Tüketim Toplumuna Eleştirel Bir Bakış
M. Zeki DumanEn Yeni Tüketim Toplumuna Eleştirel Bir Bakış Sözleri ve Alıntıları
En Yeni Tüketim Toplumuna Eleştirel Bir Bakış sözleri ve alıntılarını, en yeni Tüketim Toplumuna Eleştirel Bir Bakış kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bu açıdan bakıldığında Türk modernleşme tarihinde Kemalizmin adeta yeni bir toplum yaratmayı hedefleyen ve bu hedefe giderken topyekün batılılaşmayı öne çıkaran bir ideoloji olduğu söylenebilir. Kemalist devrimle sadece ulusal bir devlet kurulmamış, aynı zamanda yeni bir toplum ve düzen de tesis edilmiştir."
"Yeni devletin resmi ideolojisi Kemalizm, bir yandan ulusal bağımsızlık mücadelesini vererek yeni bir toplumun inşasına çalışmış diğer yandan bu yeni toplumun adeta rotasını belirleyecek olan devrimci politikalara girmiştir. Erken cumhuriyet döneminde hayata geçirilen ve esasen toplumsal gelişmeyi amaçlayan inkılaplar, yapısal değişiklikler içermiştir. Kültürel devrimler adı altında uygulanan bu değişiklikler, halkın düşünüş ve yaşam biçimini dönüştürmeyi hedeflemiştir. Bu bağlamda Kemalizm, II. Selim'le başlayıp II. Mahmutla doruğa çıkan batılılaşma ve çağdaşlaşma serüvenimizin son merhalesidir."
"Bugün çekici, olan yarın rüküş olabilir. Geçen yılın modası asla gelecek yılın modası olamaz. Demode olan bir gün yeniden moda olmak için sırasını bekleyecektir. Modellerin ömürleri sezonluktur. İlginç olan şey, modanın geçiciliğine, yalancılığına, tutarsızlığına ve belirsizliğine inanmamıza rağmen kendimizi bu büyüden kurtaramıyoruz. Ve her defasında fikirlerimizi olmasa da bedenimizi ona teslim ediyoruz. Bu moda, nasıl bir güçtür ki, inanmadığımız halde katılıyor, beğenmediğimiz halde takip ediyor ve eleştirdiğimiz halde ona uyuyoruz. Bu sorunun birçok cevabı olabilir. Ancak, herhalde bireylerin kendi başına hareket etmekten ziyade içinde bulundukları kitlelerin psikolojisiyle hareket ediyor olmaları buna en iyi cevap olacaktır."
"Reklamların temel hedefinde tüketicilere hatırlamayı değil unutmayı, sahip olunanlarla yetinmeyi değil, değişik ve yenilik içeren nesneleri tükettirmeyi sağlamaktır."
"Örneğin Birleşmiş Milletlerin yaptığı araştırmaya göre gelişmekte olan ülkelerin temel eğitim harcamaları için yıllık 6 milyar dolara ihtiyaç varken, ABD'de yaşayan insanların tek başına kozmetik ürünlerine yıllık harcadıkları miktar 8 milyar doları buluyor. Aynı şekilde gelişmekte olan ülkelerin temel sağlık ve beslenme ihtiyaçları için 13 milyar dolar gerekirken, Avrupa'da yaşayan insanların dondurmaya yılda 16 milyar, sigaraya, 50 milyar, alkollü içeceklere 105 milyar dolar harcamaktadırlar. Avrupa'yla birlikte Amerika'da evcil hayvan mamasına yılda 17 milyar ve tüm dünyada uyuşturucu maddeler için de 400 milyar dolar gittiği hesaplanmıştır."
"Çünkü tatil yapmak sadece belirli bir yerde konaklamak, orada kafa dinlemek dolayısıyla hiçbir şey yapmamak anlamına gelmiyor. Tatil yapmak, aslında üretmeden tüketmek, çalışmadan harcamak demektir."
