Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk Medeniyeti Tarihi

Ziya Gökalp

En Beğenilen Türk Medeniyeti Tarihi Gönderileri

En Beğenilen Türk Medeniyeti Tarihi kitaplarını, en beğenilen Türk Medeniyeti Tarihi sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Türk Medeniyeti Tarihi yazarlarını, en beğenilen Türk Medeniyeti Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türk Devletinin Birdenbire Parlaması ve Sönmesi
Türk milleti başka milletlere benzemezdi. Başına bir kahraman gelirse, siyasette ve medeniyette, birdenbire parlar, siyasî ve medenî seviyesi birdenbire yükselirdi. Başında bir kahraman bulunmazsa inkısâma ve inhilâle başlardı. İnhitâta başlayınca da bir an içinde sönüp giderdi.
Sayfa 35
Eski Türklerde büyük bir iş yapan adama tarhanlık rütbesi verilirdi. Tarhan, dokuz cinayete kadar işleyeceği suçlardan muaftı. Hükümdarın huzuruna izinsiz girip çıkabilirdi ve bu imtiyazları dokuzuncu göbeğe kadar evladına kalırdı.
Sayfa 353 - Ötüken Neşriyat
Reklam
Eskiden beri birçok kavimler, iller ve aşiretler akın ve çapullarla zengin olmuşlardır. Eski Türklerin geçinme yollarından biri de, maalesef bunlardı. Charles Gide, hırsızlığı bile iktisadi bir üretim kurumu sayıyor. O halde akın ve çapul da bir nevi(tür) iktisadi üretim menbaları sayılabilir. Bunlar, eski medeniyetlerde "normal" kurumlardı; fakat bugünkü medeniyette "normal" değil, marazidir(hastalıklı, yanlıştır). Mamafih(gerçi), bugünkü günde de en medeni milletler harp esnasında, akın ve çapulun en eşnasını(çirkinini) yapmıyorlar mı?
Sayfa 29 - Ötüken Neşriyat
Türkiye'nin doğusunda ve güneyinde yaşayan Azeri ve Türkmen uruklarında hırsız kelimesi yerine hırhız kelimesi kullanılmaktadır. Hırhız kelimesinin aslı da aransa Kırgız kelimesi olduğu meydana çıkar. Uğru kelimesinin aslı da uğrak kelimesi olmak muhtemeldir. Bu misallerden bu kavimlerin çok akıncı ve çapulcu oldukları anlaşılıyor. Zira göçebe illerde ve milletlerde hırsızlık, yalnız akıncılıkla çapulculuktan ibarettir. Onlarda adi hırsızlık yoktur.
Sayfa 364 - Ötüken Neşriyat
Hakan ile hatun gök ile yerin evlatlarıdır. Güneş Ana ile Ay Ata ise onların semadaki temsilcileridir. Hakanın temsilcisi Ay Ata altıncı kat gökte olduğu halde, hatunun temsilcisi olan Gün Ana göğün yedinci katındadır. Bu hal de kadının erkekten daha muhterem olduğunu gösterir.
Sayfa 221 - Ötüken Neşriyat
Kurûn-ı vustâda (ortaçağda) Avrupa'da bir Hıristiyan medeniyet dairesi, Asya'da ve Afrika-yı Şimâlî'de (Kuzey Afrika'da) bir İslam medeniyet dairesi teşekkül etti (oluştu).Rönesans ve reformdan sonra da, Avrupa'da laik bir medeniyet vücuda geldi.
Reklam
Emperyalizm devrinde hükümdarlar ve beyler arasında törenin haricinde olarak başka illerden, özellikle mağlup ve mahkum budunlardan kız alanlar oldu. İl haricinden gelen bu kadınlara hatun denmez, kuma ve eğer Çin prenseslerinden ise konçuy denilirdi. Fakat bunların hiç biri zevce tanınmazdı. Zevcelik yalnız hatuna aitti. Bu sebepledir ki kumaların çocukları, öz annelerine "Anne!" diye hitap edemezlerdi. Annelerini "teyze!" diye çağırırlardı. Kendilerine yabancı olan hatuna "Anne!" diye hitap ederlerdi.
Ötüken Neşriyat
Bilge Han, kayınbabasına bir şehir tesis ederek(kurarak) milletiyle beraber orada yaşayacağını bildirdi. Kayınbabası dedi ki:"Şehirde ve köyde yaşamak, bizim işimize gelmez. Şimdiye kadar, hür ve müstakil(bağımsız) kalmamız göçebelik sayesindedir. Göçebe olduğumuz için, istediğimiz dakikada Çin'i akın ve çapul yaparız. Çinliler, işten haberdar olup seferberlik ilan edinceye kadar, biz aile çadırlarımızla beraber, Çinlilerin yetişemeyeceği uzak ülkelere çekilmiş bulunuruz. Bu suretle Çinliler isterlerse, beş yüz binlik, hatta bir milyonluk askerle üzerimize gelsin, bize hiç bir şey yapamaz."
Sayfa 28 - Ötüken Neşriyat
380 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.