Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Televizyon Üzerine

Pierre Bourdieu

Televizyon Üzerine Gönderileri

Televizyon Üzerine kitaplarını, Televizyon Üzerine sözleri ve alıntılarını, Televizyon Üzerine yazarlarını, Televizyon Üzerine yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan hiçbir zaman söylediği şeyin öznesi olduğundan emin değildir... Sandığımızdan çok daha az sayıda özgün şeyler söyleriz.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Hiçbir şey, gerçekliği bütün sıradanlığı içinde hissetirmekten daha zor değildir. Flaubert'in severek kullandığı bir söz vardı: "vasatı iyi betimlemek gerekir". Bu, sosyologların da karşılaştığı sorundur: sıradanı sıradışı kılmak; sıradandan söz açarken, insanların onun ne kadar sıradışı olduğunu görecekleri tarzda söz etmek.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Adlandırmak, bilindiği üzere, göstermektir, yaratmaktır, varoluşa taşımaktır. Ve sözcükler, yıkımlara bile yol açabilirler: İslam, İslami, İslamcı - türban İslami midir, yoksa İslamcı mı? İyi de, ya sadece basit bir baş örtüsü söz konusuysa? Anıştırdıkları şeyin zorluğu ve vahameti konusunda, binlerce televizyon seyircisinin karşısında, onları anlamadan ve onları anlamadıklarını da anlamadan o şeyin sözünü ederlerken altına girdikleri sorumluluklar konusunda en ufak bir fikirleri olmaksızın, çoğu kez laf ola beri gele konuşan sunucuların ağzından çıkan her sözcüğü yeniden ele alma arzusuyla kıvrandığım olur. Çünkü bu sözcükler bir şeyler yapmaktalar, fantazmalar, korkular, fobiler ya da, düpedüz, yanlış temsiliyetler yaratmaktalar.)
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Oysa, zaman, televizyonda alabildiğine az bulunan bir nevaledir. Ve eğer bunca değerli dakikalar bunca önemsiz şeyler söylemek için kullanılıyorsa, bunun nedeni, bunca önemsiz bu şeylerin, değerli şeyleri gizledikleri ölçüde, aslında çok önemli olmalarıdır.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
İnsanlar, onlardan hizaya girmelerini talep etmeye gerek kalmaksızın, bilinçli ya da bilinçsiz bir otosansür biçimiyle uyumlu hale gelmekteler.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Politikanın Krizi, Entelektüeller, Medya
Medya ile politikacıların paslaştığı, topu birbirlerine atıp tuttuğu bir durumda eleştirel aydınlar ne yapabilir? Eleştirel gerçek aydınlar seferber olmalı. Müdahale etmenin sosyolojik, ekonomik tahlillerini toplumda dinlenir kılmanın yollarını aramalılar.
Reklam
Öyle bir çağda yaşıyoruz ki, insanı insan yapan değerlerin korunması, insanın özgür bir birey olarak varolabilmesi, ancak ve ancak medyanın klişeleştirilmiş şartlandırmalarına başkaldırabilmekle mümkün olabilir.
televizyon, bilimsel bilginin alanına giren heteronom entelektüeller ve bu görsel entelektüelizm eliyle de bilimsel olanı medyatikleştirir ve entelektüel itibarı medyanın gücüyle belirlenebilir bir mertebeye indirger.
İzlenme-oranı tarafından yönetilen televizyon, sinik demagogların inandırmaya çalıştıklarının tersine, pazarın, aydınlanmış, akılcı bir kolektif kanaatin, bir kamusal aklın demokratik ifadesiyle bağdaşmayan baskılarını, olanca ağırlığıyla özgür ve aydınlanmış olduğu varsayılan tüketici üzerine yüklemektedir.
Reklam
Televizyon haberlerini okuyan, tartışma programlarını yöneten sunucularımız, spor yorumcularımız, pek de fazla zorlanmaksızın, kendilerini tipik bir küçük-burjuva ahlakının sözcüleri yapan ve "toplum sorunları" adını verdikleri şey hakkında, varoşlardaki saldırganlıklar ya da okullardaki şiddet eylemleri hakkında "ne düşünmek gerektiğini" söyleyen, küçümen birer günah çıkartıcı haline geldiler.
dikkati, gelgeç haberlerin, hiçbir siyasal sonuçlan bulunmayan ama "dersler çıkarmak" ya da "toplum problemlerine" dönüştürmek için dramatikleştirilen olaylar üzerinde sabitleştirmek ve orada tutmak suretiyle, siyasal boşluk yaratmak, siyasetdışılaştırmak ve dünyadaki yaşamı öykümsüye ve dedikoduya (yıldızların ya da kraliyet ailelerinin yaşamıyla, ulusal ya da gezegensel boyutta olabilir bu) indirgemek gibi bir etkileri vardı
Evrensele erişme koşullarının evrenselleştirilmesine çalışmak gerekiyor.
Marksist geleneğe bağlı güdük bir materyalizm biçimi vardır ki, hiçbir şeyi açıklamaz, hiçbir şeyi aydınlatmadan suçlar.
biz, sözün kendisi kadar, bakışlarla, sessizliklerle, jestlerle, mimiklerle, gözlerin hareketiyle, vb. de birşeyler söyleriz. Ve aynı zamanda ses tonuyla, her türlü şeylerle. Şu halde, kontrol edilebilenden çok daha fazlası dışa verilmektedir (bunun, Narsis aynası bağnazlarını kaygılandırması gerekirdi).
642 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.