Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kemalist Devrim 7

Toprak Ağalığı ve Kürt Sorunu

Doğu Perinçek

En Eski Toprak Ağalığı ve Kürt Sorunu Sözleri ve Alıntıları

En Eski Toprak Ağalığı ve Kürt Sorunu sözleri ve alıntılarını, en eski Toprak Ağalığı ve Kürt Sorunu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Atatürk , Cumhuriyet Devrimi"nin sınıfsal düşmanlarını sık sık belirlemiştir. "Türkiye şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar ülkesi olamaz" sözü, aslında bir sınıf mücadelesi programıdır.
Sayfa 11
1920 ve 1930 "lu yıllarda Doğu ve Güneydoğudaki isyanların gerici niteliği üzerinde ilerici ve devrimci yazarlar görüş birliği içindedir. Bu gerici nitelik, hem dünya ölçeğindedir; hem de içtedir. Kalkışmaların emperyalist devletlerle işbirliği halinde gerçekleşmesi veya onlarla aynı cephede buluşması , kuşkusuz belirleyicidir. Doğu ve Güneydoğu isyanları, İngiltere ve Fransa"nın hizmetindeydi. İç cephedeki saflaşma da, çok açıktı. İsyanlar devrimci yükseliş halindeki Cumhuriyete karşı koyan ağalara ve şeyhlere dayanmaktaydı.
Sayfa 41
Reklam
Tarihe baktığımızda Türkiye ne zaman bir gelişme ve yenileşme dönemine girmişse, yayılmacı devletlerin şu ya da bu şekilde büyük güçlükler çıkardıklarını ve sonuç olarak Türkiye"nin gelişmesinin kesintiye uğradığını görürüz. Bu yöndeki son çabalar olan, bazı aşiretlerin cahilliğinden ve yobazlığından yararlanarak onları Kemalistlerin laiklik reformlarına karşı ayaklanmaya kışkırtma girişimleri tam bir fiyaskoyla sonuçlanmıştır.
Sayfa 43
Bu eşyalar içinde en zavallısı insanlar değil midir ? Saban ve çatı cansızdır, hissetmez. Fakat ömrü elli altmış seneyi bulan zavallı insan burada, şeytan adasında müebbet ağır hizmete zincirlenen bir mahkumdan daha sert bir rejime tabidir.
Sayfa 57
Ağanın, beyin, aşiret reisinin mezra denilen arazisinde birer in tarzında yaptırmış olduğu kulübeye -maraba- adıyla sığınır; her gün oradan kovulma tehlikesi, her an ağanın bir darbesine uğramak endişesi içinde pek sınırlı olan tarlasını eker ve bir iki keçi besler. Bütün mal varlığı, altına serdiği bir çul, kırık bir testi ve birkaç odun parçasıdır. Kursağına yufkadan ve katıktan başka bir şey girmez. Üstü başı lime limedir. Çıplak, aç ve son derece hırslıdır.
Sayfa 61
Reklam
Peki biz, niçin okullarımızda Fransız Devrimi"ni, Amerika"nın İstiklal Savaşı"nı ve demokratik devrimini, Sovyet Devrimi ve Çin Devrimi"ni, Hindistan"ın ve Cezayir"in kurtuluş savaşlarını öğretmiyoruz da, gençlerimize devrimlerimize sövmeyi öğretiyoruz.
Sayfa 148
Başka uygarlıkların birikimini alabilmek, dünya uygarlığına katkılarda bulunmanın da şartıdır.
Sayfa 149
Siz devrim yapamazsanız,size karşıdevrim yaparlar.
Sayfa 150
''Cumhuriyet Devrimi Kanunları'' adı verilen bütün yasalar, devleti ve toplumu feodal sınıflardan arındırmaya ilişkin düzenlemelerdir ve uygulanmıştır.
Sayfa 11 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Milli mesele, aynı zamanda feodalizmden kurtulma meselesidir. Kralların ve sultanların tahtlarını deviren, derebeylikleri ortadan kaldıran demokratik devrimler, köylüyü toprağa bağımlılıktan kurtardı, milli piyasayı oluşturdu ve milleti yarattı. Milli devletler bu temelde kuruldu.
Sayfa 17 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Atatürk'ün demokratik devrimde köylünün konumunu ve rolünü çok güzel açıklayan şu sözleri, hem ideolojik tavrını yansıtır ve hem de yürektendir. ''Türkiye'nin hakiki sahibi ve efendisi, hakiki üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, saadet ve servete müstehak ve layık olan köylüdür. Dolayısyla Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin iktisadi siyaseti bu asli gayeyi elde etmeye yöneliktir.'' ''Hakikaten yedi asırdan beri cihanın muhtelif taraflarına sevk ederek, kanlarını akıttığımız, kemiklerini topraklarında bıraktığımız ve yedi asırdan beri emeklerini ellerinden alıp israf eylediğimiz ve buna karşılık daima hakaret ve aşağılama ile mukabele ettiğimiz ve bunca fedakarlık ve ihsanlarına karşı nankörlük, küstahlık ve cabbarlıkla uşak menzilesine indirmek istediğimiz bu asli sahibin huzurunda bugün büyük bir utanç ve saygıyla hakiki vaziyetimizi alalım.''
Sayfa 29 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Dersim bir isyanmıdır, yoksa Kemalist yönetimin bastırma hareketimidir? Her ikisi de doğrudur. Dersim hükümeti, kendi derebeylik düzeninden vazgeçmemiştir; üstelik silahlıdır. Cumhuriyet hükümeti ise oraya kendi düzenini yerleştirme kararındadır. Silahlı güce kumanda eden merkezi otorite ile yerel derebeylik otoritesinin çarpışması kaçınılmazdı ve olmuştur. Örneğin Dersim'de Seyit Rıza, 230 köye hükmetmektedir. Reisler, bu topraklardan geçenlerden ''toprak bastı'' parası almaktadır. Seyit Rıza'nın hükümranlık alanı, Batı illerine kadar uzanmaktadır. Kendisinin ''Maliye Nazırı'' İstanbul'a giderek her yıl Kürtlerden cizye toplamaktadır. Bu vergiyi ödemeyenlerin Dersim'deki ailesi baskılara uğramaktadır.
Sayfa 58 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
''Şeyhlik'' ve ''seyitlik'' gibi dinsel kurumlar aracılığıyla yürütülen sömürü ve baskılar da, Kemalist yönetimin hedefi olmuştur. Bunlar kendilerini peygamber soyundan veya cennet ile müjdelenen on kişiden birinin soyuna mensup olduklarını aşiretlerine inandırmışlardır. Şeyhlik ve seyitlik, bütün Doğu ve Güneydoğu'da halktan ürün olarak veya para olarak vergi toplama, armağan alma, angarya yaptırma yetkisi sağlamaktadır. Dersim'in baş belası seyittir. Seyit Dersim'in her şeyini sömürür.
Sayfa 61 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Kemalist Devrimin önderleri Doğu bölgesini şu şekilde analiz etmişlerdir. ''Doğu illeri bizim rejimimize gelinceye kadar (Osmanlı dönemi) kadar kesin bir tarzda hakimiyetimiz altına girmemiştir. Geçmiş hükümetler halk üzerindeki hakimiyetlerini ağalar ve şeyhler aracılığıyla yürütmek istemişlerdir. Ağalar ve şeyhlerin soyduklarının bir kısmını hükümet erkanına vermeleri suretiyle ortaklaşa idarei maslahat devri yaşanmıştır.''
Sayfa 71 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
76 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.