Tarih Felsefesi
Gustave Le BonEn Eski Tarih Felsefesi Gönderileri
En Eski Tarih Felsefesi kitaplarını, en eski Tarih Felsefesi sözleri ve alıntılarını, en eski Tarih Felsefesi yazarlarını, en eski Tarih Felsefesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"En önemli olaylar aralarındaki apaçık ilişkiye bağlanmaksızın gelip geçer; sonsuz küçük nedenlerin olağanüstü büyüklükte eserler yarattığı görülür."
Sayfa 7 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Tarihi oluşturan olaylar çeşitli nedenlerin etkisiyle doğar. Bunların bir kısmı süreklidir: Toprak, iklim, soy gibi; diğer kısmı ise sonradan katılmadır, dinler, göçler, işgaller gibi."
Sayfa 8 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Eğer her olay için onu gerektiren uzun ve uzak nedenlerin zincirini inceleme zorunluluğu olsaydı, tarih yazmak imkânsız olurdu. Bu nedenle doğrudan etkin olan nedenlerin incelenmesiyle yetinmek ve daha sonra bu nedenlere varlık vermek için uzun zamanlardan beri oluşmuş olan genel belirtileri toplu bir şekilde gözlemlemek yolu izlenmiştir."
Sayfa 9 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Çok eski olmayan zamanlarca, hatta bundan bir buçuk yüzyıl öncesine kadar, bilgilerimiz matematik ve gökbilim dışında iki bin yıl önce Aristo'nun Büyük İskender'e öğrettikleri kadardı.
Hava, su, ateş, toprak dünyanın temel öğeleri sayılıyorlardı. Elektrikten, buhardan çağımızın yaşamında etkin olan bu güçlerin varlığını; en küçük sonsuzluk alemini bilmiyorduk."
Sayfa 10 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Yine psikoloji, tarih konusunda yapılan görüş yanlışlarının, genel şekilde bu olayların her ulus için bir takım mistik ve duygusal etkilerden oluştuğunu, üzerlerinde akıl ve yargının bir etkisi bulunmadığı halde aralarında ilişki sonucu olarak doğdukları sanılmalarından kaynaklandığını; dinsel görüşlerle dinsel şekilde siyasi görüşlerin, akıl ve mantık ile oluşturulmadığını bir kitlenin zihniyetinin o toplumu oluşturan insanların mantığından tümden ayrı olduğunu; bir bireye tek başınayken etkileyen şeylerin, geçici olarak bir gruba katılan aynı birey üzerinde aynı etkiyi yapmadığını; gerçek sayılmış yanlışların ulusların yaşamında bazen en değişmez gerçeklerden daha önemli roller oynadığını gösterdi."
Sayfa 13 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Aklın gelişmesi, ulusların yaşamında boş inançların oynadığı etkin rolü unutturamaz; bu inançlar avuntu veren ümitler yaratmışlar ve insanda akıl ve yargının hiçbir zaman oluşturamadığı bir etkinlik bir hareket gücü vermişlerdir. Böylece gerçek olmayan, gerçeği yaratmıştır."
Sayfa 13 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Ulusların tarihini, duygusal yaşamın bilinçdışı etkisiyle düşünsel yaşamın bilinçli etkileri arasındaki karşıtlık yönlendirir. Düşünsel yaşamdan bilim mucizeleri doğar ve uygarlığın gelişmesi buradan kaynaklanır. İçgüdüsel yaşamdan hırslar ve ulusların varlığını etkileyen savaşlar doğar. İnsanlar bilinçdışı yaşamdan kurtularak davranışlarında aklı bütünüyle önder alacak kadar gelişinceye kadar bu böyle sürecektir. Bugün bu evreye ulaşılamadığından, tarihinin içerdiği olayların pek azı sadece akılcılıktan doğmuştur."
Sayfa 28 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Bir ulus davranışlarını yöneten adetleri (gelenek, görenek ve alışkanlıkları) yitirir yitirmez artık rastlantılara kalmış olur ve anarşiye düşer. Yaşamına yön veren bilinçdışı alışkanlıklar olmasaydı, insanlığın tarihi olmazdı."
Sayfa 28 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Buda, İsa, Muhammed gibi bütün dinlerin kurucuları devrimlerini insanlara gerçeklerin verebileceği şeyleri, zihne bağlamak; bu şeyleri, gerçeğe yakın bir şekilde onların zihninde yaratmak, zihinlerine mal etmek yeteneğini vermekle yapmışlardır. Ancak onların verdikleri bu yetenek şartlara bağlı, dolayısıyla tam değildi; çünkü gösterdikleri kesin mutluluğun yanında bir de devamlı felaket olasılığı bulunuyor ve düşünceler bu iki uç arasında sallanıyordu. İşte sayıları bilinmeyen insan kitleleri bu zihinsel telkin nedeniyle, kendilerini o dinler yolunda isteye isteye kurban etmişlerdi."
Sayfa 31 - Ataç YayınlarıKitabı okudu