Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Milli Mücadele Döneminde Sosyalist Hareketlerin Tasfiye

Tasfiye

Burak Candemir

En Yeni Tasfiye Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Tasfiye sözleri ve alıntılarını, en yeni Tasfiye kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mustafa Kemal Paşa tüm tasfiye hareketini gerçekleştirdik sonra, sıra Bolşeviklerle askıya alınan ilişkilerin hızlandırılmasına gelmişti. Bu amaç doğrultusunda ilk etapta Moskova'ya Yusuf Kemal Tengirşek önderliğinde ikinci bir heyet gönderilmişti. Ayrıca, Ali Fuat Cebesoy da Moskova'ya büyükelçi olarak atanmıştı. Kısacası, Bolşeviklerle ilişkiler daha sıkıya alınmıştı. Görüşmelerden kısa süre sonra 16 Mart 1921 tarihinde TBMM ile Bolşevikler arasında Moskova Anlaşması imzalandı. Bolşevikler bu anlaşmayı imzalayarak artık Anadolu hareketinin Bolşevize olmayacağını kabul etmiş oldu. Böylece; Bolşevik akımı Anadolu'dan tamamıyla tasfiye edildi.
Sayfa 169 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
THİF'in kurulmasından kısa süre sonra Çerkez Ethem Olayı'nın patlaması ise, yeni kurulan bu fıkanın sonunu hazırlamıştır. Mustafa Kemal Paşa'nın iddiasına göre Çerkez Ethem THİF ile iltisaklıydı. Bu tasavvura göre; THİF de Çerkez Ethem kadar tehlikeliydi. Halbuki gerçeğin bununla ilgisi bulunmamaktaydı. Çerkez Ethem, Mustafa Kemal Paşa'nın kurmuş olduğu TKF'ye bağlıydı. Mustafa Kemal Paşa bu noktada, Çerkez Ethem ile birlikte THİF'i de tasfiye etmek istemiş ve bunda başarılı olmuştu. Kısacası THİF, Ethem'in enkazı altında kalmıştır.
Sayfa 168 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal Paşa, Bolşeviklerin Anadolu'ya ajanlarını gönderdiği ve burada propaganda faaliyetlerine başladığı dönemde olan biteni dikkatli şekilde izlemekteydi. Bolşeviklerin bu taarruzlarına karşı tedbir almakta gecikmeyen Mustafa Kemal Paşa, ilk etapta Yeşil Ordu Cemiyeti'ni kontol altına almaya çalışmış fakat bunda başarısız olmuştu. Sürecin kontrolden çıkmasını istemeyen Paşa, Yeşil Ordu Cemiyeti'ni etkisizleştirme yoluna gitmiş ve çareyi kendi güdümünde bir fırka kurmakta bulmuştu. Bu doğrultuda Türkiye Komünist Fırkası 17 Kasım 1920 tarihinde kurulmuş ve fırkanın üst kademelerine Mustafa Kemal Paşa'nın güvendiği kişiler getirilmişti.
Sayfa 168 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
21 Eylül 1921'deki af ile birlikte özgürlüklerine kavuşan Türkiye Halk İştirakiyun ileri gelenleri Rus sefaretinin de desteğini alarak Yeni Hayat gazetesini çıkarmışlardır. İlk sayısında komünizmin prensiplerinden bahseden Yeni Hayat, başlığın üstüne "Bütün Dünya İşçileri Birleşiniz" sloganını yerleştirmiştir. Sonraki sayılarında da İstanbul'daki gayrı ahlâkî yaşantıdan bahseden Yeni Hayat, ikinci ve üçüncü sayılarında "Fahişelik ve Onunla Mübareze" başlığıyla dikkat çeken yazılar yayınlamaktadır. Kapitalizmin giderek çöktüğünü savunan gazete, Lozan Konferansı'ndan evvel yayın hayatına son vermiştir. Özet olarak, Mustafa Kemal Paşa sadece sol cemiyetleri ve fertleri kontrol altına almakla yetinmemiş; basın konusuna da önem vermiştir. Bu sebeple "Anadolu'da Yeni Gün" gazetesi, Anadolu solunun resmi yayın organı hâline getirilmiş ve Mustafa Kemal Paşa'nın istediği çerçevenin dışına çıkmadan yayın hayatını sürdürmüştür.
