Tıkı Öyküler

Musa Uysal (Emmi)

Tıkı Öyküler Hakkında

Tıkı Öyküler konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
1
Okunma
Beğeni
340
Görüntülenme

Hakkında

Safiye Hanım (Cumhuriyetin İlköğretmeni), Nefise Öğretmen, Kalamışın Köpekleri, Yunak, Kenar Mahallenin Kızları, Öğretmen Servet Çöpçatan Nedret, Elin Gülü, Sahi Ben Deli miyim?; Ali Boz'un Karısı, Aklıma Ne Geldiyse, Çor MahmutÇoban, Tıkı, Gonca Gelin
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 12 dk.Sayfa Sayısı: 254Basım Tarihi: 2002Yayınevi: Kafkas Araştırma Kültür ve Dayanışma Vakfı
ISBN: 975-94369-2-2Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Musa Uysal (Emmi)
Musa Uysal (Emmi)Yazar · 1 kitap
Musa Uysal (Emmi), eğitimin, örgütçülüğün ulu çınarıydı. 1926"da Çorum"da dünyaya geldi. Türki Ülkesinde ( Çerkez Cumhuriyeti ) baskı ve katliamlar bedeniyle Türkiye"ye göç etmişlerdi. Babası köy imamıydı. İkinci Dünya Savaşı döneminde ( 1939-1945 ), çalışma yaşındaki erkekler silah altına alınırlar. Böylece üretim düşerken, kıtlık ülkeyi kasıp kavurmaya başlar. İmam baba dinsel eğitimli olsa da tutucu değildir. Çocuklarını okula gönderdi. Musa hem ilk okula gitmekte, hem de babasının denetiminde kur"anı ezberlemeye çalışmaktaydı. 1940"ta Kastamonu"da “ Gölköy Enstitüsü” açılır. İlkokulu bitiren Musa, Gölköy Enstitüsü"ne örgenci olarak alınır. Köy Enstitülerinin kuruluş amacı, Türkiye nüfusunun o/o80"inin yerleşik olduğu kırsal halkını her yönüyle topluca kalkındırmasını gerçekleştirmekti. Köy Enstitülerinde ezberi eğitim değil, uygulamalı eğitim ilke edinilmişti. Musa ( emmi ), diğer öğrenciler, yöneticiler, öğretmenler iç içe, elele ve imece kültür, tarım ve sanata yönelmişlerdi. Bilgi ve becerilerle donatılmış öğretmen yetiştiriliyordu. Musa Uysal ( emmi) bu öğretmenlerden biridir. 1945"te öğretmen olarak köye atanır. Dönemin ulaşımı, iletişimi, haberleşmesi yok denilecek sınırlardaydı. Bu zor koşullarda Musa emmi kitap alıyor, köylüleri bilgilendirmeye, sağlık konusunda yardımcı olmaya, ilkokulu bitiren örgencileri en azından yatılı okula göndermeye çalışıyordu. Musa"nın gecesi, gündüzü yoktu, hep çalışıyor, hep çalışıyordu. Köy halkı Musa emmiyi seviyor ve bağrına basıyordu. Musa emmi tipik bir halk adamıydı. İleriyi görüyor, demokratlaşmanın yöntemlerini araştırıyordu. Bir yandan yöre halkına öncülük etmek ve örgütlemek; diğer yanda öğretmen örgütlerinde görev almayı ilke edinmişti. TÖDMF"nın üyesi, TÖS"ün üyesi ve şube başkanı, bölge temsilcisi, genel yönetim kurulu üyesi, TÖBDER"in kurucusu, genel yönetim kurulu üyesi, EĞİT-DER""in üyesi ve temsilcisi oldu. Musa Emmi"yi 1965"de TÖS örgütçülüğü sırasında tanıdım. Öğretmen örgütlerinin içinde birlikte mücadele verdik. Bu birlikteliklerimiz 29 Kasım 2008 cumartesi günü saat 23.00"e değin sürdü. Yani 43 yıl. Emekçilerin, aydınların yazgısı gibi Musa Emmi"nin yazgısını egemen güçler yazmıştı. Açığa alınma, sürgün, gözaltına alınma ve işkencelerden geçme, tutukluluk, uzun yıllar zindanlarda tutsak edilme, zorunlu sürgün, emminin yaşamını oluşturuyordu. Baskılar ve zorluklar karşısında gülücüklü esprilerle “ onlar gasp ederek elde ettikleri çıkarlarını koruyorlar, biz ise gasp edilen haklarımızı ve özgürlüğümüzü, insanca yaşamımızı geriye almaya çalışıyoruz. Bu çıkar çatışmasıdır, elbetki bunlar yaşanacaktır” diyordu Musa Emmi. Öylesine bilinçli ve dirençliydi. Bunca baskı, zorluk ve engel karşısında eşi Ayşe ile birlikte dik durdular.Dört evladını yüksek örgenime yolladılar. Kimi profesör, kimi doktor, kimi öğretmen oldular. Baba ve annelerinin direncini sürdürecek ayrıca buna ilave olarak bilgi ve hoşgörü kazanacaklardı. Musa Emmi"nin uğraşı emekçilerin ve öğretmenlerin örgütlenmesi ile sınırlı değildi. Okuyorlar, yazıyorlar ve araştırıyorlardı.