Çünkü dokuz ay süresince karnı durmadan büyüyen ve ardından da bir yeni canlıya yaşam veren kadındır.
Sayfa 23 - Say yayınları
Reklam
Perşembe Zeus günü imiş
Zeus, Latin mitolojisine Jupiter adıyla geçmiştir. Romalılar haftanın beşinci gününe onun adını vermişlerdi (Jovis dies). Fransızca "Jeudi", İtalyanca "Giovedi", İspanyolca "Jueves" sözcükleri latincede 'jüpiter günü' anlamına gelen "jovis dies" den türemiştir. Biz bu güne perşembe diyoruz.
Sayfa 31 - Say yayınları
Kronos, kız erkek ayırt etmeden Rhea'nın doğurduğu bütün çocukları yutar. Rhea son olarak Zeus'u getirir dünyaya. Bakar ki en küçük oğlu da kardeşleriyle aynı yazgıyı paylaşacak, yavrusunu korusunlar diye annesi Gaia ile babası Uranos'a yalvarır. Kızının yalvarmalarına dayanamayan Toprak Ana, torununu Girit'teki İda Dağı'nda bir mağaraya saklar. Koca bir taşı bezlere sarıp, doğan en küçük çocuğu diye Kronos'a yutturur.
Tüm ilkçağlar boyunca ululanan Toprak Ana (Rhea ya da Kybele), değişik bir kavramla ama özde aynı olarak Hristiyanlıkta da sürdürüyor etkisini; Meryem'in kişiliğinde yine Tanrı Anası sıfatıyla.
Zeus, Latin mitolojisine Iupiter (Jüpiter) adıyla geçmiştir. Romalılar haftanın beşinci gününe onun adını vermişlerdi (Jovis dies). Latin kökeninden gelme dillerdeki "Jeudi (Fransızca), "Giovedi" ( İtalyanca), "Jueves" (İspanyolca) sözcükleri Latince'de "Jüpiter günü" anlamına gelen "Jovis dies"ten türemedirler. Biz "perşembe" diyoruz bu güne.
Reklam
Hades
Ürkütücü bir görünümü vardır. Tanrılar bile pek görmek istemezler onu aralarında. Onunsa kimseden korkusu yoktur. Tek çekindiği şey, Poseidon'un yerleri sarsarken ölüler dünyasının duvarlarını çatlatması ve orada yaşayanların durumlarını gözler önüne sermesidir.
Oidipus'un da yoluna çıkar Sphinks ve sorar bilmecesini: " Sabahleyin dört, öğle üzeri iki, akşam da üç ayakla yürüyen yaratık hangi hayvandır? " Oidipus fazla düşünmeden yapıştırır cevabı: " İnsandır bu yaratık. Çocukluğunda kolları ve bacakları üzerinde emekler, büyüdüğü zaman iki ayağı üzerinde yürür, ihtiyarlayınca da bir değneğe dayanır."
Topraktan yoğrulma, yaşam ruhu üflenmesi
Titan Iape­tos'un oğlu Prometheus yağmur suyuyla toprağı karıştırarak tanrı suretinde insanı yaratır. Başka anlatımlara göre, Minerva (Athena), Promethe­us'un bu yapıtının güzelliğine hayran olarak bu ruhsuz göv­deye yaşam soluğu üflemiş (...) Zeus öfkesini Prometheus'un kolladığı insana yöneltir bu kez. Demirci tanrı Hephaistos'a, bir parça toprağı suyla karıştırarak bir kadın yapmasını söyler. Athena bu kadına el iş­lerini öğretir, Aphrodite arzularla doldurur onun yüreğini, Hermes de yalan dolanlarla donatır içini. Bu da insanın ikin­ci yaratılışıdır.
Kibele ile Attis
Kybele'nin en ünlü öyküsü, onun Attis'le olan aşkıdır. Çok güzel bir delikanlıdır Attis. Kybele, kendi tapınağının bakımını bu güzel Phrygialıya emanet etmiştir. Ama bir de koşulu vardır: Attis tanrıçaya verdiği bakir kalma sözünden dönmeyecektir. Ne var ki bir ölümlüye sevdalanır güzel delikanlı ve ça­buk unutur verdiği sözü. Düğün töreni sırasında tanrıça Kybele de gelerek konuklar arasına karışır. Tanrıçayı gören Attis verdiği sözü hatırlar ve derin bir vicdan azabı ya da bu­nalım sonucu erkeklik organını keser. Attis'in toprağa akan kanlarından menekşeler biter. Delikanlı bununla da yetin­mez; tam kendini asacaktır ki eski sevgilisine acıyan tanrıça onu bir çam ağacına dönüştürür. Çam kozalağı Attis'in sim­gesiymiş.
Reklam
Tüm ilkçağlar boyunca ululanan Toprak Ana, değişik bir kavramla ama özde aynı olarak Hıristiyanlıkta da sürdürü­yor etkisini; Meryem'in kişiliğinde yine Tanrı Anası sıfatıyla.
Hermes ~ Angel, Cebrail, Azrail
Hermes'in sayılamayacak denli çok olan görevlerinden en önemlisi, hiç kuşku yok ki "tanrıların, özellikle de Zeus'un habercisi ve ulağı" olmasıdır. Eski Yunancada Angelos sözcüğü "haberci" anlamına geliyordu. Bu sözcük daha ilerki yüzyıllarda anlam kaymasıyla "ange", "angel" biçimlerinde Batı dillerine girmiştir. "Melek" demek oluyor bu yeni anlamlarıyla. Zaten meleklerin, özellikle de -Batı' da Gabriel denen- Cebrail'in görevi de bir melek olarak Tanrı haberciliği değil midir? Kuran'a göre, İsmail'i -Tevrat'a göre İshak'ı- tam kurban edileceği sırada gökten bir koç indirerek kesilmekten kurta­ran Cebrail'dir, Hermes de altın postlu koçla Phriksos ve Helle'yi kurban edilmekten kurtarmıştı. Hermes kimi kabartmalarda bir koçla birlikte görülür. Zaten "Kriophoros" (koç taşıyan) da denirdi ona. Hermes'in bir başka görevi de ruhları öteki dünyaya götürmekti. Bu görevi dolayısıyla "Psykhopompos" (ruhları götüren) sıfatı verilmişti Hermes'e. Bu niteliğiyle de bir can alan meleğin işlevini görüyor.
Sayfa 106Kitabı okudu
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.