"Tıpkı banka için en muteber müşterinin, zamanında ödemelerini yapmayan ve borcunu erteleyen müşteri olması gibi. Çünkü zamanında ödenmeyen borçlar banka için ekstradan faiz ve yan gelir demektir. Bankanın özellikle kredi kartında müşteri limitini yüksek tutmasının ve taksit seçeneklerini uzatılmasının nedeni, ödemelerin gecikmesini sağlayarak müşterilerden daha fazla gelir elde etmek istemesidir."
"Tüketiyorsam öyleyse varım" şeklinde de formüle edilebilecek olan bu bakış açsında önemli olan tek şey, tüketim içinde kalmak ve tüketmek suretiyle varolmaya çalışmaktır.
"Tarihin önceki dönemleriyle karşılaştırıldığında insanların ortalama ömrü ile binaların ortalama ömürleri günümüzde tam tersine dönmüştür."
"Baudrillard'ın belirttiği gibi nesnelerin hâkimiyet kurduğu ve nesneler üzerinden hâkimiyetin kurulduğu bir çağda yaşıyoruz. Nesnelerin ritmine ayak uyduruyor ve onların döngülerine uyuyoruz. Günümüzde nesnelerin doğumu ile ölümüne şahit olan bizleriz, hâlbuki daha önceki medeniyetlerin hepsinde nesiller boyu yaşamını sürdürenler nesneler ve anıtlardı."
"Postmodern tüketim kültürüne sahip Batılı toplumlarda israf ve savurganlık inanılmaz boyutlara varmıştır. Örneğin Amerikalılar kozmetiğe yılda 8 milyar dolar harcıyorken, bugün dünyadaki her insana temel eğitim vermek için 2 milyar dolar fazlasıyla yetmektedir. Amerikalılar ve Avrupalılar, hayvanlarını beslemek için yılda 17 milyar dolar harcıyor, oysa dünyadaki her insanın temel sağlık ve beslenme ihtiyacı için yılda 4 milyar dolar fazlasıyla yetiyor. Avrupalılar dondurmaya yılda 11 milyar dolar harcıyor, oysa tüm dünya nüfusunun temiz ve atıksu gereksinimleri için 2 milyar dolar fazlasıyla yetiyor."
(Birleşmiş Milletler İnsani Gelişme raporu)
"Tüketimin nesneleri olan mallar ve hizmetler aynı zamanda bir kimlik değerine de sahiptirler. Çünkü tüketicileri kullandıkları nesneler arcılığıyla kim olduklarını, düşüncelerini, tutum ve değerlerini yansıtırlar. Dolayısıyla tüketim biçimleri ve tercihleri, bireylerin aynı zamanda kendilerine ilişkin yarattıkları bir edimdir. Zira insanlar sadece nesneleri satın alarak onlara sahip olmazlar, aynı zamanda onların kendileri için ne anlam ifade ettiğini gösteren sembolik değeri de satın almış olurlar. Bu anlamda tüm tüketim malları ve hizmetleri derin anlamlarla yüklüdürler."
"Kısacası tüketim, artık "insanların kim oldukları, kim olmak istedikleriyle ilgili duyarlılıklarını ve bu duyarlıkları korumalarını sağlayan yöntemleri etkilemekte; kimlik duygusunun gelişimini çevreleyen olgularla çok iç içe geçmiş bir durumdadır. Bu nedenle tüketim, ekonomik olduğu kadar, aynı zamanda toplumsal, psikolojik ve kültürel bir olgu olmaya da devam edecektir."
"Modernite, bireylere belirli bir sınıf, kimlik, statü, ideoloji veya meslekte sabit bir mekân/mesken tahsis ediyordu, oysa günümüz post-modern toplumlarda kişinin bu anlamda belirli veya sabit bir özelliği kalmamıştır. Birey artık ne toplumsal statü (gelir, unvan, meslek vb.) ne de yaşadığı mekân açısından sabittir. Birey her an gömlek değiştirir gibi kimlik ve mekânını değiştirebiliyor ve böylece dinamik bir kök salma mümkün olmuyor."
"Tüketiciler, satın alma pratiğiyle sadece maddi nesnelere ulaşmıyor, aynı zamanda edindiği nesnelerle kimliğini de oluşturmaya çalışıyor."