Totalitarizmin Kaynakları 2 Gönderileri
Totalitarizmin Kaynakları 2 kitaplarını, Totalitarizmin Kaynakları 2 sözleri ve alıntılarını, Totalitarizmin Kaynakları 2 yazarlarını, Totalitarizmin Kaynakları 2 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tehlike; küresel, evrensel olarak birbirine bağlanmış bir uygarlığın, milyonlarca insanı, bütün dış görünümlere rağmen vahşilik koşullarında yaşamaya mecbur etmek suretiyle kendi bağrında barbarlar yaratabilir olmasındadır.
Sayfa 314Kitabı okudu
Salt varoluşta içerilen her şeyin tersine, eşitlik vize verilmiş değildir; o, adalet ilkesince yön verildiği ölçüde insani örgütlenmenin sonucudur. Eşit olarak doğmayız; karşılıklı olarak eşit haklara sahip olduğumuzu birbirimize garanti etme doğrultusundaki kararımıza güvenen bir grubun üyeleri olarak eşit hale geliriz.
Sayfa 312Kitabı okudu
Katılıyorum, ulusun içinden doğmalı haklar
Burke'ün, insan haklarının bir "soyutlama" olduğu; insan haklarını, çocuğuna can verir gibi verdiği bir "devredilemez miras"a dayandırmanın ve kişinin haklarının "devredilemez insan hakları"ndan ziyade "İngilizin hakları" olduğunu iddia etmenin daha akıllıca olduğu savını destekler gibi görünmektedirler. Burke'e göre sahip olduğumuz haklar, "ulusun içinden" doğarlar...
Sayfa 309Kitabı okudu
İnsan, yeryüzündeki bütün organik yaşamı insan yapısı araçlarla yok etmeyi, kavranabilir ve teknik açıdan mümkün bir şey haline getirecek ölçüde doğaya egemen olmayı öğrendiğinden beri, ondan yabancılaşmıştır.
Sayfa 307Kitabı okudu
İnsan, insan olarak temel niteliğini, insanlık onurunu yitirmeden de İnsan Hakları denen hakları yitirebilir.
Sayfa 305Kitabı okudu
Kölelik, bazı insanların özgür bazılarının "köle" doğduğu bir kurum haline geldiğinde, kendi hemcinslerini özgürlükten yoksun bırakanın insan olduğu unutulduğunda ve suçun yaptırımı doğaya atfedildiğinde başlamıştır.
Sayfa 305Kitabı okudu
Öte yandan düşünce özgürlüğü de, her ne surette olursa olsun düşünecek konuları olmadığından, aptalların özgürlüğüdür.
Sayfa 303Kitabı okudu
Haklardan tamamen yoksunluk durumu, yaşama hakkına meydan okunduktan sonra yaratılmıştır.
Sayfa 303Kitabı okudu
Savaş sırasında asker yaşama hakkından yoksundur, kendi özgür olma hakkına karşı suç işleyen biridir, bütün yurttaşlar olağanüstü bir durumda mutluluklarını arama hakkından yoksundurlar...
Sayfa 302Kitabı okudu
Yeni mülteciler, yaptıkları ya da düşündükleri şeyden dolayı değil değiştirilemez bir özelliklerinden dolayı -yani, yanlış bir ırktan ya da yanlış bir sınıftan doğmuş oldukları ya da (İspanyol Cumhuriyet Ordusu örneğinde olduğu) gibi yanlış bir siyasi yönetimi tarafından görevlendirdikleri için- zulüm görmüşlerdi.
Sayfa 300Kitabı okudu
Hak-sızların ilk yitirdikleri şey, yurtları oldu; (...) daha önce görülmemiş olan, yurdun yitirilmesi değil yeni bir yurt bulmanın olanaksızlığıydı. (...) Üstelik bunun aşırı nüfus artışı gibi herhangi bir maddi sorunla da ilgisi yoktu; bu bir mekan değil siyasi örgütlenme sorunuydu.
Sayfa 298Kitabı okudu
...kimse, insan haklarını yitirdiklerinde aslında hangi hakları yitirmiş olduklarını bilir gibi görünmüyor.
Sayfa 298Kitabı okudu
O dönemde insan hakları yeni bir yan anlam kazandı: ayrıcalıksızların koruyucularının standart sloganı, bir tür ilave yasa olarak, ellerinden güvenilir bir yere başvurmaktan fazlası gelmeyen kimseler için zorunlu bir ayrıksılık hakkı haline geldi.
Sayfa 297Kitabı okudu
İnsan haklarını korumak üzere kurulmuş bütün dernekler, yeni bir insan hakları bildirisine ulaşmaya yönelik bütün gayretler, marjinal simalardan -siyasi deneyimden yoksun birkaç uluslararası hukukçudan ya da meslekten idealistlerin belirsiz duygularından cesaret alan meslekten hayırseverlerden- mali destek görmekteydiler. Bunların kurduğu gruplar, yayınladığı bildiriler, [duygusal insancıl dilleriyle] hayvan koruma dernekleriyle tekinsiz bir benzerlik göstermekteydi.
Sayfa 296Kitabı okudu
Çünkü yasalar karşısında eşitlik ilkesi bir kere bozulduğunda, ulus-devletin varlığını sürdürmesi artık olanaksızdır.
Sayfa 292Kitabı okudu