Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Türk Düşününde Batı Sorunu

Niyazi Berkes

Türk Düşününde Batı Sorunu Gönderileri

Türk Düşününde Batı Sorunu kitaplarını, Türk Düşününde Batı Sorunu sözleri ve alıntılarını, Türk Düşününde Batı Sorunu yazarlarını, Türk Düşününde Batı Sorunu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yöneticilerinin uyduculuktan, sağ ya da sol aydınlarının yabancılaşmadan kurtulamamış olduğu toplumlarda devrimcilik savaşı yürüyemiyor. Planlı bir ekonomik, sosyal, kültürel yükseliş gerçekleşemiyor. «Yarı sömürge» niteliği, bilinmeden, sürdürülüyor. (son)
Sayfa 299
Bu kitabın okuyucularının birçoğu, bu kategoriden kişiler olduğu için bu satırların anlamlarını ya anlamazlar, ya boş verirler, ya da utanç duyarlar; ellerinden başka bir şey gelmez; çıkar yol bulamazlar. O kadarına kadar gidemeyip koptukları toplum yığını içinde yaşamak ıstırabını çekenler Batılılaşma ütopyasının özlemleri içinde uyurgezer kişiler gibi yaşarlar; duyguluları edebiyatla avunur; bu satırlarda bir anlam bulunduğunu sezenler (bu kitap ilk çıktığı zaman yaptıkları gibi), rahatlarını bozduğu için onun yazarına çatarlar; onu, gericilere (ki çoğunluğu halktır) yarayacak görüşler yaymakla suçlarlar.
Reklam
Eski Osmanlı sistemindeki yönetici tabaka ile eski reaya ayırımı yeni dönemde yeni bir kılıkta yaşamaktadır. Okumuşla halk arasındaki uçurum, bunca yeni araçların gelişmesine karşın, kalkmamıştır.
Varolan toplumlar, değişmeler, uygarlıklar, harslar, dinler, devletler, sınıflar, kişiler, teknolojiler, bilimler, çıkarlar ve savaşlardır.
Sorunlarımızın niteliğini anlamak için tarihe dönüp bakmak, tarihin bir tekerrür olduğuna inanmamızdan değil, bu tekerrürü kırmanın yolunu aramamızdandır. O tarihi ne kadar gerçekçi açı ile anlarsak, kendimizi aldatmalara saplanmaktan o kadar koruyabiliriz. Aydına düşen bunu yapmak, onu tanıtmak, anlatmak olmalıydı.
Ulusal Bağımsızlık Savaşının getirdiği ulusçuluk, çağdaşlaşma, toplumsal yapı devrimciliği ilkeleri ...Bugünkü koşullar altında, o ilkelerin bütünlendirilmesini canlandırıp, toplumcu açıdan daha yeni bir anlayışa varmak zorundayız. Çıkar yol, Batıcılığı Batı’dan bağımsızlık yönüne; ulusçuluğu devrimcilik yoluna çevirmededir.
Reklam
Uygarlık, toplumsal devrimlerin ürünüdür ...Batı’dan hazırlop uygarlık alınamaz; alınmağa kalkışıldığı zaman sonuçlar kalkınma ilerlemesi değil gerileme bozulmasına götürür.
toplum, Batı uygarlığının ekonomik tutkusu altına girerse, orada Batılılaşma yolu ile bu etkiyi yapmanın olanakları kaldırılmış olur. ...O ülkenin dağının, taşının bile halkının elinden çıkma tehlikesi ile karşılaşılır.
Bunları yazan Berkes 1988 yılında vefat etmiş...
Geri kalmış ülkelerde otomobil, yalnız bir imrenme ve imrendirme maddesi olmakla kalmaz, ulusal bir şeref, onur sorunu bile olur. Otomobil, frijider gibi sıradan bir tüketim aracı olduğu halde, Batılılığımıza kendimizi inandırmak için bu maddeyi yapabileceğimizi ispata kalkarız; ulusal bir değer sorunu haline gelen otomobil gerçekten yapılır da; fakat bunun ne temel teknolojisi vardır, ne de ulusal ekonomiye devrimsel bir katkısı olur. Toplumsal etkisi de olmaz. Sadece olumsuz anlamda bir etkisi olur; toplumun ekonomisi üzerine bir tüketim, bir lüks eşyası yapımı yükletir, ama toplumu eskisine kıyasla modernleştirmiş olmaz.
Batılılaşmış zümrenin yaşamının çekiciliği, yoksul sınıflara da bulaşır. Kalkınmak asıl bundan sonra gerçekleşemez hale gelir; toplumun bir kısmının Batılı, çoğunluğunun geri, fakir kalması asıl bundan sonra bir zorunluluk olur. O zaman, küçük bir Batılılaşmış sınıfın varolabilmesi için büyük bir köylü kitlesinin ilkel bir durumda, bir çeşit basamak olacak bir «ihtiyat ordusu» olarak kalması normal bir hale gelir. O zaman ülkenin doğa kaynakları bir yandan yabancılara devredilir; beri yandan da harıl harıl camiler yapılır.
Reklam
Amerikan ekonomisi, geri kalmış toplumların tüketim açlığını bütün hırsı ile üstüne çeken yanlarla doludur. Bugün Amerika olmasa, birçok toplumların orduları silahsız, sokakları otomobilsiz, evleri frijidersiz, düşünürleri kavramsız, dergileri resimsiz, baldırsız, bacaksız kalacaktır.
Çağdaş uygarlığa en başarılı olarak girebilen toplumlar, imrenme Batıcılığından kendilerini koruyabilen toplumlar olmuştur. Bunlar arasında özellikle Japonlar ve Ruslar başarılı olmuşlardır.
Batılılaşmış kast, toplumunun üretim güçlerinde bir değişiklik olmasını, tuttukları yerler, edindikleri çıkarlarla uyuşmaz bulduklarından, devrimci olamazlar. Bundan ötürü bu toplumlarda ilerici burjuvazi olamaz. Burjuvazinin bütün gücü dışarıdan edinmedir. Kendi toplundan içinde, değişmeyi değil, gericiliği tutmak zorundadırlar. Batı ülkelerinin çıkarları da bu toplumların ekonomilerini kendine tutuk bulundurmayı gerektirir.
Alman ya Amerika, Fransa gibi büyük, erişilmez ülkelerin her şeyinin hayranı olmayan pek az Türk okumuşu vardır. Bu hayranlık yüzünden Batı uygarlığı üzerine güvenilir, objektif görüşler gelişmemiştir.
Yurtdışına beyin göçü...
Fakat toplumda değişiklik istenmiyorsa, bunları yetiştirip sonra dışarıya salıvermek için, halkı bu kadar masraflara sokan kurullar neden açılmıştı? Bu ancak zengin Batı ülkelerine bedavadan adam yetiştirmeye yarar.
717 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.