Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarih Felsefesi

Gustave Le Bon

Tarih Felsefesi Gönderileri

Tarih Felsefesi kitaplarını, Tarih Felsefesi sözleri ve alıntılarını, Tarih Felsefesi yazarlarını, Tarih Felsefesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Uzun zamanlar değişmez fikirler besledikten sonra sonunda kabul etmiş bulunuyorum ki, politika 'an'ın gerektirdiğine uyum sağlamaktan ibarettir. Soyut mantıkla başladım ve yaşamımda bunun hiçbir gücü olmadığı sonucunu anladım. Soyut mantık çok kere büyük başarısızlıklara götürüyor. Yaşamın akışı, aklın gösterdiği yolda düzenlenip yönlendirilemiyor. Davranışlarımıza yalnız aklı etkin yaptığımız gün olası ki, kıyamet kopar; çünkü biz yalnız arzularımızın zorlamalarına yönelik hareket ederiz. Akıl soğuk bir ışıktır ki, harekete yöneltmez."
Sayfa 106 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Güçsüz ve kararsız karakterli uluslar, zekaca ne kadar yüksek olursa olsunlar sürekli mahkûm olagelmişlerdir. Henüz pek az uygarlaştıkları bir sırada Romalılar zekâ ve kültür açısından kendilerine göre pek yüksek bir düzeyde olan Yunanlıları kolaylıkla yenmiş ve yönetimlerinin altına almışlardı.
Sayfa 87 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Yaşayanlar arasında birleşme ve dayanışmanın zorunlu temeli, yaşayanları var eden ölüler arasında birleşiklik bulunmasındandır."
Sayfa 85 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Karışma, birbirine oldukça yakın olan gelişkin ulusların halkları ve bireyleri arasında gerçekleşince bir geliştirici etken olur. Ama karışma aralarında büyük evrimsel farklar olan ulusların bireyleri arasında oluşunca yıkım nedeni olur."
Sayfa 83 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Basit uluslarda bütün bireyler aşağı yukarı düşünsel yönden aynı düzeydedirler. Gelişkin uluslarda özellikle düşünsel ölçüde eşitsizlik temel kuraldır. Fakat bu yükseklik belirgin bir dereceye varınca anlaşılmaktan uzaklaşır."
Sayfa 82 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Tarihçilerin hemen hepsinin ortaklaşa anlattıklarına göre Ortaçağ, karanlık vahşet çağı olmalıydı. Oysa bu vahşilik, fikirler açısından doğru olsa da, sanat konusunda hiçte böyle değildir. Mimarların, ressamların, heykeltıraşların, kuyumcuların nefis eserlerinde görülmektedir ki, bu sanatlar hiçbir zaman Ortaçağda olunduğundan daha yüksek bir düzeye çıkamamıştır. Dolayısıyla birçok tarihçilerin değerlendirmelerine karşıt olarak Rönesans bile bazı konularda ilerletici olmaktan çok geriletici olmuştur."
Sayfa 68 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Toplumların gelişmesini belirleyen nedenler arasında bu toplumların bağlı oldukları nesnel yaşam şekilleri de vardır. Av ile, tarımla, ticaretle vs. yaşamlarını sürdüren ulusların her birinin yaşam şekli diğerlerinden değişiktir. Karşı çıkılamayan bu gerçeklik, hiçbir kanıta gerek bırakmıyor gibidir. Bununla birlikte bundan 'tarihi
Sayfa 61 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Gerçek şu ki insanlığın ortaya koyduğu gelişmelerden biri, ilkel vahşet yaşamından toplumsal yaşama geçmek şeklinde belirmişti; halbuki birey, sayı çokluğunun etkisi altına girdikçe, uygarlık aynı oranda düşmektedir. Sosyalizm ve onun aşırı şekli olan Komünizm bu geriye dönüş eğilimlerinin en açık belirişleridir."
Sayfa 60 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Evrimle sosyal bir değişmenin gerçekleşmesi için gereken süre, doğal olarak her ulusun zihinsel yeteneğine bağlıdır. Tarihten önceki zamanların başlangıcı olan yontma taş devri, bazı uluslarda günümüze değin uzanmıştır (...)Uygarlığı yaratan gelişmenin ilk aşamaları çok uzun sürelerde geçilmiştir."
