Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

1920 - 1971

Türk Dış Siyasetinde Kuzey Kafkasya Siyasi Muhacereti

Arsen Avagyan

Türk Dış Siyasetinde Kuzey Kafkasya Siyasi Muhacereti Gönderileri

Türk Dış Siyasetinde Kuzey Kafkasya Siyasi Muhacereti kitaplarını, Türk Dış Siyasetinde Kuzey Kafkasya Siyasi Muhacereti sözleri ve alıntılarını, Türk Dış Siyasetinde Kuzey Kafkasya Siyasi Muhacereti yazarlarını, Türk Dış Siyasetinde Kuzey Kafkasya Siyasi Muhacereti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İkinci Dünya Savaşı sonunda Kafkasya'dan Türkiye'ye kaçmayı başaran bir grup dağlı ve Türk Sinop'ta tutuklanır. Şehirdeki garnizonun komutanı İsmail Berkok, kaçakları Sovyet yönetimine teslim etme emrine rağmen “Ben böyle bir lekeyi kendime konduramam", diyerek emri uygulamayı reddeder ve bu sebepten dolayı görevinden alınır, fakat kaçaklar SSCB'ne dönmekten kurtulur. Berkok'un olayı münferitti, çünkü Türk hükümeti Avrupa'dan lejyonerleri toplayarak Türkiye'ye nakletmekle birlikte, içlerinde Türk kökenlilerin de bulunduğu, kendi topraklarında bulunan bir dizi Sovyet vatandaşını SSCB'ne teslim etmeye mecbur olur. Türk diplomat Feridun Cemal Erkin'e göre, bu adım Türkiye için olumsuz sonuçlar doğurmuş, Sovyet yönetimi bunu Türkiye'nin zayıflığının bir kanıtı olarak görmüştür.
Sayfa 231
Kuzey Kafkasyalılar ve Kozaklar kendilerini bekleyeni çok iyi tasavvur ettiklerinden, kaçmaya kalkışır, fakat Ingiliz askerlerinin açtığı ateş sonucunda 700 kişi oracıkta öldürülür. Kalanlar ise 29 Mayısta Judenburg'a nekledilip, Sovyet kumandanlığina teslim edilir. Sultan Girey, General Vlasov ile General Skuro SSCB'nde ölüm cezasına çarptırılır. Ulusal birliklerin askerlerinden %20'si SSCB'nde ya kurşuna dizilir, ya da ölüm cezasından farkı olmayan, 20 yıl zorunlu ağır çalışma kamplarına mahkûm edilir.
Sayfa 229
Reklam
2. Dünya Savaşı Sonrası Süreç
Lejyonerlerin ve gönüllü askerlerin vatana dönüş süreci, birkaç trajik olayla göze çarpmaktadir. Genelde Sovyet ordularına karşı savaşmış olan gönüllülerden oluşan zorla vatana döndürülenler, SSCB'ne döndükten sonra kendilerini bekleyen akıbetin bilincinde olarak toplu olarak intihar etmekteydi.
Sayfa 229
Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonraki yıllarda Türk toplumunda Pantürkizm fikrinin zayıflamasıyla birlikte, Kadircan Kaflı da Kuzey Kafkasya halklarının Türk kökleriyle ilgi tezinde bazı değişiklikler yaparak, milliyet yaklaşımından siyasiye geçiş yapar. Böylece, Pşimaho Kosok'un anılanma önsözünde "Kuzey Kafkasya'da bir çok diller konuşulursa da, hakim olan dil Türkçe. Nitekim, bu konuda yapılan bir kaç kongrede Türkçe, devlet dili olarak kabul edilmiştir. Kuzey Kafkasya halkının en az yüzde doksanı Türk ve Müslümandır" diye yazmaktadır.
Sayfa 219
Pantürkist Hareketi
Pantürkist hareketi fikrinin Türk toplumunda gelişmesinin doğrudan sonucu, benzer düşüncelerin Çerkes azınlık arasında da yayılması olmuştur. Türkiye'deki Çerkes toplumunun aydınları tarafından, Pantürkizm ve Kafkasya'nin kurtarılması planlarının ilişkisi ile Kafkasyalıların Türk orijinli oldukları fikri ortaya atılır.
Sayfa 217
Şükrü Saraçoğlu ve Von Pappen Görüşmesi
Bu görüşmede Saracoğlu, "başbakan olarak tarafsız olmaya mecbur kaldığını, fakat bir Türk olarak Rusya'nın yıkılmasını çok istediğini, Rusya'nın insani gücünün hissedilir derece yok edilmesi konusunda ise, Almanya ve müttefiklerinin doğru yoldan gittiklerini", belirtmiştir.
Sayfa 202
Reklam
Türkiye de Almanya Sempatisi
İkinci Dünya Savaşı'nın arifesinde özellikle Boğazların kontrolü nedeniyle, Türkiye'nin coğrafi konumu, savaşan taraflar için son derece önemli olmuş, her bir taraf Türkiye'yi kendi yanına çekmek istemiştir. Hitler Almanya'sı bu konuda daha başarılı olup, Hitler'in yönetime gelmesinin akabinde Alman kapitalinin Türkiye'ye akışında hareketlilik yaşanır ve Almanya 1939 yılında, Türkiye'nin dış ticaretinde ilk sıraya oturur. Türk toplumunun bir kısmı, özellikle de gençler, Almanya'ya sempati duymaktaydı.
Sayfa 201
Atsız için ideal yer
Böylece bazı Pantürkist ideologlar, özellikle de Nihal Atsız gibi ırkçı ve yabancı düşmanı eğilimliler, Berlin'de faaliyet göstermekteydi.
Sayfa 199
Japon İstihbaratı
Japon istihbarati, Kafkas mültecileri arasında H. Bamat'in "Kafkasya" grubuyla işbirliği yapmayı tercih eder ve 1935 yılından itibaren bu grubun yayınlarını finanse eder. Bu ilişki, İstanbul'daki Japon askerî ataşesi ve Berlin'deki Japon elçiliği üzerinden kurulur. H. Bamat, Berlin'deki Japon elçiliği temsilcisine işbirliği protokolü metnini teslim eder. Japonya temsilcisi görüşme esnasında Bamat'a, SSCB'ne karşı savaş başladığında "Kafkasya" teşkilatının Japonya tarafindan resmî olarak savaşan taraf ve Japonya'nın müttefiki olarak tanınacağı ve Kafkasya'nın kurtuluşu için gereken imkânların verileceği konusunda garanti verir.
Sayfa 189
Alman İstihbaratı
Alman istihbarat kuruluşu Abwehr ile güvenlik bakanlığının SD istihbaratı Türkiye'de faaliyet göstermekteydi. Faşist unsurlar tarafından kurulmuş ve Alman istihbarat ağının merkezi olan "Toyton" (Teutonia) kulübü İstanbul'da bulunmaktaydı. Ünlü arkeolog Hans Henning Osten ise İstanbul'daki Alman istihbaratın şefi idi.
Sayfa 183
52 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.