Türk-Hun Tarihi
Saadettin Y. GömeçTürk-Hun Tarihi Gönderileri
Türk-Hun Tarihi kitaplarını, Türk-Hun Tarihi sözleri ve alıntılarını, Türk-Hun Tarihi yazarlarını, Türk-Hun Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan kurbanı esasen Sami kavimlerinde de ehemmiyet taşıyordu. Arabistan’ın kuzey bölgesinde bereket ile ilgili olarak,tabiatı yöneten tanrılara insanlar kurban verilirdi. Tanrının hiddetini yatıştırmak için cahiliye devri Araplarınca en kıymetli evlat olan erkek çocuk takdim olunurdu.
Eski Türkler tarafından doğunun rengi gök,batı ak,kuzey kara,güney kızıl olarak belirtilmekteydi.
Türk kelimesinin Çince yazılışında (T’u-chüeh) görülen iki heceden birincisinin mağara,ikincisinin de kurt imi için kullanıldığının söylenmesi çok ilginçtir.
Türk milleti, bilinen beşbin yıllık tarihi boyunca, sadece savaş yapıp, coğrafya değiştirmekle hayatını geçirmiş göçebe bir toplum değildir. Dünyanın en eski milletlerinden biri olan Türk kavmi, zaman içerisinde kendine has bir kültür meydana getirmiş ve bu kültürü sayesinde yer yüzündeki diğer milletlerden ayrılmıştır.
Türk beyi Doğu Got hükümdarlarının yerine başka birini (Hunimund) atamıştı. Bu yeni hükümdarın adı da Karadeniz kıyılarındaki durumu çok iyi açıklar. Zira bu ismin manası “Hun himayesindeki kişi” demektir.
Hunimund: “Hun himayesindeki kişi”Kitabı okudu
Yüz yaşını aşkın hükümdarı Ermanarich intihar ettiğinden, aynı aileden Vithimar hem Gotları ayakta tuttu, hem de harbi sürdürdüyse de, Hun başbuğu Balamir'in karşısında o da yenildi ve cesedi Ukrayna'nın güneyindeki savaş meydanında kaldı(375). Hatta söylendiğine göre, bu zat alnına saplanan bir ok veya mızrak yüzünden öldü.
Türkler oklar ve mızraklarla önce rakiplerini bir hayli hırpalıyor ve yoruyorlardı. Bu keskin nişancılar, kaçar gibi yapıp, birden geri dönüyorlar, sonra da bir çember içinde kimse kalmacasına değin düşmanlarını öldürüyorlardı.
Özellikle Macar şarkiyatçılar bu konuda daha namuslu davranıyorlar. Onların birçoğu Hunların tamamını Türk kabul edip, Macarları da Hun kavmiyle ilişkilendirmektedir. Ve 20. asırın sonlarından itibaren, artık Avrupa Hunlarının Türklüğünü pekçok gerçek ilim adamı onaylamaktadır.
Sayfa 300Kitabı okudu
Hunlar tarihten çekilmelerine rağmen adları asla unutulmadı. 13, hatta 14. asra değin Türk kavimleri ve Türkler için müverrihler zaman zaman Hun tabirini kullanmayı sürdürdüler. Bilhassa Çinli tarihçiler daha sonraları ortaya çıkan bütün Türk sülalelerini doğru bir biçimde Hunların devamı olarak gördüler.
Sayfa 295Kitabı okudu
Üst üste hem Juan-juanlar hem de Tabgaçlardan darbeler yiyen Türklerin bir bölümü Altaylara sağınacaklar ve bir müddet sonra tarihin en muhteşem Türk hanedanlarından birisi olan Kök Türk Kağanlığını kuracaklardı(460).
Çung(Liu Tsung) çevresinde neler olup bittiğinie aldırış etmiyor, gününü sarayda kadınların arasında geçiriyordu. Bazı vezirler... kendisini uyarma cüretinde bulundular. Onlar; size bir devlet ve teba bağışlayan Tanrı'yı unuttunuz. Tanrı'ya ve milletine karşı vazifelerini yerine getirmeyeni Tanrı da unutur... Halkın başından belalar eksik olmuyor... Millete atalık böyle mi olur” diyorlardı.
Kader mi, yoksa Türklerin gafleti midir bilinmez ama, Çin yok olacakken bir hadise çıkmış ve onlar her defasında kurtulmuşlardı.
Sayfa 240Kitabı okudu
“Liu Yüan-hai'de(Yügen) bir kağanın sahip olduğu bütün faziletler ve meziyetler mevcuttur. Eğer Tanrı Hun devletinin yeniden ayağa kalkmasını istemeseydj, aramızdan böyle bir adam yaratmazdı. Vakit geldi ve her şey hazır, istiklalimizi kurtaralım.” dediler. Bu konuşmalar Türk halkı arasında büyük bir tesir yaptı... İhtilale karar verdiler(M.Ö.305).
Sayfa 234Kitabı okudu
Kardeş kavgası koskoca bir milleti yeyip, bitiriyor; Çin imparatorluğu da öbür yanda Türklerin haline kıskıs gülüyordu.