Tezkiretü'l Evliya

Feridüddin Attar

En Eski Tezkiretü'l Evliya Sözleri ve Alıntıları

En Eski Tezkiretü'l Evliya sözleri ve alıntılarını, en eski Tezkiretü'l Evliya kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Benim Müridim... Hâtem-i Asam müridlerine: -Hanginiz, kıyamet günü cehennemliklere şefaatçı olmazsa, o benim müridlerimden değildir, demişti. Bu sözü Bâyezid’e naklettiklerinde, dedi ki: -Ben derim ki, benim müridim odur ki, varıp cehennemin kapısından durur, cehenneme götürülen bir kimsenin elinden tutup onu cennete gönderip, yerine de kendisi cehenneme girer!...
Ben Öldüm... Ebû Ali Sakafi konuşurken, Abdullah İbn Münâzil ona: -Ölüme hazır ol, çünkü bundan kurtulmanın çaresi yoktur, dedi. Ebû Ali: -Sen hazır ol, dedi. Bunun üzerine İbn Münazil, eline bir yastık aldı, başını bunun üzerine koydu ve: “Ben öldüm." dedi ve derhal öldü.. Ebu Ali'nin dili tutuldu. Zira onun alakaları (madde ile irtibatları) vardı. İbn Münazil ise müferred ve mücerred idi. (Biri zengin, öbürü züğürt idi.)
Reklam
Senin Dermanın Budur!... Bistâm’ın ileri gelenleri arasında bir zahid vardı, kendisine tabi adamlar vardı, herkes ona kabul gösterirdi. Bâyezid’in halkasından hiç eksik olmazdı. Bir gün: -Ya şeyh! Otuz senedir ki, sürekli olarak gündüzleri oruç tutuyor, geceleri namaz kılıyorum. Buna rağmen anlatmış olduğun şu ilimden kendimde eser bulmuyorum,
Bâyezid Özür Diliyor... Bâyezid-i Bistâmî bir gece mezarlığa geldiğinde, Bistâm’ın eşrafından birinin oğlu olan bir gencin burada keman çaldığını gördü. Genç, şeyhe yaklaşınca, şeyh: -Lâ havle velâ kuvvete, illâ billâh (Ancak Allah sayesinde hareket ve kuvvet sahibi olunur) dedi. Genç kemanı şeyhin başına vurunca, keman da, baş da kırıldı. Zaviyeye dönen şeyh, sabah olur olmaz, kemanın değerini, bir tabak helva ile birlikte hizmetçi vasıtasıyla gece gönderdi ve özür dileyip hizmetkâra: -Gence söyle, Bâyezid özür diliyor ve diyor ki: “Akşam o kemanı bizim başımızda kırıldı, şu altın kırıntılarını al ve onun yerine yenisini satın al, şu tatlıyı da ye ki, o kemanın kırılmasından hasıl olan üzüntü ve acılık gönlünden gitsin.” dedi. Delikanlı bu hali görünce, gelip şeyhin ayaklarına kapandı, tevbe etti, pek çok ağladı. Şeyhin ahlakındaki bereket sebebiyle diğer birkaç delikanlı da, o gence uyup aynı şekilde hareket etti.
Buyurun İşinizi Görün!... Hallac-ı Mansur bir gün Şiblî'ye: -"Ey Şiblî! Elini kaldır, zira biz muazzam bir işe azmetmiş bulunuyoruz, bu iş bizi şaşkına dündürdü. Bu iş bizi idama sürükleyecek!" dedi... Onu hapse attıkları ilk gece geldiler, baktılar ama kendisini zindanda bulamadılar. Zindanın her köşesini araştırdılar, kimseyi göremediler. İkinci gece ise ne onu ne de zindanı görebildiler. Üçüncü gece ise onu da, zindanı da yerinde gördüler ve sordular: -İlk gece nerede idin? -İlk gece (ilahi) huzurda bulunuyordum. Onun için burada bulunamadım! -İkinci gece sen ve zindan nerede idiniz? -İkinci gece Hazret burada idi, onun için ben ve zindan, ikimiz birden gaib olmuştuk! Üçüncü gece şeriatı korumak için beni geri gönderdiler.
"Kul, marifet makamına erdi mi, Allah ona (hatırı ile) vahiy gönderir, Hatir-ı Hakk (Allah'tan gelen ilham) müstesna, içine hiçbir şey girmesin, diye sırrını koruma altına alır.." Hallac-ı Mansur
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.