#triffidleringünü konu olarak muhteşem olan, ancak detayların çok fazla olduğu hissiyle okuduğum bir kitap.
Göktaşı yağmuru neticesinde binlerce kişinin bir anda kör olduğu bir sabaha uyanılan dünyada meydana gelen kaotik ortamı bir düşünün isterseniz.
“Yok, düşünmeyin daha iyi,” desem de yeryüzüne yaptığımız gerek bilinçli, gerekse bilinçsiz pek çok müdahale, sanırım bizi bildiğimiz dünyanın sonuna götürecek.
Nitekim John Wyndham bunu çok önce görmüş ve bu eseri yazmış.
Bu aşamada ben de dahil çoğumuzun aklına Saramago’nun #körlük eseri gelmiş olsa da, bu metin ondan çok daha uzun zaman önce yazılmış.
Körlükle mücadele ederek hayata tutunmaya çalışan insanlar -okudukça anlaşılan- kalan bir avuç “gören” insanların yardımına muhtaçtır. Bu noktada baş edilmesi gereken bir sorun daha vardır: Yürüyen ve güçlü zehiriyle tüm canlıları yok edebilen TRİFFİDler…
Buyurun size kıyamet senaryosu.
Gözü doymayan insanoğlu bu yaşam formunun kıymetli özsuyu için onu yetiştirmiş, çoğaltmış, üstünde deneyler yapmaya başlamıştır. (Yine ve her zaman.)
Artık “ayaklı” tehdit olan bu bitkiler, yıkımı ve yaklaşan tehlikeyi çok daha fazla arttırmaktadır.
Bitmedi…
Yaşanan bu kıyamete karşın hâlâ aklı başına gelmeyen, iktidar ve güç peşinde koşan, liderlik kisvesi altında feodal rejimi oluşturmaya çalışan bir grup -bana göre zeka özürlü- insan var. (Yine ve her zaman.)
Müthiş başlayıp gittikçe durağanlaşan, sonu ile hayranlık uyandıran dolu dolu bir @delidolukitap bilim-kurgu kitabı.
Ben gibi türü sevenler için.
