Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Milli Mücadele Döneminde Sosyalist Hareketlerin Tasfiye

Tasfiye

Burak Candemir

Tasfiye Sözleri ve Alıntıları

Tasfiye sözleri ve alıntılarını, Tasfiye kitap alıntılarını, Tasfiye en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mustafa Kemal Paşa, Bolşeviklerin Anadolu'ya ajanlarını gönderdiği ve burada propaganda faaliyetlerine başladığı dönemde olan biteni dikkatli şekilde izlemekteydi. Bolşeviklerin bu taarruzlarına karşı tedbir almakta gecikmeyen Mustafa Kemal Paşa, ilk etapta Yeşil Ordu Cemiyeti'ni kontol altına almaya çalışmış fakat bunda başarısız olmuştu. Sürecin kontrolden çıkmasını istemeyen Paşa, Yeşil Ordu Cemiyeti'ni etkisizleştirme yoluna gitmiş ve çareyi kendi güdümünde bir fırka kurmakta bulmuştu. Bu doğrultuda Türkiye Komünist Fırkası 17 Kasım 1920 tarihinde kurulmuş ve fırkanın üst kademelerine Mustafa Kemal Paşa'nın güvendiği kişiler getirilmişti.
Sayfa 168 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'a ayak basmasından kısa süre sonra Havza'ya geçerek Anadolu'ya doğru olan yolculuğuna başlamıştı. Mayıs ayının sonlarında ise Havza'da bir Rus temsilci ile irtibat kurmuştu. Hüsamettin Ertürk'ün aktardığına göre bu kişi Albay Semyon Mihayloviç Budiyeni'ydi. Fakat Mehmet Perinçek, Budiyeni'nin bu tarihlerde Havza'da bulunma ihtimali olmadığından bahsetmektedir. Perinçek'e göre Hüsamettin Ertürk, isim benzerliği sebebiyle Budiyeni ve Polikarp Budu Mdivani'yi karıştırmış olabilir. Zira Budiyeni, Türk topraklarına ilk defa Cumhuriyet'in onuncu yılında ayak basmıştır. Lâkin Mustafa Kemal Paşa'nın Havza'da Bolşeviklerle görüştüğü açıktır. Aslında bu görüşme; Mustafa Kemal Paşa ile Kızıl Ordu'ya mensup Sovyet Albayı İlyaçev arasında İstanbul'da gerçekleşmiş olan görüşmenin ileri safhası olarak kabul edilmelidir. Yani Bolşevik temsilci, Mustafa Kemal Paşa ile Havza'da durduk yere denk gelmemiştir.
Sayfa 30 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Milli Mücadele yıllarının önemli topluluklarından olan THİF'in yayın organları da sırayla Emek ve Yeni Hayat gazeteleridir. Emek gazetesi THİF'in kurulmasından kısa süre sonra yayına başlamış ve ilk sayısında Ethem'den eşkıya olarak bahsederek isyanı telin etmiştir. Emek gazetesi daha ilk sayısında Osmanlı ve Milli Mücadele solunun klasik argümanı olan din ve komünizmi bağdaştırmaya çalışmıştır. İstanbul'da- ki komünistlerle de irtibat hâlinde olan Emek, Rum sosyalistlerin; Kral Konstantin ve Venezilos'u eleştiren Novos Antropos (Yeni Adam) gazetesini kurduğunu bildirmektedir. Emek gazetesinin ilk sayısında genel olarak komünizme dair yeterli bilgi vermediği de açıkça görülmektedir. Gazetenin ömrü THİF ileri gelenlerinin yargılanmalarından dolayı çok kısa sürmüş ve tutuklananlar Mart 1922 yılına kadar herhangi bir neşriyatta bulunamamışlardır.
Sayfa 161 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
"Türkler için ideal, Türk ulusunun birleşmesidir" |Mahmut Esat Bozkurt
Sayfa 136 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
Ekim Devrimi'ne giden yolu hızlandıran en önemli gelişme ise şüphesiz ki, Geçici hükümetin 16-18 Haziran 1917 tarihinde tüm cephelerde taarruza kalkmasıydı. Hükümetin tasavvuruna göre, taarruzun başarıyla sonuçlanması durumunda kendi itibarı artacaktı. Başarısızlık durumunda ise sorumluluk ordu içinde propaganda yapan Bolşeviklere yıkılacaktı. Fakat işler planlandıkları gibi gitmedi ve taarruzun bozgunla sonuçlanmasıyla beraber Bolşeviklerin itibarı giderek artarken, Geçici hükümet için ise kaçınılmaz olan son yaklaştı. Sokaklar "Bütün iktidar Sovyetlere" protestoları ile inlemekteydi. Hükümet ise protestolara karşı kimi önlemler alarak Lenin'i" "vatan haini" ve "Alman ajanı" olmakla itham etti. Bu iddialarını ise Jivoye Slovo gazetesinde yayınladığı belgelerle destekledi. Prens Lvov'un istifası sonrası hükümetin başına getirilen Kerenski ise Bolşeviklere karşı daha sert tedbirler almaya çalıştı.
Sayfa 26 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
