Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

29. Mektup / 9. Kısım

Telvihat-ı Tis’a

Bediüzzaman Said Nursî

Telvihat-ı Tis’a Gönderileri

Telvihat-ı Tis’a kitaplarını, Telvihat-ı Tis’a sözleri ve alıntılarını, Telvihat-ı Tis’a yazarlarını, Telvihat-ı Tis’a yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
29. Mektup'tan
Üçüncü Nükte: “Sünnet-i seniye ve ahkâm-ı şeriat haricinde tarîkat olabilir mi?” diye sual ediliyor. Elcevap: Hem var hem yok. Vardır, çünkü bazı evliya-yı kâmilîn, şeriat kılıncıyla idam edilmişler. Hem yoktur, çünkü muhakkikîn-i evliya, Sa’dî-i Şirazî’nin bu düsturunda ittifak etmişler: مُحَالَسْتْ سَعْدٖى بَرَاهِ صَفَا § ظَفَرْ بُرْدَنْ جُزْ دَرْ پَىِ مُصْطَفٰى Yani “Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın caddesinden hariç ve onun arkasından gitmeyen muhaldir ki hakiki envar-ı hakikate vâsıl olabilsin.”
217 syf.
10/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Bediüzzaman Said Nursi’nin,(r.a)Mektubat isimli eserinin 29. mektubunun dokuzuncu kısmı olan Telvihat-ı Tis’a, yani “dokuz dolaylı anlatım” anlamına gelen bu eseri, ehemmiyetinden dolayı ayrıca müstakil olarakta neşredilmiştir. Bu eser, dokuz anlatıdan, nükteden oluşmaktadır. Manevi olgunluk kazanma ve Allah’ın rızasına erme yolları olan, “tasavvuf, tarikat, velayet(ermişlik)” hakikatlerini ders veren, bunların sırlarını ilan eden binler cilt kitaplar yazıldığını beyan eden Bediüzzaman (r.a) bu eserinde, içinde bulunduğumuz zamanın gerekliliğinden dolayı kısa ve öz olarak bazı hakikatlerin sırlarını ifade etme zaruriyeti gördüğünü, eseri de bundan dolayı telif ettiğini söyler. Ayrıca Bediüzzaman hz. bu eserinde, şeriatın ne olduğu veya ne olmadığıyla ilgili açıklamalarda bulunur ve şeriatın, tasavvuf ile tarikat ile ve hakikat ile nasıl bir bağlantısı olduğunu izah eder. Mesela, “Tarikatin ve hakikatin en yüksek mertebeleri, şeriatın cüzleri hükmüne geçer” der. Ayrıca manevi olgunluğa erme ve Allahı bulma veya zahirden hakikate geçme yada huzuru daimiyi elde etmenin kritiklerini, tehlikelerini beyan edip bunlar karşısında nasıl bir tutum sergilememiz gerektiğini, ayet ve hadislerden örnek vererek açıklar. Benim defalarca okuduğum ve her okuduğumda içinde daha farklı ve daha zengin manalar bulduğum bu eşsiz eserden,buradaki tüm okurların istifade etmesi dileğiyle. Keyifli okumalar dilerim.
Telvihat-ı Tis’a
Telvihat-ı Tis’aBediüzzaman Said Nursî · Şahdamar Yayınları · 201028 okunma
Reklam
Hakiki zevke ve ciddi teselliye ve kedersiz lezzete ve vahşetsiz ünsiyete, hakiki medar ve vasıta olan tevekkül makamını ve teslim rütbesini ve rıza derecesini kazanmaktır.
Çok Sözlerde ispat etmişiz ki saadet-i dâreyn ve elemsiz lezzet ve vahşetsiz ünsiyet ve hakiki zevk ve ciddi saadet, iman ve İslâmiyet'in hakikatindedir.
Madem Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm Hâtemü'l-enbiya'dır ve umum nev-i beşer namına muhatab-ı İlahîdir; elbette nev-i beşer, onun caddesi haricinde gidemez ve bayrağı altında bulunmak zarurîdir.
Evet, makbul bir insan hakkında en mühim bir ihsan-ı İlahî, ihsanını ona ihsas etmemektir; tâ niyazdan naza ve şükürden fahre girmesin.
Reklam
Bu dünya dârü'l-hikmettir, dârü'l-hizmettir; dârü'l-ücret ve mükâfat değil. Buradaki a'mal ve hizmetlerin ücretleri berzahta ve âhirettedir. Buradaki a'mal, berzahta ve âhirette meyve verir. Madem hakikat budur, a'mal-i uhreviyeye ait neticeleri dünyada istememek gerektir.
Fakat muhabbetin bir vartası var ki ubudiyetin sırrı olan niyazdan, mahviyetten naza ve davaya atlar, mizansız hareket eder.
İşte bu sırra binaendir ki muhabbet ayağıyla marifetullaha teveccüh eden zatlar; şübehata ve itirazata kulak vermezler, ucuz kurtulurlar. Binler şeytan toplansa onların mahbub-u hakikisinin kemaline işaret eden bir emareyi, onların nazarında iptal edemez. Eğer muhabbet olmazsa o vakit kendi nefsi ve şeytanı ve haricî şeytanların ettikleri itirazat içinde çok çırpınacak. Kahramancasına bir metanet ve kuvvet-i iman ve dikkat-i nazar lâzımdır ki kendisini kurtarsın.
Velayet yolları içinde en güzeli en müstakimi en parlağı en zengini, sünnet-i seniyeye ittibadır.
Reklam
Çünkü dünyaya âşık ve daire-i esbaba bağlı bir nazar, bu fâni dünyaya bir nevi beka vermek ister. Daire-i esbap: Sebepler dairesi
İmam-ı Gazali ve İmam-ı Rabbani gibi muhakkikîn-i evliyanın talimatlarını rehber etmek gerektir. Ve daima nefsini ittiham etmektir. Ve kusurdan, acz ve fakrdan başka nefsin eline vermemektir.