Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarih Öyküleri

Selim Gündüzalp

Tarih Öyküleri Sözleri ve Alıntıları

Tarih Öyküleri sözleri ve alıntılarını, Tarih Öyküleri kitap alıntılarını, Tarih Öyküleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir soru bir cevap
Kanuni Sultan Süleyman, pek çok Osmanlı padişahı gibi, şiire karşı fevkalade kabiliyetli idi. Zamanının Şeyhülislam'ı Ebussuud Efendi ile de araları pek bir iyiydi. Karıncalar konusundaki sualini şöyle bir şiir ile gönderdi: "Drahta ger ziyan etse karınca, Zarar var mıdır anı kırınca." (Yani meyveli ağaçlara zarar veren bu karıncaları öldürmekte, dinen bir sakınca var mıdır?) Ebussuud Efendi'nin cevabı, Kanuni'nin sorusundan daha az ilginç değildi: "Yarın Hakk'ın divanına varınca, Süleymandan, hakkın alır karınca."
Reklam
Milletin canı neden yanarsa, devleti orada görmek ister.
Sayfa 152Kitabı okudu
BİR BARDAK SU
KUDÜS FATİHİ, büyük kumandan Sultan Selahaddin Eyyubi(1138-1193), üstesinden geldiği bunca şaşaalı işlerin yanında son derece mütevazi bir hayat sürdü. Bir kimseyi haksız yere incitmekten Allah'a sığınırdı. Engin bir hoşgörüsü ve umman gibi merhameti vardı. Bir gün, bir kölesinden su istedi. Köle bir kadeh suyu aldı geldi. Fakat su, Selahaddin'in içemeyeceği kadar soğuktu. "Bu çok soğuk, biraz ılık olsun!" dedi. Köle kadehi aldı gitti. Az zaman sonra, hamam suyu gibi ılık bir kadeh su ile koştu geldi. Sultan Selahaddin, gelen sudan yine memnun olmamıştı. Ama köleyi bir kez daha mehcup etmeye gönlü razı olmadı. "Ya Rabbi! Bu gün istediğim gibi bir su içmek bana nasip değilmiş" dedi ve suyu içti.
BU NEYİN ZAFERİ?
ALMANYA, 1. Dünya Harbi'nde İngiliz esirleri arasında bulunan Müslümanlarla iletişim kurmak için Mehmed Akif Ersoy Bey'i (1873-1936) davet etmişti. Mehmed Akif Ersoy, Berlin'e giderken birkaç gece Viyana'da kaldı. İşte o gecelerden birinde, havai fişek sesleri ile uyanarak yatağından kalktı. Güya müttefiklerimiz olan Avusturya-Macaristan'ın başkentinde halk, sokaklarda şenlikler yapmaktaydı. Zafer naraları ortalığı inletiyordu. Akif, bu zafer naralarının sebebini merak edip sordu. Aldığı cevap, acı ve ibret doluydu: "Biliyor musunuz? İngiliz orduları bugün Kudüs'e girdiler. Kutsal kenti Müslümanlardan kurtardılar. Elbette zafer ve sevinç günümüzdür!" Meğer Kudüs düşmüştü. Kendileriyle aynı cephede savaşa girdiğimiz müttefiklerimiz(!) ise, bayram yapıyordu.
Köylü, milletin efendisidir!
MEKANI CENNET, Kanuni Sultan Süleyman (1494-1566), günlerden bir gün, yakınları ile sohbet etmekteydi. Bir ara etrafındakilere sordu: "Deyin hele, bu milletin efendisi kimdir?" Onlar hemen cevap verdiler: "Elbet, padişahımız hazretletidir!" Sultan Süleyman: "Hayır! dedi." Bu milletin efendisi köylülerdir. Tarım ile, hayvancılık ile meşgul olup, rahatı terkeden ve ürettikleri ile bizi biizzillah doyuran köylülerdir efendi olan! " NOT: Biizzillah değil 'biiznillah' şeklinde yazılmalıdır. Yazım hatası yapılmış.
Reklam
Dipnot
KILIÇ ALİ PAŞA: Ünlü Osmanlı denizcisi ve Kaptan-ı Derya'sı (Donanma komutanı). Tecrübe ve cesareti ile cihana nam salmıştır. Vakt-i zamanında Ali Reis tarafından esir alınmış, sonradan Müslüman olmuştur. Neticesi ağır bir mağlubiyet olan İnebahtı Deniz Savaşı'nın açık denizde yapılması gerektiğini ısrarla öne sürmüşse de, fikrini kabul ettirememiştir. Bu savaş sırasında sergilediği fevkalade cesareti sebebi ile, Kaptan- Deryalığa terfi ettirildi.
ISSIZ TEPEDE ÜÇ MEZAR
KAPTAN-I DERYA, Küçük Ali Paşa, yanına şair Siyahi Ahmed Efendi'yi de alarak, bir deniz yolculuğuna çıktı. Bir müddet sefer eyledikten sonra, bugünkü Ağva sahillerinde konakladılar. Şair Siyahi Ahmed Efendi, karaya çıkıp, etrafı biraz gezmek arzuladı. Orada burada gezerken, bu ıssız yerin, daha da ıssız bir tepeciği üzerinde, yan yana üç mezar gördü. Dayanamayıp güldü ve şöyle dedi: "Hey mübarekler! Ne vardı bu ıssız yerde ölecek. Az ötede şenlikli Şile kasabası vardı. Ayol biraz dişinizi sıksaydınız da, oraya gömüleydiniz olmaz mıydı?" Gezip tozmasını bitiren, Siyahi Efendi, bir miktar yorulmuştu. "Gemiye gidip dinleneyim" artık dedi. Gemiye çıkıp, odasına çekildiğinde, kendisine ani bir rahatsızlık geldi. Büyük bir sancı, tüm bedenini ızdıraplara sardı. Az zaman sonra da, ruhunu teslim eleyip, Rahmet-i Rahman'a kavuştu. Kaderin acip cilvesine bakınız ki, gemi taifesi, Şair Siyahi Ahmet Efendi'nin bedenini, o üç mezarın yanına kazdıkları dördüncü kabre defnettiler. Böylece o ıssız tepecikteki üçün dördüncüsü oldu gitti. Allah rahmet eylesin...
“Aşık olan neylesin?” “Derdi ne ise söylesin.” “Ya korkarsa neylesin?” “Hiç korkmasın söylesin.”
‘Hak sahibine hakkını eksiksiz verin.’
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.