Titanic'in Batışı
Hans Magnus EnzensbergerTitanic'in Batışı Sözleri ve Alıntıları
Titanic'in Batışı sözleri ve alıntılarını, Titanic'in Batışı kitap alıntılarını, Titanic'in Batışı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Birden üzerime, neden bilmiyorum,
büyük bir iç rahatlığı çöküyor .
Dışarıya bakıyorum, Bir tanrı gibi.
Görünürlerde buzdağı yok.
Koyu renk bir resim olacak. Nasıl başlamalı
dünyanın batışını boyamaya? Yangını,
yok olan adaları, şimşekleri, garip biçimde
çöken duvarları, çatıları ve kuleleri nasıl yapmalı:
teknik sorunlar bunlar, kompozisyon sorunları.
Az iş değil dünyayı yerle bir etmek.
En zoru da seslerin resmini yapabilmek,
tapınakdaki perdenin yırtılışını,
uluyan hayvanları, gök gürültüsünü. Aslında
her şey yırtılmalı, yırtılmalı,
tual dışında. Teslim günü de belirlendi:
en geç Ölüler Gününde.
Aklın akıl oldugunu, ama bunu anlamak için
akıl olmadığını bilmek, Hegel olmayı gerektirmez,
cep aynasına
bir bakmak yeterlidir.
Onun neler söylediğini anlamıyor değillerdi,
ama onu anlamamışlardı.
Onun sözleri kendi sözlerine benzemiyordu.
Onlar, onun bilmediği başka korkularla
ve başka umutlarla yenip bitmişlerdi.
önce yavaş, sonra
daha hızlı ve gittikçe daha hızlı
ve hışırdayarak yırtılıyor.
Başlangıç bu.
Duyuyor musunuz? Duymuyor musunuz?
Sıkı durun!
Sonra gene sessizlik.
Yalnız duvarda
elmas kesimi vınlaması gibi bir ses,
kristal bir titresim,
gittikçe hafifleyip
yok oluyor.
İşte buydu.
Bu muydu? Evet,
bu olmalı.
Kendini dinliyor
uğuldayan kafasında.
Orada kimse yok başka,
bu ben olmalıyım diyen dışında.
Hiçbir şeyin farkında olmadan, işime dalmış
tıpkı o kentin kendi içinde
ya da çok uzaklarda
o daha mavimsi kentlerin
diğer görünümleri içinde kayboluşları gibi,
diğer bulutlar , ordular ve canavarlarla
yaşayıp gidiyorum. Sürdürüyorum.
Tümünü gördüm ben,
yalnız sırtıma sapianan bıçağı göremedim.
İç işleri Bakanlığı'na yakın çevrelerin
belirttiğine göre, herkesin
herkese karşı açtığı savaş,
yakında yaygınlaştırılacakmış,
en son kan izine kadar.
Hobbes’den içten selamlarla.
Sayfa 57
Mutlaka hep bir şey kalır geriye--
Şişeler, kalaslar, güverte koltukları, koltuk değnekleri,
parçalanmış direkler :
Su üstünde yüzebilen tahta parçalarıdır geriye kalan,
sözcük kırıntıları.
Şarkılar, yalanlar, kalintılar: Bir bölümüdür
burada dans eden şey, ardımızdan
su yüzeyinde yalpa vuran, mantar gibi.
evet! ne daha az ne de daha çok, duyun işte:
Ona benziyorum ben, işte bu yırtılıncaya kadar gerilmiş kumaş parçasına.
Sandık dediğim zaman,
neyi kastettiğimi biliyorsunuz pekala,
öyle aptal aptal bakmayın,
olağan bir sandığı
kastediyorum
sizinkinden daha koyu renkli de değil üstelik.
Hep belirsizdir
sonun başlangıcı.
ozanların yalan söylemelerinin öbür nedenleri
...
Sözcükler çok sonra
ya da çok önce
geldiği için.
Burada konuşup duranın
her zaman bir
başkası,
kendinden söz edilenin ise
her zaman susan biri
olduğu için