Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sayı:8 Mart 2023

Teklif - Sayı 8 (Mart 2023)

Teklif Dergisi

Teklif - Sayı 8 (Mart 2023) Gönderileri

Teklif - Sayı 8 (Mart 2023) kitaplarını, Teklif - Sayı 8 (Mart 2023) sözleri ve alıntılarını, Teklif - Sayı 8 (Mart 2023) yazarlarını, Teklif - Sayı 8 (Mart 2023) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bedeni mahremiyet belki ama hissi, zihni , akli vb. mahremiyetimiz kalmadı.
... deneyimin yerini modern kurumlardan alınacak olan diplomalar , modern kurumlarda gerçekleştirilen uzmanlaşmalar almıştır. Bir bilme biçiminin belgesi , o bilme biçiminin muhtevasından daha kıymetli hale gelmiştir.
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
Ömer Türker: “Dünyanın gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi üniversite eğitimi, uygulamada neredeyse zorunlu eğitimin bir parçasına dönüşme eğilimindedir ve bu durum, yükseköğretimi değer ve anlamdan yoksun bırakmaya doğru gitmektedir.”
"Akademisyen gündelik bilginin tuzağına düşen herkesin aklına ilk düştüğü haliyle sadece üniversite ortamıyla sınırlı bir kişilik değildir. Aksine o belli başlı sınırlılıkların gölgelediği fasit bir daireye kapanmaksızın konuşlandığı her yerde sahip olduğu ve geliştirdiği derin ve çözümleyici birikimi ile bilgi dünyasına yeni bir Ufuk ve vizyon kazandırmanın derdini taşımakla mükelleftir..." "Akademisyenin yeniden kanatlanması için verili paradigmayla hesaplaşması, entellektüel ilgilerle buluşması ve sorularını çoğaltarak ilerlemesi gerekecektir. (Necdet Subaşı)
Türkiye' nin aydınları; İbni Sînâ, Fârâbi, Gazzâli, Fahreddin er-Râzî, İbnül-Arabi gibi filozof, mütekellim ve sûfilerin görüşleriyle ilgilenmek, dindar veya muhafazakâr olmayı gerektiriyormuşçasına kendi mirasına karşı ilgisizliğiyle kimi zaman övünecek kadar bönleşmiştir. Bunun en önemli sonuçlarından biri, üniversite kurumunun toplumsal sorunlarla irtibatının tam olarak kurulamamasıdır." (Ömer Türker)
"Türk entelektüellerinin Türk milleti ile irtibatını kaybetmesi. En temeldeki sorun bu. Pek çok kişinin Türk Milleti diye bir derdi bile yok. Bedenleri Türkiye'de ama zihinleri değil. Bırak ayıkken uyurken bile Türkiye ile ilgili bir rüya görmüyorlar. Herkes Türkiye'den başka bir yere gitmek istiyor. Sanki kırmızı halıyla karşılayacaklar. Sadece akılları ile yaşayacakları bir yer istiyorlar. Halbuki vatan yalnızca akılla değil aynı zamanda duygularla yaşanılan bir yerdir. Acı veren yönü de bu zaten." (İhsan Fazlıoğlu;Teklif Dergisi, Sayı 8
Reklam
"Bilgi ve bilme güç değil sorumluluktur. Ayrıcalık dünyevi değildir. Hiyerarşi üzerinden üretilen aşkınsallıkların müteal bir makam anlayışıyla da ilgisi yoktur. Bizim geleneğimizde alim veya havas dediğimiz kişilerin oluşturduğu hiyerarşi ile burjuva çıkarları doğrultusunda oluşan hiyerarşi aynı değildir. İlkinde alimin kendisi de dahil aşkın olana bir bağ söz konusu iken ikincisinde aşkın olandan bağımsızlaşma, yeni aşkınsallıklarla çıkar ilişkisi çerçevesinde bir bağ ilişkisi söz konusudur..."(Dursun Çiçek)
