En Eski Totem ve Tabu kitaplarını, en eski Totem ve Tabu sözleri ve alıntılarını, en eski Totem ve Tabu yazarlarını, en eski Totem ve Tabu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Geceleri rüya görür, gündüzleri bu gördüğümüz rüyaları yorumlarız. Rüya bize karışık ve tutarsız görünebilir ama gerçek hayatın izlenimlerinin sırasını taklit ettiği de olur, olayları birbirinden çıkarabilir , içeriğinin farklı kısımları arasında bir bağlantı kurabilir..
Avustralya kabileleri, birtakım daha küçük gruplara, klanlara bölünmekte ve bu klanların her biri kendi toteminin adını taşımaktadır. Peki, totem nedir? Genellikle, bu, tehlikesiz ya da tehlikeli ve korkulan bir hayvan, daha seyrek olarak da bir bitki ya da bir doğa gücü (yağmur, su) olup, grubun bütünüyle özel bir ilişki içinde bulunur. Totem, ilk önce, grubun atasıdır; sonra da, onun koruyucu ruhu, iyilik yapıcısıdır, gruba kehanetlerini bildirir ve başkaları için tehlikeli olmasına rağmen, kendi evlatlarını tanır ve korur. Bunun için, aynı toteme sahip olan kimseler, totemlerini öldürmemek (ya ad yok etmemek), etini yemekten ya da ondan herhangi bir şekilde yararlanmaktan kaçınmak gibi kutsal bir yükümlülük altında bulunurlar ve bu yükümlülüğün her türlü ihlali otomatik olarak cezalandırılmalarına yol açar.
Bu sistemin geçerli olduğu hemen her yerde, şu yasayı içermekte olduğunu görüyoruz: tek ve aynı totem grubunun üyeleri, birbirleriyle cinsel ilişkide bulunamaz ve dolayısıyla, birbirleriyle evlenemezler.
Aynı totemden gelen herkes kandaştır, tek bir aile oluştururlar ve bu ailenin içinde akrabalık dereceleri, pek uzak bile olsa, cinsel birleşme için mutlak bir engel sayılır.
Bu Avustralya kabilelerinin dili, bu olayla ilgisi şüphe götürmeyen bir özellik gösterir. Bunların, akrabalık ilişkilerini göstermek için kullandıkları deyimler, iki kişi arasındaki ilişkileri değil, fakat bir kişi ile bir grup arasındaki ilişkileri belirten deyimlerdir. M. L. H. Morgan'ın ifadesine göre, bu deyimler ''tasnifçi'' bir sistem oluşturur. Yani bir kimse, baba kelimesini yalnızca kendisini dünyaya getiren erkek için değil fakat kabilenin adetlerine göre, annesiyle evlenip babası olabilecek bütün erkekler için kullanır. Yine, yalnızca kendisi doğuran kadına değil, fakat kabilenin adetlerine karşı gelmeksizin gerçekten annesi olabilecek her kadına anne; yalnızca hakiki ana babasının çocuklarına değil, fakat ana babası olabilecek bütün diğer kişilerin çocuklarına da kardeşim ya da kız kardeşim der vs. Şu halde, iki Avustralyalının birbirlerine karşılıklı olarak taktıkları akrabalık adları, bizim dilimizde olduğu gibi mutlaka bir kan akrabalığını göstermez.
Bizce, tabunun karşıt iki anlamı vardır: bir yandan, kutsal, kutsallaştırılmış anlamına; diğer yandan da, korkunç, tehlikeli, yasak, kirli anlamına gelir.
Tabu yasakları hiçbir nedene dayanmazlar; kaynakları bilinmez; bizim için anlaşılmaz olmakla birlikte, boyunduruğu altında yaşayanlara doğal görünürler.
İlkel insanın tabu karşısındaki tavrının niteliği de budur işte. Tabu, ilkel insanın ahlaki bilincinin (vicdanın) bir buyruğu olup, çiğnenmesi, kaynakları bakımından doğal olduğu kadar bilinmez de olan korkunç bir suçluluk duygusuna yol açar.