Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Topraksızlar

Metin Yeğin

En Eski Topraksızlar Sözleri ve Alıntıları

En Eski Topraksızlar sözleri ve alıntılarını, en eski Topraksızlar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bize göre eğitim,çocuklardan kadınlara gençlere ve yaşlılara kadar herkesin yeni ilişkilerin ve yeni bir bilincin yaratılmasına katılmasını,yürüyüşlere toplantılara,kurslara,gösterilere,gönüllü çalışmaya,dayanışma eylemlerine,işgallere,kitle seferberliğine katılmasını,okuma, yazma öğrenme ve öğretme bundanda öte hayatın gerçekliğini okumak ve yazmak üzere bir araya gelmesini de içerir.
Bunları söylerken bir sürü bitki adı sayıp bize gösteriyor. Sanki çocuklarıymış gibi bahsediyor onlardan. Biraz solgun olanlara üzülüp, sağlıklı olanlarında gözleri parlıyor. Avuçlarına topladığı tohumları kenarda biriktiriyor. Aniden bizi orada unutup bir tanesinin dibini çapalamaya başlıyor. Birden hatırlayıp gülümsüyor.....
Sayfa 134 - Öteki Yayınevi - 1.BasımKitabı okudu
Reklam
Özgürleştirici Eğitim - Paulo Freire
Diyalog aracılığıyla, öğrencilerin öğretmeni ve öğretmenin öğrencileri ortadan kalkar ve yeni bir terim doğar: öğrenci - öğretmen ve öğretmen - öğrenciler. Öğretmen artık sadece öğreten değil, öğrencilerle diyaloğu içinde kendisine de öğretilen biridir: öğrenciler ise kendilerine öğretilirken kendileri de öğrenen kişidir. Böylece öğretmen ve öğrenciler, içinde herkesin büyüdüğü bir sürecin sorumluları haline gelirler. Bu süreçte "otorite"ye dayalı gerekçeler artık geçerli değildir, artık etki edebilmesi için otorite, özgürlüğün safında olmalıdır karşısında değil. Burada hiç kimse başkasına ders vermez, hiç kimse de kendi öğrenmiş değildir. Bunun yerine insanlar, dünya aracılığıyla bankacı eğitimde öğretmenin "sahip" olduğu idrak nesneleri aracılığıyla birbirlerini öğretirler .
Sayfa 138 - Öteki Yayınevi - 1.BasımKitabı okudu
Toprak kendi başına çiftçiyi sömürüden kurtarmaz.
Birlikte biçilen "ot fışkırır" diye yazar Tolstoy.
Kapitalistlerin pek övündükleri "piyasa" kendileri için özgür, azgelişmiş ülkelerin ise elini kolunu bağlayan teslim alma "piyasa"sı olma yolundadır.
Reklam
... Jose Bove ise: "Birkaç yıl önce Danimarka'da bir kişinin, cerrahi müdahale gerektiren bir sağlık sorunu olmuştu. Tedavi sırasında doktorlar kadının ihtiyaç duyduğu antibiyotiğe karşı dirençli olduğunu gördüler. Tükettiği etin içindeki antibiyotiğin kurbanı olmuştu. Öldü bu yüzden!" diyor.
İlaç kullanımı nedeniyle bir yandan ürün maliyeti artarken diğer yandan doğa için faydalı birçok böcek ölür. Bu zehirli böcek öldürücü ilaçlar da, gübrede olduğu gibi, yağmur suları kullanılamayacak duruma sokar. Bu durum insan sağlığını, hayvan sağlığını ve bitki sağlığını doğrudan etkiler.
François Dufour şöyle diyor: "Tohum tekelleri büyük şirketler, bitkilerin doğal 'programlarını' değiştirdiler. Bitkilerin genomuna (genom: bir bitkiyi oluşturan genlerin bütünüdür) müdahale ettiler. Bu işin prensibi, doğrudan müdahale ile bitkiye yabancı olan -ama istenilen özelliğe sahip- bir geni bu bitkinin kromozomuna yerleştirmektir. Bazı bilim adamlarının söylediğine göre, bitkisel, hayvansal, insani olmasından bağımsız, bu genleri hiç sorunsuz birbirine karıştırabilirmişiz. Hedeflenen 'iyileştirici' ölçütleri izleyerek, bitkiyle hayvan, insan ile keçi evlendiriliyor. Böylece bir kolera bakterisinin geni yoncada, tavuğunki patateste, alabalığınki sazanda, tütününki marulda, insanınki domateste bulunabiliyor..."
İnsan sağlığı ve doğa bir avuç büyük tarım tekelinin kâr hırsına, para hırsına feda edilmektedir.
Reklam
"Hiç kimse başkasına bir şey öğretemez, hiç kimse başkasından bir şey öğrenemez ancak herkes herkese bir şey öğretebilir."
Diyalog aracılığıyla, öğrencilerin öğretmeni ve öğretmenin öğrencileri ortadan kalkar ve yeni bir terim doğar: öğrenci-öğretmen ve öğretmen-öğrenciler. Öğretmen artık sadece öğreten değil, öğrencilerle diyalogu içinde kendisine de öğretilen biridir; öğrenciler ise kendilerine öğretilirken kendileri de öğreten kişilerdir. Böylece öğretmen ve öğrenciler, içinde herkesin büyüdüğü bir sürecin sorumluları haline gelirler. Bu süreçte "otorite"ye dayalı gerekçeler artık geçerli değildir; artık etki edebilmesi için otorite, özgürlüğün safında olmalıdır, karşısında değil. Burada hiç kimse başkasına ders vermez, hiç kimse de kendi öğrenmiş değildir. Bunun yerine insanlar, dünya aracılığıyla bankacı eğitimde öğretmenin "sahip" olduğu idrak nesneleri aracılığıyla birbirlerine öğretirler.
Özgürleştirme pratiği olarak eğitim -egemenliğin pratiği olan eğitimin karşıtı olarak- insanın soyut, yalıtılmış ve dünyadan bağımsız ve ayrı olarak var olduğunu reddeder. Ayrıca dünyanın, insanlardan ayrı var olan bir gerçeklik olduğunu da reddeder; gerçek düşünce ne soyut bir insanı ne de insanların bulunmadığı bir dünyayı ele alır; aksine, dünyayla ilişkileri içindeki insanları konu edinir. Bu ilişkilerde bilinç ve dünya eşzamanlıdır.
Bence dünyanın en kirli endüstrisidir turizm. Her şeyini paylaşan insanları her şeyini satabilen insanlar haline getirir. Sizi koca bir para demeti halinde görürler ve dostluklarınız artık satın alabilme ölçünüze göredir.
Sayfa 60 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
77 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.