Tarihten Çıkan Siyaset
Wendy BrownTarihten Çıkan Siyaset Sözleri ve Alıntıları
Tarihten Çıkan Siyaset sözleri ve alıntılarını, Tarihten Çıkan Siyaset kitap alıntılarını, Tarihten Çıkan Siyaset en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Walter Benjamin’e göre modern tarihin en büyük muamması, bir telos'u olmadan ileriye doğru yaptığı fırtınalı harekettir.
...geçmiş şimdi'nin daha aşağı bir biçimi değil, hem travmatik hem de ütopik sahneler saklayan istifade edilebilecek bir gizli mahzendir.
Fakat Benjamin ilerleme, materyalist metafizik gibi modernist siyasi teammülleri eleştiren bir düşünürden ibaret değildir; aynı zamanda tam da kazı yaptığı ümitsizlik alanından eşsiz bir umut filizi çekip çıkaran dört dörtlük bir siyasi ümitsizlik teorisyen -şairidir.
Siyaset kurar teori bozar -ama ikisinin birbirine ille de karşıt olması gerekmez.
dünün bilançosu tarihse, bugün denen dev tüzel kişilik de geleceğin çözülmüş veya başkalarıyla kaynaşmış kimliğinin hammaddesidir.
Halk ancak devlet vasıtasıyla halk olarak inşa edilir ve ancak devlete direnerek halk olarak kalır.
Nietzsche'ye göre, Yunan filozoflarının aşırı rasyonellik şeklinde ifade bulan dekadansı Yunan yüceliğinin çöküşünün bir semptomudur
Ya Nietzsche'nin düşüncesi klavuzluk etmek yerine sadece kışkırtıyor, ifşa ediyor, meydan okuyor ve demokrasi kültürünü bu yolla pekiştirme işlevi görüyorsa?
Öyleyse, görünen o ki,demokrasinin ters düşme eğilimleri homeopatiktir; demokrasinin kalbine başka bir antidemokratik unsurun yerleştirilmesini gerektirir. Demokraside, teori ile siyaseti özgül bir ilişkiye sokan da bu paradokstur.
Tarihin rastlantılardan ve birbiriyle ilintisiz olaylardan müteşekkil olması, siyasi düşünce açısından önem taşır; zira şimdi'nin görünürdeki bütünlüğü bu çizgisel olmayan, süreksiz tarihe tabi tutulur, şimdi de bu suretle parçalara ayrılmış olur.
Irk, toplumsal cinsiyet ve cinsellik gibi toplumsal yaftalardan dolayı liberal eşitlik ve özgürlük ilkelerinden mahrum edilmişler söz konusu olduğunda bu türden bir oluşum canalıcı iki unsura sahip olur: İlkelerin paramparça edilmiş idealleştirmeleri ve toplumda hakim pozisyonda olanların paramparça edilmiş idealleştirmeleri.
Düş kırıklığı veya azat edişin kodlanması olarak kavranan Ahlakçılık, kendi suretinde bir dünya kurmak peşindedir, bu yüzden de güç bulaşmış her şeyi ayıplar.
Reformcular kapitalizm ve liberalizmin yapısındaki belli eşitsizlik ve zalimliklere yönelirken, sol çekilen acının kaynağında söz konusu düzenlemelerin kurucu öncüllerini dolayısıyla bu düzenlemelerin bütününü görmüştür.
Derrida hayaletleri, hayalet basmasını ve ruh çağırmayı içeren gözenekli hayaletlik şemasında, sistematikliğe, dönemselliğe, gelişim yasalarına veya sınırları belli tutarlı bir geçmiş ve şimdi'ye dayalı gözden düşmüş anlatılara başvurmayan bir tarihsel bilinç tarzını denetlemeye girişir.
Marx'a göre, ideolojinin gerçekliği ters yüz edişi tıpkı retinanın görülen şeyi baş aşağı edişi gibi mutlak, zorunlu ve kaçınılmazdır.
Şu düstur bizi özetliyor sanki: Yas tutma, ahlak tasla.