En Beğenilen Türk Kültüründe Silah kitaplarını, en beğenilen Türk Kültüründe Silah sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Türk Kültüründe Silah yazarlarını, en beğenilen Türk Kültüründe Silah yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kendisinin de ifade ettiği üzere bir doktora tezi çalışması olarak başlayan bu serüvende, Prof. Dr. Erkan GÖKSU araştırdığı konunun derinliğini görerek bu eseri muhteşem bir kitap haline getirmiş, Türk edebi tarihi ve kültürüne miraz olarak bırakmıştır. Okunması gereken bir baş yapıt.
Ok ve yay etrafında gelişen ve Türk tarihi araştırmaları bakımından oldukça önemli olan bu teamüllerin en önemli örneklerine Türk devlet geleneği ve hakimiyet anlayışında tesadüf edilir.
Ebû Hanîfe Veda Haccı esnasında iken "Ey Allah'ım! Ben senin için Muhammed'in şeriatını takrîr ettim; içtihâdım doğru ve mezhebim hak ise yardım et." diye niyâzda bulunur. Kâbe'den bir hâtif ses duyulur: "Hakkı ve doğruyu söyledin; kılıç Türklerin elinde bulundukça senin senin mezhebin zevâl bulmasın." Bu rivâyeti değerlendiren er-Râvendî, "Allah'a hamd olsun ki, artık İslâm'ın arkası kuvvetli ve Hanefî mezhebi mensupları mes'ûddurlar. Arap, Acem, Rûm ve Rus diyarlarında kılıç Türklerin elindedir. ... demektedir.
Türklerin kitleler halinde Müslüman olmaları, siyasî, sosyal ve askerî karışıklık içerisinde bulunan İslâm dünyasında memnuniyetle karşılanmıştır. Öyle ki, İslâm dünyasını, içerisinde bulunduğu sıkıntılardan Türklerin kurtaracağına dair bir inanış doğmuş, hatta bu hususu teyid eden bir takım hadîs-i şerîfler ve çeşitli rivâyetler yayılmağa başlamıştır. Bunlardan bazıları Kaşgarlı Mahmûd'un rivâyet ettiği, "Ulu ve yüce Tanrı diyor ki: Benim Türk adını verdiğim bir ordum vardır. Onu doğuda yerleştirdim. Herhangi bir kavime kızarsam onların üzerine bu ordumu gönderirim." ve "Türkler size dokunmadıkça siz de Türklere dokunmayın." hadîs-i şerîfleridir. Selçukluların ortaya çıkmasından sonra da rivâyet edilen bir hadîs-i şerîf de "Horâsân'da güzel yüzlü ve Arap olmayan, hakim bir insan çıkacak; adı benim gibi Muhammed olacak ve Buveyhîlerin tahakkümüne nihayet verecektir. Horâsân'da büyük Darvazâr'a kadar fetihler yapacak, tek silahlı kalıncaya kadar kılıcı bırakmayacak; İran, Irak ve Mekke hutbelerinde adı okunacaktır." şeklindedir. Bu hadîslerin sahih olup olmadığı konusunda ihtilaf söz konusudur. Buna rağmen bu rivâyetler, İslâm toplumunun Türklere gösterdiği teveccühü ve beklentileri ortaya koyması bakımından anlamlıdır.
Türklerin Yemin törenlerinde en çok kullandıkları silahın kılıç olduğu anlaşılmaktadır. Divan'da Türklerin ant/yemin merasimlerinde kılıcın rolü hakkında şu bilgiler verilmektedir. ''...Kırgız, Yabaku, Kıpçak ve daha başka kabilelerin halkı ant içtiklerinde yahut ahitleştiklerinde kılıcı çıkararak yanlama öne koyarlar ve '' bu gök (demir) kirsin, kızıl çıksın'' derler ki, sözümde durmazsam kılıç kanıma bulansın, demir benden öcünü alsın demektir.''*
Kitabın okuduğum baskısında bazı sıkıntılar olsa da Erkan hocanın eserini çok beğendim. Osmanlı tarihine ve belirli konular üzerine sıkışmış tarihçilerimiz arasında farklı konulara çok iyi temas ediyor Erkan hoca ve bu eseri de Türk kültüründe silahların aldığı yeri anlatması açısından oldukça doyurucuydu.
Özellikle yazdığı ön yazı çok hoşuma gitti, tarihle ilgilenen herkese kitabı büyük rahatlıkla tavsiye ediyorum, okuyalım okutturalım.