Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Toraman Sözleri ve Alıntıları

Toraman sözleri ve alıntılarını, Toraman kitap alıntılarını, Toraman en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aşk, özellikle akşamları nöbetini artıran bir hastalıktır.
Sayfa 117 - Atlas Kitabevi, 3. baskıKitabı okudu
- Ben sana evlenmekten şikâyet ettim. O kadından değil... - Evlenme ile kadının başka başka şeyler olduklarını bilmiyordum.
Sayfa 98 - Atlas Kitabevi, 3. baskıKitabı okudu
Reklam
Fakat, Determinism adı ile bir felsefe vardır ki, alın yazısına kimse hükmedemez. İnsanın her hareketi bir sebepten doğar. Daima, iş olacağına varır, tezini ortaya atan bir meslektir.
Sayfa 31 - Atlas Kitabevi, 3. baskıKitabı okudu
- Kim o? - Servinaz'ın meşru damadı... - Saf bir adama benziyor. - Bilerek mi almış? - Bütün İstanbul'un bildiği şeyi bu efendinin bilememesi mümkün mü? - Ayıplama arkadaş... Bu yaşta genç kadın fırtınasına tutulan bir erkek her belâya katlanır.
Sayfa 92 - Atlas Kitabevi, 3. baskıKitabı okudu
- Zararın, fenalığın hele böyle korkunç bir işin neresinden dönülse kârdır, oğlum... Bir fenalığa bulaştıktan sonra onu sürgitsin haline koymak bir çeşit ahlâk intiharıdır. Kendi aşkının alevlerinden ziyade masum bir kocanın namusunu, hayatının felâketini düşünmelisin. - Meselenin bu nazik yönünü benden önce o kadın düşünmeli değil miydi? Kızgın bir ıskara üzerinde imiş gibi Şuayip Efendi yerinde duramamaya başlıyarak: - Kadın Tanrının en zayıf kuludur. Erkekliğin en büyük şanı onlara uymamak ve fırsat düştükçe ahlâklarının korunmasına uğraşmaktır. - Onları zayıf, kendimizi sağlam, kuvvetli görmiyelim. Kadın Tanrının en zayıf kulu ise erkeklerin en büyük zaaflarının da o güzel cinse karşı olduğunu unutmıyalım.
Sayfa 108 - Atlas Kitabevi, 3. baskıKitabı okudu
Sıcak bir yaz sabahı Binnaz döşeğinde yorgansız sere serpe uyurken kocası sevmeğe, öpmeğe, seyretmeğe bir türlü doyamadığı o vücuda içini çekerek bakıyordu. Onda en büyük sanatçıların bir benzerini mermerlerde göstermege uğraşıp uğraşıp da muvaffak olmadıkları ve ne kadar çalışsalar olamıyacakları bir güzellik, bir kadınlık çekiciliği, yaratılışının büyüleyici bir sıcaklığı, hayatın bütün neşelerine kaynak olan büyük bir büyü etkisi vardı. İşte aşk tapınağı bu idi. İnsanların tapınma duygusunu mutlak bir kadın vücudu karşısında duyduklarına şüphe yoktu.
