Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tanzimat ve Bulgar Meselesi

Halil İnalcık

Tanzimat ve Bulgar Meselesi Gönderileri

Tanzimat ve Bulgar Meselesi kitaplarını, Tanzimat ve Bulgar Meselesi sözleri ve alıntılarını, Tanzimat ve Bulgar Meselesi yazarlarını, Tanzimat ve Bulgar Meselesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
208 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
Bu kitap hocanın doktora tezi. Yazan bilir zorluğunu bir de İnalcık Hoca bu tezi yazdığında henüz 26 yaşındaymış. Üstelik 1940'ların Türkiye'si ve şimdiki gibi bilgiye erişme imkanları üst seviyede değil. Fevkalade bir titizlikle arşiv çalışması sonucu oluşmuş bir çalışma. Bu anlamda günümüzde biz akademisyenlerin ve adayların eskisinden daha iyi olması gerekirken, kıyasla yetersiz olduğumuzu anlayabiliyoruz. Halil Hoca'nın tarihçilik kalitesini ortaya koyan, titiz bir eser bu ve Kronik Kitap tarafından yazılışından 75 yıl sonra yeniden basılması da yeni nesillere bu bilgileri aktarma da öncülük etmesi önemli. Keyifli okumalar...
Tanzimat ve Bulgar Meselesi
Tanzimat ve Bulgar MeselesiHalil İnalcık · Kronik Kitap · 2018143 okunma
Reklam
Toprak Sistemi
Osmanlı İmparatorluğu'nda, feth olunan topraklar tâ başlangıçtan beri umumiyetle Devletin yüksek mülkiyet ve murakabası altına konmuş ve köylü, toprağında daimî ve irsî bir kiracı vaziyetinde bırakılmıştır. Mülkiyeti Devlete ait topraklar, yani mirî arazi rejimi, tâbi memleketler hariç, asıl İmparatorluğun en büyük kısmında hakim bir toprak rejimi teşkil etmekte idi.
Sayfa 115Kitabı okudu
Osmanlı timar sisteminin esas itibariyle feodalizmle ilgisi yoktur. Köylü, tapu resmi, resm-i çift gibi kiracılık durumuyla ilgili devletin tayin ettiği vergileri sipahisine ödedikten sonra artık hiçbir angarya ile mükellef değildi. Toprağı boş bırakmamak, yerini değiştirerek başkasının timarına gidememek gibi bazı mecburiyetler, Prof. Barkan'ın ifadesiyle, ancak nazarî bir liberalizm zaviyesinden kötü görülebilir.
Tımar SistemiKitabı okudu
Osmanlı Nizamı
Umumiyetle bazı Balkanlı müelliflerin de itiraf ettiği gibi, Osmanlıların Balkanlara gelişi burada hüküm süren feodal anarşiye son vermiş, köylüyü ezen eski boyarları kaldırarak sıkı, muntazam bir devlet teşkilâtı ve angaryaya, keyfî mua­melelere meydan vermiyen sağlam bir zirai-içtimaî nizam kurmuştur.
Bulgar haklı bilhassa XVIII. asır sonlarında varlığını temelinden tehdid eden büyük bir tehlike karşısında bulunuyordu: Rumlar, onların bütün tarihi ananelerini, hatta konuştukları dili ortadan kaldırmak ve kendilerini Rumlaştırmak gayretinde idi.
Reklam
Bulgar Türkleri yüksek bir kültür sahibi idiler. Geldikleri yerde sürücülük kadar ziraatla da uğraşıyorlardı ve şehirleri vardı. Onlardan kalan muazzam âbideler, kendilerinin hususî bir yazıları, takvimleri ve Bizans'ınkinden ayrı hususî karakterde bir mimarîleri olduğunu ortaya koymuştur.
Osmanlı’da Tanzimat
Bir bakıma Tanzimat'ı, temel müesseseleri bozulmuş olan Osmanlı İmparatorluğu'nun, yepyeni bir medeniyetle yükselen ve taarruza geçen bir Avrupa'nın ezici üstünlüğü karşısında yeniden teşkilâtlanma teşebbüsünün kat'i safhası olarak telâkki etmek mümkündür...