Osmanlı Devleti için 19. asır şüphesiz ki en uzun yüzyıl olacaktı. Bu yüzyılda devleti büyük bir gaileye maruz bırakan belki de en önemli husus Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın isyanıydı. Bu isyan ile başa çıkamayan II. Mahmut çareyi baş düşmanında aramış ve Rusya'dan yardım talep etmişti. Nihayetinde, iki devlet arasında Hünkâr İskelesi Anlaşması imzalanmıştı. Anlaşma gereğince Rusya; Osmanlı Devleti'ne silah ve ekonomik yardımda bulunacaktı. Bu yardım karşılığında ise Ruslar. Boğazlar konusunda söz sahibi olmuştu. Bu durum, ilerleyen süreçte yeni sorunlara kapı aralayacaktır. Zira artık Boğazlar hakkında Rusya'nın söz sahibi olması, bütün Avrupa'nın sorunu haline gelmişti. Durumdan rahatsız olan Avrupalı büyük devletler bir araya gelerek Rusya'nın Boğazlar üstündeki ayrıcalığını kaldırmış ise de Boğazlar Sorunu 19. yüzyıl itibarıyla tüm Avrupa'yı ilgilendiren bir sorun hâline dönüşmüş ve etkisini de günümüze dek sürdürmüştür."
Sayfa 16 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İttihat ve Terakki'nin bir süreliğine kağıt üstünde de olsa kendisini feshetmesi zaruri olmuştu. Her ne kadar fırka dağıtılmış olsa da İttihatçılık hâlâ yaşamaktaydı.
Sayfa 41 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
Kırım Harbinin rövanşını 93 Harbinde acı şekilde alan Rusya, Osmanlı Devleti'ni yine çok büyük bir buhrana sokmayı başarabilmişti. Öyle ki, savaş esnasında Osmanlı Devleti başkentinin Bursa'ya nakledilmesi dahi düşünülmüştü. 93 Harbi, Osmanlı'ya getirdiği büyük mali yıkımın yanı sıra; Balkan uluslarına devletleşme yolunda büyük ümit vermiş ve bunun ceremesini de Osmanlı Devleti Balkan Harbi'nde acı şekilde çekmişti. Tüm bu savaşlardan daha vahimi belki de Osmanlı Devleti'nin Cihan Harbi'ne Rus korkusu sebebiyle sürüklenmesiydi. Zira Moskova'da gerçekleşen 21 Şubat 1914 tarihli Büyük Encümen Toplantısı Osmanlı Devleti için adeta bir ölüm kararıydı. Rusya'nın bu düşmanca siyasetine rağmen, Osmanlı Devleti ricali Ruslarla görüşerek onlara ittifak önerisinde de bulunmuştu. Fakat bu teklifler katişekilde reddedilmisti. Kısacası, Osmanlı Cihan Harbi'ne sürüklenmişti. Buna ilâveten Osmanlı Devleti, Rusya haricindeki diğer İtilaf kuvvetleriyle de belirli dönemlerde (1908-1914) görüşmelerde bulunmuş olsa da hiçbir İtilaf devletinden toprak bütünlüğünün korunmasına yönelik herhangi bir teminat elde edememişti.
Sayfa 19 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
1774 yılında imzalanan Küçük Kaynarca Anlaşması'yla beraber Rusya, Osmanlı Devleti'ne karşı üstünlüğünü kanıtlamıştır. Bu anlaşma; 299 yıl Osmanlı kalmış olan Kırım Hanlığı'nı müstakil bir devlet konumuna çevirmiş ise de bu devletin ömrü çok uzun sürmemiş ve Rusya'nın 1783 yılında işgal ve ilhakı sonucunda yıkılmıştır. Bunun ardından Osmanlı Devleti 1787 yılında Ruslara yeniden savaş açmışsa da Rusya ve onun safında savaşa müdâhil olan Avusturya karşısında başarılı olamamış 1792 yılında Yaş Anlaşması'nı imzalamak zorunda kalmıştır.
Sayfa 16 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
Mustafa Kemal Paşa'nın Yeşil Ordu Cemiyeti'nin kurulmasına ve varlığına belirli bir süreliğine de olsa izin vermesine sebep olan nedenlerden biri de Türkiye Komünist Partisi Başkanı Mustafa Suphi'nin Ağustos ayında Ankara'ya ulaşan kuryesi Süleyman Sami ile olan görüşmesinde gizlidir. Mustafa Kemal Paşa Süleyman Sami ile olan konuşmasında ona "Sovyet Rusya bize yardım eder mi?" diye sorduğunda Süleyman Sami şu cevabı vermiştir: "Rusya Cumhuriyeti ortak düşmanımız olan emperyalistlerin çökertilmesi ve ezilen halkların kurtarılması için yardım etmeyi kararlaştırmıştır. Fakat Anadolu hükümetinin komünizme çok uzak ve yabancı oluşu, Rusya'da Türkiye ile ilgili kuşkular doğmasına yol açabilir. Kesin ve geniş bir destek alabilmek için Türkiye kapılarını komünist görüşlere açmalıdır. Hiç kuşkusuz, bizim emekçi halk, kültür ve eğitimin etkisiyle ilerleyecek ve kendisini ezenlerden kurtulacaktır." Süleyman Sami ile yapılan görüşmeden sonra Mustafa Kemal Paşa için sol hareketlere müsamaha göstermek zorunlu hale gelmiştir. Zira, var olan düşman adedine bir yenisini eklemek pek de makul bir seçenek değildi.
Sayfa 116 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
87 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.