“Mitolojisiz bir halk, mitsiz bir ülke olmaz.” cümlesiyle başlıyor Bahattin Uslu. Ona göre insan uygarlığının ilk bilgileri ve ilk dini inanışları yansımasını bulur. Her milletin milli kültürünün temeli, milli bilincin özüdür.
Mitoloji hakkında genel bir bilgi verdikten sonra Türk mitolojisinin de uzun zamandır bakir kaldığını söyler. Uslu, bizim mitolojimizin 20. yy.dan ikinci yarısından sonra araştırma konusu olduğunu belirtir. Oysa biz biliyoruz ki Türklerin anlatacak, yazacak birçok malzemesi olmasına karşın dinamik, hareketli, göçebe bir millet olması sebebiyle mitoloji alanında da geç kaldı. Başka milletler kendi kısır mitolojilerinden yaptıkları filmlerle hala canlı tuttukları malzemelerini artık bütün dünyaya duyurmaktadır. Nitekim “Clash of the Titans, Pery Jackson, Dracula” gibi kendi mitolojimizden habersiz bir şekilde hepimizin izlediği fimlerdir bunlar. İşte Uslu buraya değinerek şöyle der: “Oysa yazılı belgelerin kısıtlı olmasına bakmaksızın Türklerin halen de canlı olan mitolojik olguları vardır ki Batı dünyası bunu çoktan kaybetmiştir.” Ve devam eder: “…Türk mitolojisi özelliği ve zenginliğiyle diğer halkların mitolojilerinden ayrılmaktadır.”