Tarihsel Süreç İçinde Dünya Ekonomisi Sözleri ve Alıntıları
Tarihsel Süreç İçinde Dünya Ekonomisi sözleri ve alıntılarını, Tarihsel Süreç İçinde Dünya Ekonomisi kitap alıntılarını, Tarihsel Süreç İçinde Dünya Ekonomisi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir toplum, geçmişte çekilen acıları hatırlamaz, yapılan hataları değerlendiremezse aynı acıları çekmeye mahkumdur. Tarihini doğru okumayan kuşaklar, gün gelir o tarihi başkalarından dinlemek zorunda kalırlar.
Cumhuriyet'in ekonomi alanında başarısız olduğunu, bazı uygulamalara girişmekte geç kaldığını öne süren yorumcular var. Oysa her dönemi, kendine özgü koşulları ve kısıtlarıyla birlikte değerlendirmek gerekir.
1980 sonrasında iktidara gelenler Cumhuriyet'in ilk kuşaklarının dış borçlanmaya karşı soğuk tavırlarını hata olarak görüler. Bu çerçevede dış borçlanma, yap-işlet-devret gibi Osmanlı'nın başvurup da iflasa kadar gitmesine yol açan yollara yeniden ve büyük bir hevesle girdiler.
İbn-i Haldun, yüzlerce yıl öncesinden Keynesyen düşünceye önderlik edecek şekilde her talebin kendi arzını yarattığını öne sürer. Talebi yüksek olan malların fiyatlarının yüksek olduğunu, talebi düşen malların fiyatlarının da düştüğüne değinerek arz ve talep yasalarının ilk ifadesini ortaya koyar.
Devleti yönetenlerin ticaretle uğraşmasını doğru bulmaz. Ona göre bunun sonu halka zulüm yapılmasına kadar gider.
Osmanlı İmparatorluğu başlarda kapitülasyonları, maddi bir yarar karşılığı (haraç, vergi vb) verirken sonraları bu maddi karşılığı aramadan karşılıksız vermeye başladı. Çünkü bu kapitülasyonların ekonomiye yararlı olduğu düşünülüyordu: İthalat, pazarda mal bolluğu sağlamak açısından yararlı görülüyordu. Bu zihniyet çerçevesinde Osmanlılar, ticaret imtiyazlarını yani kapitülasyonları imparatorluk için yararlı saymakta; imparatorluğun çıkarına olduğu gerekçesiyle bu tür imtiyazları merkantilist Avrupa ülkelerine seve seve tanımaktaydı."
Bilim dışı eğitimle yetişen insanların arasından buluş yapan, teknoloji geliştiren insanlar, dünya çapında yazarlar, sanatçılar, müzisyenler, edebiyatçılar istisnai olarak çıkar.
Onları da sistem harcar.
Demokrat Parti iktidarına son veren 1960 askeri darbesi ilginç bir darbedir. Kimilerine göre devrimci bir atılım, kimilerine göre halkın yönetimine indirilmiş bir tokattır. 1960 darbesi gerçekte, Demokrat Parti'nin Marshall yardımıyla başlayan Amerikan hegemonyasına girmiş ekonomi çerçevesine karşı asker sivil aydınların yaptığı bir darbedir.
İbn-i Haldun, yüzlerce yıl öncesinden Keynesyen düşünceye önderlik edecek şekilde her talebin kendi arzını yarattığını öne sürer. Talebi yüksek olan malların fiyatlarının yüksek olduğunu, talebi düşen malların fiyatlarının da düştüğüne değinerek arz ve talep yasalarının ilk ifadesini ortaya koyar.
Devleti yönetenlerin ticaretle uğraşmasını doğru bulmaz. Ona göre bunun sonu halka zulüm yapılmasına kadar gider.
Küreselleşme dört aşamada gelişti;
1. İlk olarak küresel savaşlar başladı. Eskiden bölgesel olan savaşlar 1. Dünya savaşı ve özellikle 2. Dünya savaşı ile birlikte bütün dünyayı kapsadı.
2. İkinci aşamada ekonomi küreselleşti. Sermaye hareketlerinin bütün dünyada serbest bırakılması kapitalizmi küresel bir sistem haline getirdi.
3. Kapitalizmin küresel sistemin uygulama modeli haline gelmesiyle birlikte kültür alanında da bir küreselleşme yaşanmaya başlandı. Kapitalizmin doğup büyüdüğü yer olan Batı dünyasının modası, yaşamı yorumlayışı, yiyecekleri, içecekleri, müzikleri bütün dünyaya egemen oldu.
4. En sonunda da krizler küreselleşti. Sermaye hareketlerinin bu kadar serbest kalması finansal hastalıkların bir ülkeden ötekine kolayca bulaşmasına yol açtı. Bu gelişmeler eski dünyanın yerel, bölgesel krizlerini küresel düzeye taşıdı.
“Liberalizm, devletin ekonomideki rolünün sınırlandırılması, serbest girişim, bireyin öne çıkarılması, insan hakları, hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan bir görüş olarak ortaya çıktı.”
“İnsanın ortaya çıktığı andan itibaren tüketim tarihi de başlamış oluyor. Çünkü insanın üretime geçmesi uzun zaman alsa da tüketim işlevi en başından beri var olan bir faaliyettir.”