Bir bakıma Tanzimat'ı, temel müesseseleri bozulmuş olan Osmanlı İmparatorluğu'nun, yepyeni bir medeniyetle yükselen ve taarruza geçen bir Avrupa'nın ezici üstünlüğü karşısında yeniden teşkilâtlanma teşebbüsünün kat'i safhası olarak telâkki etmek mümkündür.
Uyuşmuş kalmış olan bulgar milletinin ruhuna ilk millî iman kıvılcımını Paisii adında bir bulgar keşişi atmıştır. Atos dağı üzerinde Hiliandar manastırında münzevî yaşarken rumların ve Sırpların milletine karşı gösterdikleri istihfafla benliği sarsı­ lan bu -papas, milletinin asaletini isbat etmek için Bulgar­ ların tarihini yazmağa karar verdi. 1762 de tamamladığı eser, Bulgar halkının, çarlarının ve azizlerinin tarihi ile o, bulgarlara ma­ zideki şan ve şerefi anlatmakta ve milletine şöyle hitabetmektedir: “Ey Bulgar, ecdadını öğren, dilini tanı....
Reklam
Bulgaristan’da bütün mühim dinî makamlar, esasen rumların elinde idi. Eski bulgar edebiyatının kalıntıları her yerde dinî bir gayretle yok edilmekte idi. Böylece rum papazı Hilaryon, Tırnova katederalinin mihrabı arkasında bulduğu eski bulgar patriklerine ait kütüpha­ neyi merasimle yakdırtmıştır. Bulgar dilile ayin yapmak, vaizda bulunmak artık yasaktı. bulgarlar, kendi­lerini bulgar saymaktan utanıyorlardı. Bulgar tahsilsiz, kaba köylü manasına geliyordu. Artık Bulgarlık, Rila, Hiliandar manastırları gibi dağlara sığınmış ve hususî imtiyazlara malik manastırlardan başka her tarafta tamamile rumların manevî boyunduruğu altına düşmüş bulunuyordu.
Umumiyetle bazı Balkanlı müelliflerin de itiraf ettiği gibi, Osmanlıların Balkanlara gelişi burada hüküm süren feodal anarşiye son vermiş, köylüyü ezen eski boyarları kaldırarak sıkı, muntazam bir devlet teşkilâtı ve angaryaya, keyfî mua­melelere meydan vermiyen sağlam bir zirai-içtimaî nizam kur­muştur.
Osmanlı timar sisteminin esas itibariyle feodalizmle ilgisi yoktur. Köylü, tapu resmi, resm-i çift gibi kiracılık durumuyla ilgili devletin tayin ettiği vergileri sipahisine ödedikten sonra artık hiçbir angarya ile mükellef değildi. Toprağı boş bırakmamak, yerini değiştirerek başkasının timarına gidememek gibi bazı mecburiyetler, Prof. Barkan'ın ifadesiyle, ancak nazarî bir liberalizm zaviyesinden kötü görülebilir.
Sayfa 115 - Kronik Kitap
Osmanlı İmparatorluğu'nda, feth olunan topraklar tâ başlangıçtan beri umumiyetle Devletin yüksek mülkiyet ve murakabası altına konmuş ve köylü, toprağında daimî ve irsî bir kiracı vaziyetinde bırakılmıştır. Mülkiyeti Devlete ait topraklar, yani mirî arazi rejimi, tâbi memleketler hariç, asıl İmparatorluğun en büyük kısmında hakim bir toprak rejimi teşkil etmekte idi.
Sayfa 113 - Kronik Kitap
Vidin isyanı, Sırbistan'ın iç işleriyle yakından ilgili bir mesele idi ve bütün bunlar, o zamanki Sırp hükümetini isyan karşısında esas itibariyle yatıştırıcı bir siyaset takibine mecbur etmekte idi. Binaenaleyh, Vidin isyanı için bir vesikada gördüğümüz, "tayife-i Bulgarın işbu hareketleri Rusyalû ve Sırplû taraflarından tasmim olunmuş bir şey" dir iddiası noktası noktasına doğru olarak kabul olunamaz.
Sayfa 90 - Kronik Kitap
58 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.