Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk Edebiyatı Dergisi - Sayı: 126 (Nisan 1984)

Türk Edebiyatı Dergisi

Türk Edebiyatı Dergisi - Sayı: 126 (Nisan 1984) Gönderileri

Türk Edebiyatı Dergisi - Sayı: 126 (Nisan 1984) kitaplarını, Türk Edebiyatı Dergisi - Sayı: 126 (Nisan 1984) sözleri ve alıntılarını, Türk Edebiyatı Dergisi - Sayı: 126 (Nisan 1984) yazarlarını, Türk Edebiyatı Dergisi - Sayı: 126 (Nisan 1984) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan, düşünen ve olaylar karşısında akıl yürüten İyiyi, doğruyu, güzeli tesbit kudretinin kaynağını kendi içinde bulabilen, seçkin bir varlıktır. Okumak ve bir şeyler öğrenmek, ufkunu genişletip, ileriye dâima ileriye gitmek heyecanı, isteği ise, kendisine verilmiş en büyük ihsânlardan birisidir. Bu itibarla okumak, bir saadettir. Öyle bir saadet ki; doyum olmayan zevkini, lezzetini ancak derin bir idrâk ve huşû içerisinde ona gerçek anlamında ulaşabilenler bilirler. Nazım veya nesir güzel bir eser, emek mahsulü his ve fikir yüklü bir kitap; insanı basit, günlük endişelerden, şu veya bu şekildeki huzursuzluklardan, dedikodulardan kurtarır, onu zihninin, ruhunun hür ufuklarında dinlendirir, büyülü bir iksir gibi hazzın enginliklerinde sükûna erdirir.
Bizde hatırı sayılır ölçüde edebi eser yayımlanmasına rağmen bunlar üzerinde konuşan, tartışan, gerçek anlamda tenkid eden yazarların yokluğundan bugün de söz edilebilir. Bir başka deyişle, Peyami Safa'nın "..okuduğu eserlerin tenkidlerini intizamla yapan profesyonel bir tenkidçi yoktur" görüşü geçerliliğini sürdürüyor. Bu noktalardan hareketle, yayımlanan hemen her kitap bir boşluğu tek başına dolduran kitap olarak sunuluyor. Yazara da boş tenkid alanında at oynatan yegane süvari gözüyle bakılıyor. Tabii ki eserler -derme çatma olduklarından olacak- unutuluyor ve meydan yine bomboş kalıyor.
Reklam
Çocuk edebiyatı ülkemizde önemsenmeyen bir konu; çoğu tercüme veya adapte, pek çoğu da ideolojik amaçlı veya ticari sömürü aracı kitaplar. Birazcık elle tutulur olanları da edebi değer gib yönünden belli bir seviyenin üzerine çıkamıyanlar...
Bugün cemiyet mânânın peşindedir. Cemiyetimizin hukukî ve dini sahada âlime. bilgiye ihtiyacı ortadadır. Hukuk mekteplerimizde İslâm Hukuku yoktur. Halbuki izinden koştuğumuz Batı, İslâm Akademileri kurmuş: fakültelerinde ayrı bir kürsü olarak İslam'ı inceliyor: bu yönde de İslâm ülkelerini etkilemeye çalışıyorlar.
Sayfa 84 - Muhittin ArarKitabı okudu
Biz orta mektebte anladık ki, bizim dilimiz "Türk dili"dir. "Şah bunu niye yasak etmiştir?" diye düşündüğümüzde anladık ki, bizim en büyük düşmanımız, budur. Bizim edebiyatımızın, kültürümüzün gelişmesine mâni olmuşlardı. Bunun sebeplerini ortadan kaldırmayı düşünüyorduk. Bunun için de gizli bir teşkilât kurduk. Bu teşkilatın adı "Ulduz" idi. Şah'a karşı mücadele edebilmek için askeri mekteblere girmek kararı aldık. Ne yazık ki, bizi bir "serheng" (çavuş, kawas) ele verdi. Çünki kendisi sosyalist düşünceliydi. Onlar da Şah'a karşı ayrı bir teşkilât kurmuşlardı. Bunlar da daha sonra yakalandılar, bizi yakalatan "serheng" de idam edildi.
Sayfa 68 - Hüseyin UlduzKitabı okudu
Bir uçaydım bu çırpınan yel ile, Yarışaydım dağdan aşan sel ile, Ağlaşaydım uzak düşen el ile Bir göreydim ayrılığı kim saldı Ülkemizde kim kırıldı, kim kaldı?
Sayfa 67 - Şehriyar, Haydar Baba'ya SelamKitabı okudu
Reklam
Bir felaket manzarası, acı bir olay, dertli bir insan karşısında suçlu benmişim, bütün bunlara ben sebep olmuşum gibi kimsenin yüzüne bakamam, kimseyle konuşmak istemem.
Akif "İstiklâl Marşı... Binbir facia karşısında bunalan ruhların ızdırapları içinde, kurtuluş dakikalarının beklendiği bir zamanda yazılan bu marş, o günlerin bir hatırasıdır. O şiir bir daha yazılamaz. Onu kimse yazamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için, o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değil milletimin malıdır. Allah bir daha bu milletin istiklâlini tehlikeye düşürmesin ve bu millete bir İstiklâl Marşı daha yazdırmasın" derken günümüzün sözde aydını, milletin Akif'e olan sevgisini çok görüyor. Akif için"... öyleyse durup dururken ümmetçi Akif'i böyle törenlerle anmanın, yeni paralara resmını basmanın anlamı ne?" derken halkın gözünden biraz daha düşüyor. Gerçek sanatçı halkın gönlünde yaşayandır. Akif yalnız bir sanatkâr değil örnek alınacak bir ahlâk abidesidir.
Sayfa 52 - Ayla AğabegümKitabı okudu
54 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.