Sayfa 162 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
Milli Mücadele yıllarının önemli topluluklarından olan THİF'in yayın organları da sırayla Emek ve Yeni Hayat gazeteleridir. Emek gazetesi THİF'in kurulmasından kısa süre sonra yayına başlamış ve ilk sayısında Ethem'den eşkıya olarak bahsederek isyanı telin etmiştir. Emek gazetesi daha ilk sayısında Osmanlı ve Milli Mücadele solunun klasik argümanı olan din ve komünizmi bağdaştırmaya çalışmıştır. İstanbul'da- ki komünistlerle de irtibat hâlinde olan Emek, Rum sosyalistlerin; Kral Konstantin ve Venezilos'u eleştiren Novos Antropos (Yeni Adam) gazetesini kurduğunu bildirmektedir. Emek gazetesinin ilk sayısında genel olarak komünizme dair yeterli bilgi vermediği de açıkça görülmektedir. Gazetenin ömrü THİF ileri gelenlerinin yargılanmalarından dolayı çok kısa sürmüş ve tutuklananlar Mart 1922 yılına kadar herhangi bir neşriyatta bulunamamışlardır.
Sayfa 161 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
Anadolu'da kesbeden Bolşevizm Mustafa Kemal Paşa tarafından büyük bir darbe alarak bitme noktasına gelmiştir. Mahkumlar anca Sakarya Meydan Muharebesi'nin başarıyla sonuçlanmasından sonra, 29 Eylül 1921'deki genel af ile özgürlüklerine kavuşabildiler. Bu affın arkasındaki sebeplerden belki de en önemlisi Frunze'nin Ankara ziyaretidir. Frunze'nin ziyaretinden kısa süre sonra serbest kalan THİF'in siyasî tutukluları tekrardan faaliyete geçmiş ve Ankara'daki Sovyet Elçiliğinde çalışan Komintern görevlisi Golman'ın desteğiyle "Yeni Hayat" dergisini çıkarmışlardır. Özgürlüklerine kavuşan siyasiler yine THİF adı altında toplanmışlardır. THİF'in ilk faslı Çerkez Ethem olayları ve tasfiye sürecine denk geldiği için oldukça kısa sürmüştür. İkinci dönemi ise ilkinden daha uzun sürse de etkin bir siyasal çizgi çizememiştir. Sakarya Zaferi'nden yaklaşık olarak beş veya altı ay sonra Yeni Hayat mecmuası ile ikinci dönemine giren THİF, ilk dönemine nazaran İslâmî Bolşevizim'den vazgeçmiş ve köylü sınıfı üzerine daha belirgin vurgu yapmıştır. Rauf Orbay hükümeti döneminde takibâta alınan alınan solcular, Yeni Hayat mecmuasında "Başvekilin Ensesine Bir Tokat" isimli bir yazı kaleme almalarının akabinde mecmuanın kapanmasına şahit olmuştur. Büyük Taarruz'un akabinde, Lozan görüşmelerine giden yolda ise Anadolu'daki bütün sol ve komünist faaliyetler yasaklanmış ve Türk soluna TBMM çatısı altında kök salma imkânı tanınmamıştır.
Sayfa 155 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mayıs 1920'den itibaren hızlı bir şekilde yükselen Anadola solu. 1921 yılıyla beraber, başladığından daha hızlı bir şekilde düşüşe geçmektedir. THİF'in ileri gelenleri tutuklanıyor ve haklarında kimi zaman propaganda amaçlı bazı söylentiler ortalıkta dolaşıyordu. Buna mukabil; Tokat Mebusu Nâzım, Hacı Mehmet Şükrü, Şeyh Servet ve Vakkas Ferit gibi THİF liderleri birer birer mahkemede kendilerini savundular ve kimi zaman da cümle aralarında önemli bilgiler vererek birbirlerini zan altında bıraktılar. Örneğin; Vakkas Ferit, cemiyetin toplantılarının Şeyh Servet'in evinde yapıldığını söylemekteydi. Hacı Mehmet Şükrü Bey ise yukarıda bahsedilen propaganda maksatlı yapılmış konferansları reddedercesine, kendisinin Yeşil Ordu Cemiyeti'ne üye olmadığını, aksine bu oluşuma muhalif olduğunu dile getirmekteydi. Ek olarak, Hacı Mehmet Şükrü Bey, Çerkez Ethem için "Hain" kelimesini kullanmış ve THİF'in gayesinin TKF'yi pasifize etmek olduğunu itiraf etmişti. Hacı Şükrü Bey'in beyanatından da anlaşıldığı üzere, Mustafa Kemal Paşa TKF ile Anadolu solunu kontrol altına almak isterken, THİF de aynı hedefi takip etmiştir.
