Kuran’ı, Allah Rasulü’nden ayırdınız mı bir yere varamazsınız. Kitap, nebi olmadıktan sonra kürekçisi olmayan bir kayık gibidir.
Bu kayıkla acemi yolcular, hayat denizinde ne kadar uğraşırsa uğraşsınlar, gitmek istedikleri yere varamazlar…
Dünyadaki emir, reis, hükümdar ve imparatorların kurdukları fasit düzen ve yönetimlere insanlarn uymamalari gerekir. Bu iktidar ve ikbâl heveslileri, bütün sınırlar aşmıştır ve hele ahlâkları sıfıra inmiştir .Bunların kurdukları düzen veya yönetim her zaman sakat ve zararlıdır; bunlardan herhangi bir hayır beklenemez. Selâmet ve kurtuluş ancak Allah'in nizamını kurmak ve buna uymaktir.
Aslında Peygamberler her zaman iyiyi ve doğruyu yapmak ile mükelleftirler ve en küçük hataları bile anında düzeltildiği için sözlerine ve hareketlerine güvenmemek doğru değildir.
"Şayet Allah isteseydi, hepinizi hidayete erdirirdi” (Nahl.9)
Allahü Tealâ'nın bütün insanları iradesiz veya iradeleri zayıf olan diğer mahlükat gibi hidayetle yaratması pekalâ mümkündü. Fakat hikmeti ve kudretinin gereği bu değildi. Amacı ve hedefi; kendi isteği, dileği ve beğenisiyle iyi ile kötü ve doğru ile yanlış arasında tercih yapabilecek irade ve hürriyete sahip bir varlık yaratmaktı. Bu hürriyetin kullanılması için insana ilim ve bilgi kaynakları verildi, akıl ve zekâ bahşedildi, arzu ve irade gücü verildi, içinde ve dışında olan çeşitli güç ve eşyaya hükmetme kabiliyeti bağışlandı. Hem doğru, hem yanlış yolu seçmesine yardımcı ya da engel olabilecek bir takım tuzak ve mükâfatlar sağlandı. Doğuştan itibaren ona doğru yol gösterilmiş olsaydı veya başka bir deyimle, zorla dürüst bir kişi yapılmış olsaydı, yaratılan herşey anlamını kaybedecekti. Ayrıca, özgürlüğünü iyi kullanmasıyla bir insanın varabileceği en yüksek ve faziletli mevkiye varmak da mümkün olamayacaktı. Bundan dolayıdır ki, Allah (c.c.) insanın hidayeti için mecburi ve cebri yolu değil, ilhami hidayet, yani peygamberlerin telkiniyle seçilen yolu uygun gördü. Böylece, bir yandan insanın hürriyetine zarar gelmeden, onun sınavdan geçirebilmesi imkânı doğdu, öte yandan da, nasıl yaşaması ve inanması gerektiğini kendisine sunan ve yaşayan bir örnek olarak peygamberler gönderilmiş oldu.