Sayfa 59 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Fransız devrimi vatandaşlar arasında daha önce var olmayan bir hukuksal eşitliği oluşturdu. Fakat buna karşın daha önce aktif olan şehir yaşamında her türlü özgürlüğü kaldırdı. Bir belediye meclisinin bir genel meclisin vs. içişleri bakanlığından gelen emirlere karşı koyması bugün anlaşılmaz bir şeydir. Çeşitli meclislerin kralın emirlerine karşı koymaları ve yeni koyulmuş vergileri kabulden kaçınmaları eski yönetim zamanında olağan alışkanlıklar arasındaydı."
Sayfa 54 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Derebeylik çağı konusunda derin bir araştırmaya gerek duyulmadan söylenmesi gereken şudur. Bu tür bir yönetim Avrupa uluslarının birçoğunda uzun süreler devam ettiğine göre kesinlikle önemli bir gereksinimi karşılamıştır. Bir tarihçinin görüşlerini daha önceki tarihçilerin aynı konudaki görüşleriyle karşılaştırınca, eleştiri düşüncesinin gelişmesi konusunda gerçekleşen olgunlaşma hemen gözlenir; sonuçta Faustel de Coulange tarafından krallığın değişmeleri konusunda yazılan kitapta daha önce bu kadar kötülenen bu kurumun ne kadar yadsınmaz ve yararlı bir kurum olduğu gösterilmektedir: 'Derebeyi koruma duvarları yapılınca halk ancak sevgi ve şükran borcu duyarak sevindi.' Çünkü bunlar kendilerine karşı değil kendilerinin yararı için yapılmıştı. Bunlar yükselmiş nöbet yerleri idi. Ve savunmacıları orada ortak düşmanı gözetliyordu. Bunlar aynı zamanda halkın biçtikleri ekinlerin ve servetlerinin güvenilir birer deposu görevini üstleniyordu. Bir saldırı olunca karılarına çocuklarına ve kendilerine birer sığınak idi. Her sağlam şato bir kantonun güvencesi idi. Şimdiki nesiller o çağları anımsamaz ve o günlerin korkulu yaşamını bilmezler; bir yere sığınarak kurtulmak ne demektir bu gün artık bu anlaşılmaz."
Sayfa 53 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Tarihin herhangi olayının gerçek anlamını kavrayabilmek için son derece değişken, bir zaman faaliyet gösteren, daha sonra yorulup duran ve diğer biri tarafından çözümlenen, o zamanın psikolojisi olarak yorumlanabilecek duyumları yeniden canlandırmak gerekir."
Sayfa 51 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Tarihi inceleme yöntemleri kusursuzlaştıkça olayların çoğunun görünmeyen sürekli birtakım nedenlerle oluştukları kesinleşmektedir. Tarihin onları önemsediği yoktur. Halbuki tarihi yapan onlardır. Geçmiş zamanlara ait olayların yorumunda yanlışlık kaynaklarının en önemlilerinden biri yazarların o zamanların olaylarını bugünün fikirleriyle açıklamaya girişmeleridir; halbuki onların her birini belirdikleri zamanın ve yerin hırslar ve yaşamı ile değerlendirmek gerekir. Bu ise kolay değildir. Örneğin bir yazarın görüşlerinin etkisinin altına girmesi sürekli tehlike karşısında bulunma nedeniyle bizimkine benzer tarafı olmayan bir derebeyinin hayallerine, ideallerine esir düşmüş bir ihtilalcinin vs. ruhunun içine girmesi gerekir."
Sayfa 50 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Boğuldukları hayaleti içinde, siyasetçiler genellikle körleşirler; ve en yakın olayları bile önceden görebilmek yeteneğini yitirirler. Çevrelerine ancak saplandıkları politik veya dinsel görüşler açısından bakar, kuruntu içinde yaşar ve gerçeklere yabancı kalırlar."
Sayfa 49 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Tarihte kesinlikler yoktur. Tarihte olayları yaratan nedenler o denli çok ve o kadar kararsız, karışık ve bazen o derece uzaklardan etkilenir ki, astronomide olduğu gibi tahminler olanaksızdır. Tarihteki olayların gerçekleşmelerinden önce görme anlamında geleceğin keşfi, ender olarak aynı şekilde tekrar eden özel durumlar için olanaklı olmadığı halde, toplumsal olaylarda nispeten olasıdır. İstatistik bu kuraldan doğmuş ve ulaşılan sonuçlar hemen hemen astronomik sonuçlar kadar doğru bulunmuştur."
Sayfa 48 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.