Sayfa 147 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
THİF, Mustafa Kemal Paşa güdümündeki TKF'nin pasif görüntüsünün aksine, kurulmasından kısa süre sonra komünizme dair konferanslarına başlamıştır. Bunlardan ilki 14 Aralık 1920'de Şeyh Servet ve Zinetullah Nûşirevân tarafından "Komünizm ve Kadınlar/İslam ve Komünizm" başlıkları altında yapılmıştır. 22 Aralık 1920'de ise Afyonkarahisar Mebusu Mehmet Şükrü Bey "İştirakiyyun İnkılâbına Rus Bolşevikliği ve Rus Cihangirliği ve Garbın Emperyalist Devletleriyle Anlaşmak Türkiye Emekçilerinin Menfaatine Uygun Mudur?" isimli bir konferans vermiştir. Bu konferansların amacı elbette Anadolu'da komünizme olan bilgi eksikliğini gidermek ve bu doğrultuda propaganda yapmaktır. Olup bitenlerin herkesin gözünün önünde olması ve konferanslara iltifatın beklenenden fazla olması, Mustafa Kemal Paşa'yı muhakkak ki rahatsız etmektedir.
Sayfa 142 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
THİF 7 Aralık 1920 tarihinde, Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'daki solu kontrole almak istediğini anlayan Tokat Mebûsu Nâzım, Bursa Mebûsu Şeyh Servet, Afyonkarahisar Mebûsu Mehmet Şükrü, Baytar Salih Hacıoğlu ve Zinetullah Nûşirevân önderliğinde kurulmuştur. THİF'in kuruluşu iki komünist fraksiyonun birleşimi ile meydana gelmiştir. Bu iki fraksiyon; illegal komünist partisi ve Yeşil Ordu Cemiyeti'nden arta kalan komünistlerdir. İsmindeki "Halk" ibaresini Yeşil Ordu Cemiyeti'ne bağlı "Halk" ibaresini Yeşil Ordu Cemiyeti'ne bağlı "Halk Zümresi'nden alan THİF, "İştirâkiyun" lafzını da Türkiye Bolşevik Komünist Fırkası'ndan almış ve iki fraksiyonun adlarının birleşimi yeni partinin adını oluşturmuştur. İştirâkiyun kelimesinin seçilme sebebi de şüphesiz ki, Anadolu halkının kafasında oluşabilecek olumsuz senaryonun önüne geçmektir. Bu sebeple "Komünist" kelimesi yerine onun Osmanlıca'daki karşılığı olan "İştirakiyun" kelimesi seçilmiştir.
Sayfa 141 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
Mustafa Kemal Paşa'nın, Yeşil Ordu Cemiyeti'ne dahil olanları ve sol siyasete gönül verenleri TKF içinde eritme teşebbüsü genel anlamda başarılı olduysa da Hakkı Behiç hariç Yeşil Ordu ileri gelenleri Paşa'nın bu oyununu gördüler ve hiçbir zaman TKF'ye dahil olmadılar. Örneğin, Türkiye Komünist Fırkası 8 Kasım 1920'de Tokat Mebûsu Nâzım önderliğindeki Yeşil Orda Cemiyeti üyelerini, Meclisteki Halk Zümresi temsilcilerini ve gizli olarak İstanbul'da çalışan komünistleri açıkça kendi çatısı altında çalışmaya davet etmiştir. Fakat teklif 9 Kasım 1920'de reddedilmiştir. Bu karşı tutumla beraber muhalif- komünistlerin merkezi de hâliyle Eskişehir'e kaymıştır.
Sayfa 139 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
87 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.