Risk toplumunun gelişmesini, son on yılda yeni bir beden sosyolojisinin güçlü bir şekilde gelişmesi bağlamında görebiliriz. Bu yeni sosyoloji dalı, özellikle insan organizmasının doğal bir olgu değil, doğadan çok beslenme ve eğitimin şekillendirdiği toplumsal ve kültürel olarak üretilmiş bir varlık biçimi olduğu anlayışı ile ilgilenir. Organizmanın toplumsal olarak yaratıldığı görüşü kısmen, anatominin bir kader olduğu görüşünü reddetmeye yani tersine bedenin bir tarihi olduğunu ve bu tarihin kültürel ve toplumsal bir ürün olduğunu savunmaya çabalayan eşcinsel ve feminist politikadan kaynaklanmaktadır. Cinsiyet politikasının gelişmesine ek olarak, tıp alanındaki teknolojik gelişmeler insan bedeni hakkındaki düşüncelerimizi derinden etkilemiştir çünkü plastik cerrahi, organ nakli, hormon tedavisi ve diğer tıbbi müdahalelerle, kelimenin tam anlamıyla, beden yaratılabilir. Refah ve tıp, yaşlanan bir nüfus yaratarak hastalık ve ölüm oranlarının azalmasına katkı yapmıştır, aynı zamanda çağdaş toplumlarda bedenin yapısı hakkında şiddetli itirazlara da yol açmıştır.
Bundan başka, belirttiğimiz gibi, günlük yaşamın ticarileşmesi, insan bedenini iş alanının ve ürünlerin hedefi olarak belirlemiş,ürün satışında başlıca reklam aracı olarak imrendirici unsurlar insan biçimine dönuşturulmustur.