Tanzimat Serveti Fünun ve Fecri Atı Dönemlerinden Özgün Psikoportreler

Erdal Altun

Sayfa Sayısına Göre Tanzimat Serveti Fünun ve Fecri Atı Dönemlerinden Özgün Psikoportreler Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Tanzimat Serveti Fünun ve Fecri Atı Dönemlerinden Özgün Psikoportreler sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Tanzimat Serveti Fünun ve Fecri Atı Dönemlerinden Özgün Psikoportreler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Abdülhak Hamit ise insanların nazar ve alakalarının merkezinde ol­maktan rahatsız değildi, bilakis gayet memnundu. Hatta bu, Hamit için bir yaşam gıdasıydı. Çünkü Hamit çocukluktan beri şımartılmayı seviyordu. Kendisi, "Ben dalkavukluktan, beni eğlendiren adamdan, nasihatten hoşlanırım."
Abdülhak Hamit Tarhan
1880'de Berlin Büyükelçiliği Başkatipliğine atandı. Görevine başlamak için Odesa'ya kadar giden Hamit vapurda bir Alman kızından huylandı. "Ben bu kadar iri ayaklı kadınlar yetiştiren bir memlekette yaşayamam!" diyerek geri döndü. Bunun üzerine "Hamit Bey çıldırdı, görevine gitmek istemiyor." diyerek Istanbul'a telgraf çekildi. Olayın gerçek nedenini öğrenen ağabeyi Nasuhi Bey, Hamit'i azarla­maktan kendini alamadı. Hamit'teki bu kadın düşkünlüğü daha sonraları da başını ağrıtacaktı. Hamit, 1912'de Brüksel elçiliğinden alınınca kamuoyunda hakkında değişik haberler çıktı. Bunlardan en dikkat çekeni Ali Kemal'in İkdam'da kaleme aldığı bir yazıydı. Ali Kemal'e göre Abdülhak Hamit lüzumundan fazla zendost olduğu için görevinden alınmıştı. Eşi Lüsyen Hanım elçilikten alınma nedenini Hamit'e sordu. O da "Dünyaya kazık mı çakacaktım." diyerek pek aldırmadığını gösteren bir cevap verdi. Lüsyen Hanım, biraz daha üsteleyince Hamit, alaylı bir dille "lüzumundan fazla zendostmuşum." demek zorunda kaldı.
Reklam
Abdülhak Hamit Tarhan
"Nikahımla Beyoğlu'nda bir otele gidip iki gece kaldık. İkinci gecenin sabahı uyandığım zaman ne göreyim: Biçare kız bana yaranmak için elbiselerimi süpürmüyor mu? Bu hale tahammül edemeyip hemen kaçtım." vakit geçirmeden Cemile'den ayrılan Hamit'in, bu evliliği yirmi gün sürmüştür.
Kendi eliyle sevgilisini evlendirdikten sonra Abdülhak Hamit Tarhan:
Lüsyen sabaha karşı koridordan akseden bir takım konuşmalar, gülüşmeler ve kahkahalarla uyanmıştı: "Fakat kendimi hiçbir şey duymamış ve uykudaymışım gibi yaptım. Nitekim bir çeyrek yirmi dakika sonra Beyefendi ara kapıyı açıp bana bakınca uyumakta olduğumdan sanırım hiç şüphe etmemişti ki yavaş sesle şu küfürleri savurmaya başlamıştı: 'Kaltak! O .. pu! Tu sana! Ve küfürleri ikide bir kesip ellerini havaya kaldırıyor, birtakım dualar mırıldanarak üzerime üfürüyordu. Zilzurna sarhoştu ve ayakta duracak mecali yoktu. Doğrusu bu hâli pek içime dokunmuştu fakat ne yapabilirdim. Olan olmuştu ve onun arzusuyla olmuştu."
Ahmet Haşim.
Kendisini ve toplumu sevmeyen Haşim, yeni bir hayal dünyası kurmuştu. Bu ruh hâli, onun sanatını derinden etkiledi. Alıngan, karamsar, bezgin ve küskün bir psikolojiye sahip olan Fransız sembolistlerinde kendisini buldu. Onlar gibi gõrünen âlemin õtesine geçmeye çalışan. Sembollere sığındı. Dış dünyayı hayal süzgecinden geçirerek izlenimlerini şiirlerinde anlattı. Yaşadığı dünyayı umursamayarak içindeki sıkıntıları ve kırgınlıkları unutmaya çalıştı.
Reklam
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.