"Bir bilme bir bilme biçiminin belgesi, o bilme biçiminin muhtevasından daha kıymetli hale gelmiştir. Hal böyle olunca çok basit bir soru gündeme gelmektedir. Bir inşaattan, deneyimli bir inşaat ustası mı daha çok bina yapmaktan anlamaktadır yoksa diplomalı bir inşaat mühendisi mi? Modern hayatın gündelik hayatta ürettiği bu çelişki her alanda hissedilir hale gelmiştir." (Faruk Karaarslan; Teklif Dergisi,Sayı:8)
"Tüm kaynakları israf ederek ve insanlara zulmü farklı kisvelerle sürdürerek dünyayı yaşanmaz hale getirenler, sorunların kaynağı olan klasik insanı aşmış bir insan üstüyle Mars'ta "yeni ve daha ileri bir hayat" kurmayı vaat ediyor." (Tuncay Başoğlu; Teklif Dergisi, Sayı:8)
"Modern düşünce ve bilim insanın güvenlik, adalet, özgürlük, kardeşlik ve dostluk, ruhi itmi'nan gibi ihtiyaçlarını karşılamak bir yana büyük bir tedenni ve çölleşmeye yol açtı; insanın, toplumun ve doğanın zaaflarını keşfederek örgütlü güç sahiplerinin hizmetine sunmada büyük başarı elde etti..." (Tuncay Başoğlu; Teklif Dergisi, Sayı:8)
Reklam
Türkiye' nin aydınları; İbni Sînâ, Fârâbi, Gazzâli, Fahreddin er-Râzî, İbnül-Arabi gibi filozof, mütekellim ve sûfilerin görüşleriyle ilgilenmek, dindar veya muhafazakâr olmayı gerektiriyormuşçasına kendi mirasına karşı ilgisizliğiyle kimi zaman övünecek kadar bönleşmiştir. Bunun en önemli sonuçlarından biri, üniversite kurumunun toplumsal sorunlarla irtibatının tam olarak kurulamamasıdır." (Ömer Türker; Teklif Dergisi, Sayı:8)
"Akademisyenin yeniden kanatlanması için verili paradigmayla hesaplaşması, entellektüel ilgilerle buluşması ve sorularını çoğaltarak ilerlemesi gerekecektir." (Necdet Subaşı, Teklif Dergisi,Sayı:8)
"Akademisyen gündelik bilginin tuzağına düşen herkesin aklına ilk düştüğü haliyle sadece üniversite ortamıyla sınırlı bir kişilik değildir. Aksine o belli başlı sınırlılıkların gölgelediği fasit bir daireye kapanmaksızın konuşlandığı her yerde sahip olduğu ve geliştirdiği derin ve çözümleyici birikimi ile bilgi dünyasına yeni bir Ufuk ve vizyon kazandırmanın derdini taşımakla mükelleftir..." (Necdet Subaşı; Teklif Dergisi, Sayı:8)
"Bilginin insanın işine nüfuz etmesi için, "içine" nüfuz etmesi gerektiği; benimsenerek içselleştirilmemiş bilginin, hakiki olmadığı çok daha açık bir şekilde görülüyor..." (Teklif Dergisi; Sayı 8)
"Türk entelektüellerinin Türk milleti ile irtibatını kaybetmesi. En temeldeki sorun bu. Pek çok kişinin Türk Milleti diye bir derdi bile yok. Bedenleri Türkiye'de ama zihinleri değil. Bırak ayıkken uyurken bile Türkiye ile ilgili bir rüya görmüyorlar. Herkes Türkiye'den başka bir yere gitmek istiyor. Sanki kırmızı halıyla karşılayacaklar. Sadece akılları ile yaşayacakları bir yer istiyorlar. Halbuki vatan yalnızca akılla değil aynı zamanda duygularla yaşanılan bir yerdir. Acı veren yönü de bu zaten." (İhsan Fazlıoğlu;Teklif Dergisi, Sayı 8)
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.