Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Türk-Hun Tarihi

Saadettin Y. Gömeç

Türk-Hun Tarihi Hakkında

Türk-Hun Tarihi konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
9/10
3 Kişi
25
Okunma
5
Beğeni
792
Görüntülenme

Hakkında

Türk-Hun tarihine başlamadan evvel bu konunun bazı özel durumları hakkında kısaca durmak istiyoruz. Bilindiği gibi tarihimizin eski devirlerine dair henüz Türkçe yazılı belgeler bulunmadığından dolayı, bunu ancak geçmişte Türklerle irtibatı olan yabancı kavimlerin bize sunduğu kaynaklar dahilinde incelemek zorundayız. Bununla birlikte Türk tarihinin en eski yazılı Türkçe vesikaları Kök Türk Kitabeleridir. Burada da herkesin malumu olduğu üzere, önce evrenin ve dünyanın, arkasından insan oğlunun yaratılması, sonra bütün cihanın hakimi olarak Türk atalarımızın Tanrı tarafından dünyayı yönetsin diye atanmaları anlatılır. Bu yüzden Orkun Yazıtları veya Kök Türk Kitabeleri diye de söylenen bu muhteşem abideler de Türk-Hun tarihini değil, daha çok Kök Türk çağında olup bitenleri görürüz. İşte bundan dolayı tarihçiler, Asya'daki Türk-Hunların geçmişini yazmada tek bir millete ait vesikalarda aktarılan ve gözlemlenen olaylardan yola çıkmak mecburiyetindedir ki, bu da Çin yıllıklarıdır. Tarihin en eski iki milletinden birisi olan Türklerin, bir vakitler Asya'da birlikte yaşadıkları Çin kavmi kendi tarihlerinden söz etmeye başlar-başlamaz Türkler hakkında da bilgi verir. Hatta Çin'in ilk efsanevi sülalesi Hsiaların büyük bir ihtimalle Türk olmaları çok yüksektir. Çünkü sonraları kaleme alınan birtakım bilgilere baktığımız da,Çinlilerden daha fazla Türk hanedanlarının bu sülaleye sahip çıktıklarını görürüz. Aslında bu konu tarihçiler tarafından gözden kaçırılmaması gereken bir durumdur. Bütün bunların yanı sıra, Türk-Hun tarihi için Çin ve Latin- Bizans kaynaklarının zor bir tarafı, Türkçe ile bu dillerin farklı bir aileden olması hasebiyle şahıs ve sülale isimlerin okunuşunda zaman zaman tereddüte düşülmesi ve onların Türkçe karşılığının ne olduğunun da bilinemeyişidir. Bu milletler Türkçe adları kendi ses ahengine göre kaydettiklerinden, yüzlerce yıl sonra ortaya anlamsız kelimeler çıkmıştır. Hal böyle olunca, tarihçilerin bir kısmı bu isimleri tahmin yoluyla tespite kalkışmışlar ve bazen da adın gerçek şeklini tamamen değiştirmişlerdir. Belki gelişi-güzel bir yol izlendiğinden dolayı bir karmaşa yaşanmaktadır. Hakikatte biz de, bugün sadece Çinceleri söylenen birtakım adların Türkçe karşılıklarını belirlemeye çalıştık. Ama, daha sonraki belgeler ve tarihteki diğer Türk büyüklerinin isimleri de göz önünde bulundurularak, Türkçenin özellikleri ve Türk tarihin muhtevasına bakarak bir sistem takip ettik. Türk-Hun tarihinin yazımına geçmeden önce, döneme ait bütün Çince vesikaların Türkçe ve yabancı dillerdeki çevirileri toplanmış ve eserin ortaya çıkmasında bunlar esas alınmıştır. Ayrıca Hun tarihine ait pek çok araştırma ve inceleme de bu çalışmada yer bulmuştur. Meseleler elbette,Türk milli tarihi çerçevesinde bir bütün olarak değerlendirilmişse de, farklı görüşlere de itibar edilmiştir. Gerçekte dünya da ve Türkiye'de Orta Asya Türk Tarihi, J.M. De Guignes ile başlar. Onun yazdığı kitap neticesinde Türk tarihçilerinin önü açılmıştır. De Guignes'nin çevirilerinde birtakım eksiklikler olmakla birlikte, kim ne derse desin, bugüne kadar ortaya konanlar ondan çok farklı şeyler değildir. Bazı ilim adamları, zaman zaman yazılarında De Guignes'yi eleştirseler de pek fazla ileriye gidememişlerdir. Zaten kaynaklara sonradan bir şey eklemenin de imkânı yoktur. Değerlendirmelerin hepsi bunların etrafında şekilleneceğine göre, ancak yorum ve çıkarımlar farklı olabilir. Biz de, metinleri tabi ki olduğu gibi aktarmayacağız. Çünkü izahı gereken bir sürü husus vardır. Bunu yapmak ise, Türk tarihini ve kültürünü çok iyi bilmeye bağlıdır. Muhtemelen bazı meselelerin açıklanmasında bir