Sayfa 94 - Atlas Kitabevi, 3. baskıKitabı okudu
Reklam
- Ah Hasnâ, hınzır kahpe. Buna niçin bu kadar tuz doldurdun? Ağu olmuş. Akşam yine azarı işit bakalım, bu tuzlu dolmayı yiyenler “Hasnâ yine koca istiyor.” derler. - Aaa o nasıl lakırdı? Kocan yok mu? - Var yok gibi bir şey. Söyletme beni, şeyhin tenbihi var. Bizimkinin kalıbını kıyafetini gören aldanır. Sakalını boyadı. Onu da beceremez, yüzüne gözüne bulaştırır. Ben boyarım. Bunca işimden başka bir de başıma bu hizmet çıktı. - Sen elinle boyayıp da sokağa nasıl salıveriyorsun? Kıskanmıyor musun? - Yedi ili dolaşsa vallahi kalbime bir üzüntü gelmez. - Yalan söylüyorsun. Çok kıskanırsın bilirim, bilirim ben... - İşin iç yüzünü de ben bilirim. Hadi oradan Adile, derdimi deşme. Şeyhin öğüdünü bozduracaksın bana şimdi... Boya ile erkek, erkek olaydı Hacı Fehmi'nin karısı yolunu sapıtmazdı. Koca dediğin erkek olmalı. Karagöz göstermeliğini ne yapalım? Yalnız kalıp kıyafet Yeniçeri Müzesindeki heykellerde de var. - Karı, sen şeyhe gideli bütün bütün sapıtmışsın. Kocanla eğleniyorsun ayol? Saçlarını sen de boyuyorsun. - Benimki nezleden ağardı. Ben Efendi’den on yaş küçüğüm. Tanrının bildiğini kuldan ne saklayayım? Bizimki boyanır çekilir. Onun boya artığı ile de ben boyanırım. - Boyananla eğleniyorsun da sen niye boyanıyorsun? - Ne yapayım ayol? Boyalı olsun ne olursa olsun, kurum gibi kara sakallı herifin karşısında ak saç ile gezineyim de bana onun anası mı desinler?
Sayfa 15 - Atlas Kitabevi, 3. baskıKitabı okudu
- Ah canım karıcığım, bir hatadır ettim. Affına muhtacım. - Hayır, hayır, hayır... Bin kere hayır... Hata bilmeden işlenir. Sen bunu ölçtün, hesapladın. Bile bile yaptın. Muradın nedir alçak herif?.. Namusumdan, doğruluğumdan şüpheye düşerek koynumda zampara yakalamak için böyle sessizce geldin değil mi ? Allah’a ahdım olsun ki, bu gece döşeğimde yakalayamadığını birkaç akşam sonra sana elinle tutturayım... Şuayip Efendi’nin dili dolaşarak: - Allah esirgesin, Allah esirgesin... Anacığım, kendine gel... Ne fena lakırdılar onlar... Senin dilinde vardır ama kalbinde yoktur bilirim. - Ahmak adam, hiçbir şey bildiğin yok. Her bir fenalık benim beynimde de vardır, kalbimde de... İçimde de, dışımda da... Anlıyor musun Hebenneka? Aynaya git de suratına bak. Boyalı kukla... Üzerine hiyanet edersem beni kim ayıplıyabilir? Bile bile aldın pezevenk... Bana adıylan sanıylan Orospu Servinaz'ın kızı Binnaz derler. Siz namusluluğun aynalı, oyuncaklı, süslü tasması altında yaşıyan insanlar... Kendinize hoş gelen her fenalığı işler fakat adını değiştirerek, kitaba uydurarak işlersiniz. Evet, bu dünya bütün uydurma düzeni ile, kelime oyunu ile bilerek aldatmak ve aldanmakla dönüyor. İhtiyar karınızın üzerine torununuz yerinde bir kızcağız aldığınız zaman vicdanınız size hiçbir azarlamada, ayıplamada bulunmaz. Bu genç kadın tabiattan zevk alma payını istediği vakit, meydana korkunç iki kelime çıkarırsınız: ırz ve namus...
Sayfa 135 - Atlas Kitabevi, 3. baskıKitabı okudu
Buna şaşar mısın, kızar mısın? Her zaman çilingir körüğü gibi işleyen ağız bu sabah susmuş. Şaşılacak şey... Hayırdır inşallah.
Sayfa 7 - Atlas Kitabevi, 3. baskıKitabı okudu
Karlar yağsa kış değil mi? Karı bu çirkinliğini örtmek için saçlarını kanarya sarısına boyadı.
Sayfa 11 - Atlas Kitabevi, 3. baskıKitabı okudu
166 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.