Türk Milli Kültürü

İbrahim Kafesoğlu

Türk Milli Kültürü Gönderileri

Türk Milli Kültürü kitaplarını, Türk Milli Kültürü sözleri ve alıntılarını, Türk Milli Kültürü yazarlarını, Türk Milli Kültürü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aynı zamanda tarihte geniş fetihler şeklinde beliren Türk cihân hâkimiyeti ülküsünün temel felsefesine kaynak teşkil eden bu telâkki soy, dil ve din yönlerinden insanları birbirinden ayırmağa elverişli olmadığından, sorumlu Türk hükümdarı, idaresi altındaki kütleler arasında herhangi bir fark gözetmemiş; böylece Türk devleti, çeşitli toplulukların kendi inançlarında serbest bulunduğu bir siyâsî ortamın temsilcisi olmuştur.
Sayfa 256Kitabı okudu
Tarihleri hakkında oldukça ayrıntılı bilgilere sahip olduğumuz Tabgaç, Göktürk ve Uygur hakanlıklarında, hükümetten ayrı olarak, siyasi, askeri, ikisadi ve kültürel bütün meselelerin görüşülüp kararlaştırıldığı bir büyük meclis bulunuyordu. Mesela ünlü Tabas hükümdarı Tai-wu, ülkesinde Budizm propagandasını yasaklama kararını, başbakanın yardımı ile devlet meclisinde aldırmış, Gök Türk devletinde Hakan Bilge (716-734)'nin ileri sürdüğü iki teklif (Gök Türk şehirlerinin surlarla çevrilmesi ve Budizm ile Taoizm'in ülkede propaganda edilmesi) meclis tarafından tasvib edilmemişti. Aynı meclis hakan nasbında da tam yetki sahibi idi, yani yeni hükümdarları "uygun" kararı ile meşrulaştırıyor, icabında hakan adayını, gerekçe göstererek, reddediyor, hatta Uygurlarda görüldüğü üzere, kudretli idare adamı ve kumandanlar arasından birini han seçebiliyordu.
Sayfa 251Kitabı okudu
Reklam
Çok hayranlık
Kutadgu-Bilig'de halkın hükümdardan istedikleri: a- İktisadi istikrar, b- Adil kanun c- Asayiş olarak sıralandıktan sonra şöyle denir: "Ey hükümdar, sen önce bunları yerine getir, sonra kendi hakkını isteyebilirsin", "Bey, iyi kanun yap... Kanuna kendin riayet et ki, halk da sana itaat etsin". "Bey, kudretli ol, halkı kudretli kıl, bunun için onun karnını doyurmak lazımdır". Millet yolunda "gece uyumadan, gündüz oturmadan" çalışması gereken Türk hükümdarı sıralanan vazifelerini yapamazsa, "Kut"unun Tanrı tarafından geri alındığı düşüncesi ile iktidardan düşerdi.
Sayfa 247Kitabı okudu
Türklerde hükümranlığın karakteri yukarıda belirtildiği üzere, "ilâhî vazife" anlayışından dolayı "karizmatik" iktidar olarak kabul edilmiştir. Fakat aradaki şu mühim farklara dikkat edilmelidir: Karizmatik hâkimiyete bağlı topluluklar umumiyetle dini cemiyetler olduğu halde, Türk siyâsî birlikleri dini vasıf taşımaz. Peygamberler veya veliler tarafından idare edilen Türk devleti yoktur. Ayrıca Türk hükümdarı insan-üstü varlık da sayılmamaktadır. Hem kendisi, hem halk onun normal bir insan olduğunun farkındadır.
Sayfa 246Kitabı okudu
Cihan hâkimiyeti düşüncesinde güdülen gaye de yeryüzünde huzur ve sükunu sağlamaktı. "Türk Devleti" anlamındaki "il" deyiminin aynı zamanda barış manasını ifade etmesi bunu gösterir. Ayrıca, maksadın insanlar arasında barışı kurmak ve sürdürmek olduğuna dair tarihi belgelere de sahibiz.
Sayfa 244Kitabı okudu
Eski Türk hükümranlık telakkisi, karizmatik (hükümdarlık yetki ve kudreti Tanrı tarafından bağışlanan) tip olarak kabul edilmiştir. Vesikalar Türk hükümdarına idare etme hakkının Tanrı tarafından verildiğini (bağışlandığını) göstermektedir: Asya Hun imparatorunun unvanı: "Gök-Tanrı'nın, güneşin, ayın tahta çıkardıgı Tanrı kut'u Tanhu" idi.
Sayfa 239Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 891 ile 900 arasındakiler gösteriliyor.