kısım tarihçinin hataya düşmesinin en büyük nedenlerinden birisi, Türk tarihini ve kültürünü yeterince anlayamadıkları yüzündendir. Sadece bir dönemi veya belgenin dilini bilmek insanları Türk tarihçisi yapmaz. Türk kültürü ve tarihi konusunda bir şeyler söyleyebilmek için çok derin birikim gerekir. Hatta bu da yetmez. Türk tarihçisinin, Türk insanını iyi tanıması şarttır. Bu halk ne yer,ne içer, nasıl yaşar, nasıl düşünür, olaylar karşısındaki tepkileri nedir, bu bilinmeden bazı problemler çözülemez. Bu yüzden, zaman zaman büyük yanlışlıkların ortaya çıkmasına mahal verilmektedir.
Tahmini Okuma Süresi: 12 sa. 14 dk.Sayfa Sayısı: 432Basım Tarihi: 2012Yayınevi: Berikan Yayınları
ISBN: 9789752676503Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 11.8
Erkek% 88.2
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Saadettin Y. Gömeç
Saadettin Y. GömeçYazar · 29 kitap
Sinop ili, Boyabat ilçesi nüfusuna kayıtlı olan Saadettin Yağmur GÖMEÇ ilk, orta ve lise öğrenimini Ankara’da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Genel Türk Tarihi Kürsüsü’nde tarih eğitimi gördü. Bu fakülteden 1985 tarihinde diplomasını aldıktan sonra, aynı yıl Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü’nde Yüksek Lisansa kaydoldu. Milli Mücadelede Gaziantep adlı Yüksek Lisans tezini 1987 senesinde teslim ederek, buradan mezun oldu. Yine 1987 yılında Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Bölümü’nde Doktora eğitimine başladı. 1992 yılında Kök Türkçe Yazılı Metinlerin Türk Tarihi ve Kültürü Açısından Değerlendirilmesi isimli doktora tezini sunarak, Doktor unvanı aldı. Saadettin Yağmur GÖMEÇ 1992 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Genel Türk Tarihi Kürsüsü’ne Yardımcı Doçent olarak atandı. Bu fakültede Orta Asya Türk Tarihi, Kök Türk Tarihi, Uygur Türkleri Tarihi, Kırgız Türkleri Tarihi, Türk Cumhuriyetleri Tarihi, Türk Dünyasının Meseleleri, Türk Kültür Tarihi gibi derslere girmektedir. Prof.Dr. Gömeç 1992 yılından 1994 yılı başlarına kadar Dışişleri Bakanlığı, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi’nde (TİKA) danışman olarak görevde bulundu. 1 Eylül 1994 tarihinden itibaren, Kazakistan’ın Türkistan (Yesi) şehrinde kurulmuş olan Uluslararası Hoca Ahmed Yesevî Türk-Kazak Üniversitesi’nde bir yıl süre ile Türk tarihi dersleri verdi. 3 Ekim 1996’da Doçent unvanını aldı. 2001’de ise profesörlüğe yükseldi. 1997-2005 seneleri arasında Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü, Kuzey-doğu Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı Başkanlığı vazifesini sürdürdü. 2013-2015 yılları arasında Tarih Bölümü Başkanlığı yaptı. 2001 ve 2003’de Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi’nin sorumluğunda bulunan “Moğolistan’daki Türk Anıtları Projesi” (MOTAP) başkanlığına yürüttü. 2012 yılında Tarih alanında İLESAM (İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği) Kültür ve Sanat Ödülüne layık görüldü. 2014 senesinde, Nazilli Türk Ocağı tarafından her yıl Türk Milli Mücadelesinin Önderlerinden Hacı Süleyman Efendi adına verilen Türk Kültürüne Hizmet Ödülünü aldı. Saadettin Y.Gömeç’in basılmış kitaplarından bazıları şunlardır: Kök Türk Tarihi (5. Baskı 2016), Uygur Türkleri Tarihi (5. Baskı 2015), Kırgız Türkleri Tarihi (4. Baskı 2014), Türk Cumhuriyetleri ve Toplulukları Tarihi (5. Baskı 2015), Türk Kültürünün Ana Hatları (3. Baskı 2014), Türk Destanlarına Giriş (2. Baskı 2015), Şamanizm ve Eski Türk Dini (3. Baskı 2016), Dişi Kurtun Çocukları (2012), Türk-Hun Tarihi (2012), Türk’ün Kahramanlık Destanı Antep (2. Baskı 2014), Hindistan’da Türkler (2. Baskı 2013), Karagül (2013), Türk Tarihinden İzler I-II-III-IV (2014-2015), Kastamonu Salnamesi (2016), Türk Tarihinde Çingizliler (2017. Saadettin Yağmur Gömeç’in yüzlerce ilmî ve fikrî makalesi, ayrıca çevirileri bulunmakla birlikte, sayısız Yüksek Lisans ve Doktora çalışması yaptırmıştır.