Tıbba İman Çağı Sözleri ve Alıntıları
Tıbba İman Çağı sözleri ve alıntılarını, Tıbba İman Çağı kitap alıntılarını, Tıbba İman Çağı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sonsuz yaşama koşutlanan bedenin ölümü ve ölüme yol açan tüm vesileler, tıbbi bakışa göre, ne kadar normal olursa olsun daima bir sapmadan ibarettir.
Bir zamanlar insanlar ölüm başta olmak üzere kaçınılmaz olayları saygıyla karşılama ve gerektiğinde bunlara tahammül etme şansına sahip olduklarına inanıyorlardı. Ayrıca onlar için ölümsüzlük insanın kendisinden sonraki dünyaya bıraktıkları mirasla ifade bulmaktaydı. Çağcıl ölümler ise yaşama tutkusunun yükselttiği aşılmaz duvarın gerisinde, olanca mükemmel hesaplamalara ve eksiksiz kayıtlara rağmen, endişe ve bilinmezlik içinde yaşanmaktadır.
Önce normal davranışlar uzmanlar tarafından anormalleştirilir, ardından herkesi bir noktada yakalayacak eksikliklerin ve arızaların semptomları işlenir, daha sonra endişelendirilen insanlar bu semptomlara yoğunlaştırılır ve sonunda çözüm olarak ücret ödemeyi gerektiren adresler işaretlenir. Nihai kertede , her çözüm arayışı yeni bir sorunun tespitine evrilir ki bu da uzmanın kalıcı müşteri olarak kişiyi yeni ödeme kalemlerine sürükler
Yoğun bakım ünitelerinin aşırı ışıkları altında ve tibbi jargonların kalabalığında soğuk bir bedenle karanlığa gömülüp kimi iyi niyetli kimi bıkkın kimi kibirli uzmanların ellerinde küçülerek son bir kez sevdiklerine sarılamadan ve söyleyeceklerini söyleyemeden bu gürültülü dünyadan bilinmezlik içinde göçüp gitmiş tüm ölümlülere...
Medya programlarında uzmanlar, sağlıklı insan mitinin bilimsel altyapısını oluştururken çoğu kez en son ve güncel tıbbi araştirmaların sonuçlarını paylaşirlar. Ne var ki bir zamanlar mutlakmış gibi lanse edilen bu sonuçlar zamanla boşa çıkabilir ve mesela dünün tavsiyeleri yarının yasaklılar listesine girebilir.
Hususi olarak hastalıkları, içinden çıktıkları çağın meteforları olarak analiz eden Susan Sontag'a göre hastalığı tasvir eden kültürel söylemler hastalığın kendisinden daha zararlıdır.
Başlığa ilham veren tıbba iman ifadesi de benzer şekilde tıbbın dinleştiğini veya hiç değilse dinlerden daha mistik ve daha kuralcı tavır, tabu ve pratiklere büründüğünü işaret ediyor.
Ölüm sanki yaşamın zıddı değil de düşmanı gibidir. Buna bianen ölümü hayattan söküp atma umudunu hem çağımızın hem de onun nişanesi olan tıbbın en güçlü duygusudur.
Ölüm, Baudrillard'ın yaklaşımıyla daima sterilize edilmesi veya makyajlanması gereken bir şeydir.
Ölümle ve ölümün izleriyle kıyasıya savaşan modern seküler birey, salgın boyunca müşahede edildiği üzere, tam da kaçtığı şeyin içine düşmüştür.