Topkapı Sarayı Gönderileri
Topkapı Sarayı kitaplarını, Topkapı Sarayı sözleri ve alıntılarını, Topkapı Sarayı yazarlarını, Topkapı Sarayı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.İç oğlanı deyimi, devşirme sistemiyle saraya alınıp çeşitli devlet hizmetleri için yetiştirilen gençlere verilen ortak isimdir. Buradaki oğlan ifadesinden hareketle Osmanlı padişahlarını kötülemek isteyen art niyetli kimseler ve Türk düşmanı yabancı gözlemciler yakışıksız iftiralarda bulunmuşlardır. Bu uydurma haberler yine aynı maksatla romanlara ve filimlere de konu edinilmiştir.
Sayfa 80 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Osmanlı ordusundaki mehter, savaşta ve çeşitli merasimlerde marşlar çalarak askerlere cesaret ve heyecan düşmana ise korku verirdi.
Sayfa 48 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Bâb-ı Hümâyûn'un iç tarafında kapının sağında "Lâ ilâhe illallâhü'l-melikü'l-hakku'l-mübîn": "Allah'tan başka ibadet olunacak hiçbir ilâh yoktur. Şüphesiz Allahu Teâlâ mülkün sahibidir ve haktır,” solundaki kitâbede ise "Muhammedün Resulullahi sâdiku'l-va'di'l-emîn": "Muhammed aleyhisselâm Allah'ın peygamberidir. O vâdinde sadık ve emindir," yazıları yer almaktadır.
Sayfa 27 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
III. Ahmed Çeşmesi
İtalyan edebiyatçı Edmondo De Amicis bu eserle ilgili olarak şöyle yazar: “İnsan elinin oyup işlemediği ufak bir yer kalmamıştır. Zarafet, sabır ve servetin harikasıdır. Hiç şüphesiz ki bu eser, cam bir fanus içinde korunmaya değer. Bu eşsiz, koca pırlanta kim bilir ilk gün nasıl parlıyordu. Onu bir defa görmek, insan gözündeki hayalinin ölünceye kadar silinmemesi için kâfidir."
Sayfa 19 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Eski saraylılar acemilere 'sarayda terbiye olmayan hiçbir yerde terbiye olamaz.Burası edep ve ahlak mektebidir.' derlerdi.
Sayfa 120 - timaş yayınlarıKitabı okudu
Arz odasında görüşmeler başlayınca çeşmeler açılırdı.Akan suyun kaselerden süzülürken meydana getirdiği tatlı şırıltılar konuşmaların dışarıdan duyulmasını önlerdi.
Sayfa 63 - timaş yayınlarıKitabı okudu
....Türkler gül yapraklarını da yere düşürmezler.Çünkü inançlarına göre gül,peygamberlerinin terinden meydana gelmiştir.
Sayfa 19 - timaş yayınlarıKitabı okudu
Osmanlının çiçek sevgisi
Padişahlarnn çoğunluğu bahçe sevgisini taşımış ve çiçek türlerinin en güzellerini bulundurmak için gayret sarf etmişlerdir. Lâle sevgisi bir devre adını verecek kadar ileri gitmiş ve dünyanım en güzel en nadide lâleleri bu hasbahçelerde yetiştirilmiştir.
Kanuni devrinde istanbul'a gelen Avusturya Elçisi Busbecq, Türklerdeki çiçek sevgisini şu ifadeleriyle nakletmektedir:
"İstanbul'a yaklaşmıştık. Buradan geçtiğim zaman her yanda nergis, sümbül, lâle gibi türlü çiçekler gördük. Bunların kış ortasında açmış olmaları şaşılacak bir şeydi. Zira mevsim elverişli değildi. Çiçekler o kadar güzel kokuyordu ki, bizler gibi alışık olmayanların başını döndürüyordu. Çiçeklere çok düşkün olan Türkler bir güzel çiçek için aşırı paralar vermekten
çekinmezler..
Türkler gül yapraklarını da yere düşürmezler. Çünkü inançlarınca gül, Peygamberlerinin terinden meydana gelmiştir."
Sayfa 19Kitabı okuyor
Şunu da belirtmek gerekir ki, sarayın etrafında yer alan pek çok Bizans eserine Osmanlılar hiç dokunmamışlardır.
Sayfa 17Kitabı okuyor