Dersine girdiğim bir hoca şöyle demişti: "Herkes kitap okur; biz mimarlar ise çizimleri okuruz. Bu bizim diğer mesleklerden farkımızdır. Mimarlar içerisinde farklı olmak istiyorsanız, o zaman kitap da okumalısınız." Ve birkaç ay önce aynı hoca bu kitabı tavsiye etmişti. Okumaya hemen fırsat bulamadım; ancak okuduğum zaman hem hocanın ne kadar doğru bir tavsiyede bulunduğunu hem de kitabın içinin ne denli doldurulmuş olduğunu gördüm. Mimarlığın duyularla bağını ele almış olan bu kitabı, aynı fabrikadan çıkma binalar yapıp mimarlığı gerçek anlamından uzaklaştırmak gibi bir düşüncesi olmayan herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. Pallasmaa'nın da dediği gibi: "Mimarlık soyu tükenme tehlikesi altındaki bir sanat haline gelmiş durumda."
Bir iç mimarlık öğrencisi olarak hocalarımın önerisiyle elime aldım bu kitabı. İki makalenin birleşiminden oluşan bu kitap eğer iç mimarlık-mimarlık dallarında öğrenciyseniz veya bu bölümlerle ilgileniyorsanız size yardımcı olacaktır.
İnsanın 11 tane duyu organı olduğunu söyleyen ve bunları açıklayan bu makaleler sizlere yeni bir görüş açısı kazandıracaktır.
İlk elime aldığımda okumakta biraz zorlanmıştım. Kısa olmasına rağmen çok uzun sürede bitirebildim. Hatta bir iki defa yarım bıraktım. Çünkü bu kitabı gerçekten anlamak ve düşünebilmek gerekiyor bence. Ben de kendimi en hazır hissettiğim anda yeniden aldım elime ve kitap biterken farklı bir gözle gördüğümü fark ettim etrafı. Ben sonunda anlayabildim. Umarım siz de anlar, farkına varırsınız.
Mimari alanda okuduğum harika kitaplardan bir tanesi oldu. Dünyaca ünlü mimarlık fakültelerinde zorunlu okutuluyor, her mimarin ve öğrencinin okuması gereken bir kitap. Bizler yapıyı tasarlarken 5 duyuyu kullanıyoruz bunların en ilahlaştırılmış olanı göz iken yazarın dokunma duyusunu ele alması ile gözün işlevi yitiriliyor.. Bizim dokunma dediğimiz olay aslında tüm duyuların oluşumuna bir ayak oluyor. Bu kitapta bir çok yeri alıntılandım ama alıntılamaya kalmayarak derinlemesine düşündüm. Okuyacak herkesin bu kitabı sindirerek okumasını ve kendisine bir şeyler katmasını öneririm, keyifli okumalar...
Gölge ve ışık, mimari mekan kavramı, çok güzel betimlemeler ile işlenmiş; mimar ve mimar adayı herkesin kesinlikle okuması gereken bir eser. Anlaşılması zor geldiği zamanlar olsa da çevirmeni de ayrıca tebrik etmek gerekli çok başarılı bir çeviri olmuş.
Juhani Pallasmaa ‘nın duyular mimarlığını ele aldığı bu küçük ama etkisi büyük kitabını okuduğunuzda şunu göreceksiniz , önsözün sahibi Steven Holl'un söylediği gibi; varlığımızın derinliği bugün ince bir buz üstünde duruyor…
Kitap, ‘’Dünyaya Dokunmak’’ adlı giriş bölümüyle başlayıp, devamında ‘’1.bölüm’’ ve ‘’2.bölüm’’ olmak üzere ikiye
