Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarih Felsefesi

Gustave Le Bon

Tarih Felsefesi Gönderileri

Tarih Felsefesi kitaplarını, Tarih Felsefesi sözleri ve alıntılarını, Tarih Felsefesi yazarlarını, Tarih Felsefesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Derebeylik çağı konusunda derin bir araştırmaya gerek duyulmadan söylenmesi gereken şudur. Bu tür bir yönetim Avrupa uluslarının birçoğunda uzun süreler devam ettiğine göre kesinlikle önemli bir gereksinimi karşılamıştır. Bir tarihçinin görüşlerini daha önceki tarihçilerin aynı konudaki görüşleriyle karşılaştırınca, eleştiri düşüncesinin gelişmesi konusunda gerçekleşen olgunlaşma hemen gözlenir; sonuçta Faustel de Coulange tarafından krallığın değişmeleri konusunda yazılan kitapta daha önce bu kadar kötülenen bu kurumun ne kadar yadsınmaz ve yararlı bir kurum olduğu gösterilmektedir: 'Derebeyi koruma duvarları yapılınca halk ancak sevgi ve şükran borcu duyarak sevindi.' Çünkü bunlar kendilerine karşı değil kendilerinin yararı için yapılmıştı. Bunlar yükselmiş nöbet yerleri idi. Ve savunmacıları orada ortak düşmanı gözetliyordu. Bunlar aynı zamanda halkın biçtikleri ekinlerin ve servetlerinin güvenilir birer deposu görevini üstleniyordu. Bir saldırı olunca karılarına çocuklarına ve kendilerine birer sığınak idi. Her sağlam şato bir kantonun güvencesi idi. Şimdiki nesiller o çağları anımsamaz ve o günlerin korkulu yaşamını bilmezler; bir yere sığınarak kurtulmak ne demektir bu gün artık bu anlaşılmaz."
Sayfa 53 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Tarihin herhangi olayının gerçek anlamını kavrayabilmek için son derece değişken, bir zaman faaliyet gösteren, daha sonra yorulup duran ve diğer biri tarafından çözümlenen, o zamanın psikolojisi olarak yorumlanabilecek duyumları yeniden canlandırmak gerekir."
Sayfa 51 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Tarihi inceleme yöntemleri kusursuzlaştıkça olayların çoğunun görünmeyen sürekli birtakım nedenlerle oluştukları kesinleşmektedir. Tarihin onları önemsediği yoktur. Halbuki tarihi yapan onlardır. Geçmiş zamanlara ait olayların yorumunda yanlışlık kaynaklarının en önemlilerinden biri yazarların o zamanların olaylarını bugünün fikirleriyle açıklamaya girişmeleridir; halbuki onların her birini belirdikleri zamanın ve yerin hırslar ve yaşamı ile değerlendirmek gerekir. Bu ise kolay değildir. Örneğin bir yazarın görüşlerinin etkisinin altına girmesi sürekli tehlike karşısında bulunma nedeniyle bizimkine benzer tarafı olmayan bir derebeyinin hayallerine, ideallerine esir düşmüş bir ihtilalcinin vs. ruhunun içine girmesi gerekir."
Sayfa 50 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Boğuldukları hayaleti içinde, siyasetçiler genellikle körleşirler; ve en yakın olayları bile önceden görebilmek yeteneğini yitirirler. Çevrelerine ancak saplandıkları politik veya dinsel görüşler açısından bakar, kuruntu içinde yaşar ve gerçeklere yabancı kalırlar."
Sayfa 49 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Tarihte kesinlikler yoktur. Tarihte olayları yaratan nedenler o denli çok ve o kadar kararsız, karışık ve bazen o derece uzaklardan etkilenir ki, astronomide olduğu gibi tahminler olanaksızdır. Tarihteki olayların gerçekleşmelerinden önce görme anlamında geleceğin keşfi, ender olarak aynı şekilde tekrar eden özel durumlar için olanaklı olmadığı halde, toplumsal olaylarda nispeten olasıdır. İstatistik bu kuraldan doğmuş ve ulaşılan sonuçlar hemen hemen astronomik sonuçlar kadar doğru bulunmuştur."
Sayfa 48 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Sorbone'da verdiği derslerin özetini içeren bir yapıtta Senyobos: 'Tarihin kapsamı görmediğimiz ve gözümüzün önüne tam bir şekilde getiremeyeceğimiz şekilde yazılmış olayların birleşimidir.' der."
Sayfa 45 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Zamanla son derece büyük servetlere sahip olan Roma ileri gelenleri evlenmeye, askerliğe karşıt tutum almışlar ve bu sefahat yaşamının yönlendirmesiyle ordu ve yönetim dışarıdan gelenlerle dolmuştur. Roma'da askerlik yalnız ücretli sınıfın elinde kalmış; illerin başına ruhani, yabancı reisler gelmiş ve bunlar zamanla bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Bununla birlikte Romanın yücelik ve üstünlüğü öyle bir durumda idi ki, ötede beride komutanlar özgürlüklerini hükümdarlıklarını ilan etmekle beraber bulundukları yerlerde yine Roma adına yönetim sürdürüyorlar; kendilerini Roma'nın temsilcisi şeklinde bulunduruyorlardı."
Sayfa 43 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Hıristiyanlığın ortaya çıkması ve güçlenmesiyle tarihte dini anlayış yerleşir ve yüzyıldan yüzyıla çoğalır. Guizot der ki; 'Tarihi, V. yüzyıldan VII. yüzyıla kadar inceleyince, düşünceleri elinde tutan ve yönetenin ilahiyat olduğu görülür. Bütün düşüncelerde dini bir damga vardır, felsefede, politikada, tarihte bütün sorunlar daima din açısından değerlendirilir. Bacon'a, Descartes'a gelinceye kadar din Avrupa dünyasının damarlarında akan kan durumundadır."
Sayfa 37 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Dikkat edilmelidir, bir tarihçi ne ölçüde sanatçı ise gerçekliği o ölçüde azdır. Varlıkları pek duygusal olan bireysel algılayışı, gerçeklerin yerine geçer. Hayal gücünü beslemek için kendisine doğruluğu şüpheli pek az bilgi yeter. Aynı olay konusundaki görüşlerin değişik kişilerde ve özellikle değişik çağlara göre pek çok değişmesinin nedeni, tarihsel konularda hayal gücünün böyle etkin bir rol oynamasıyla açıklanabilir."
Sayfa 37 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
"Çünkü Tacitus'de dahil Romalı en ünlü tarihçiler, tarihi tarihçi tarafından güzelleştirilecek bir sanat olarak algılamışlardır. Tarih, özellikle Tacitus'in gözünde, güzel konuşma sanatıdır. Tarihçiler böylece olayları düşüncelerini onaylatma veya insanlara güzel örnekler oluşturma amacıyla düzenler. Gereğinde savaşçıları, kahramanları, imparatorları konuştururlar bunların ağzından parlak söylevler yaparlardı. Sağdan soldan işitilen bir avuç gerçek ile birçok hayalleri karıştırarak tarih uydururlar ve sonradan gelen nesiller bunları tekrar duyup okuyarak inanırlardı."
Sayfa 36 - Ataç YayınlarıKitabı okudu
49 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.