Aklımızdan geçirdiğimiz, düşlerimizde yaşattığımız hayatın ve insanların gerçeklikle bağı olabilir mi?
İspanyol edebiyatından bir roman Teresa ile Laura. Dili yer yer beni zorladı açıkçası. Çevirinin bir ilgisi var mı bilmiyorum ama genel olarak soyut bir dili var. Daha önce benzerini bile görmediğiniz, ufuk açıcı türde betimlemelerle karşılaşabilirsiniz.
Romanı oluşturan hikaye genel hatlarıyla basit sayılabilir. Psikiyatristinin karısıyla tesadüfen ilişki yaşayan bir adamın yaşamı konu edilmiş.
Karakterlerin bir an için yaşamın başka bir boyutuna geçmesi, nesnelerin ruhlarını hissetmeleri, gerçeklik ile düş arasında incecik bir perdenin varlığı ve bu varlığın hissettirdikleri romanı oldukça özgün kılıyor.
Bana soru sordurtan, düşündüren kitapları çok seviyorum. Bu da onlardan biri oldu. Rahatlıkla okuyabilirsiniz.