Türk Musikisi Nazariyatı Tarihi

Doç. Dr. Mehmet Tıraşcı

En Beğenilen Türk Musikisi Nazariyatı Tarihi Gönderileri

En Beğenilen Türk Musikisi Nazariyatı Tarihi kitaplarını, en beğenilen Türk Musikisi Nazariyatı Tarihi sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Türk Musikisi Nazariyatı Tarihi yazarlarını, en beğenilen Türk Musikisi Nazariyatı Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Abdülbâkî Nâsır dede(ö.1821)
Bu yüzyılda on yedili perde sisteminin dışına çıkıldığından bahsetmiştik. Nâsır Dede ise bu on yedili ses sistemini takip eder. Fakat aynen Hızır Ağa gibi ilk oktavda verdiği on sekiz perdenin birini, ikinci oktavda ele almaz. Nâsır Dede'de bu perde günümüzdeki Nim Şehnaz'dır. Birinci oktavda Şûrî olarak zik- rettiği perde ikinci oktavda görülmez. Buna karşılık Segah ve Bûselik arasındaki nim perdenin gereksiz olduğunu ve aradaki farklılığın başka aralıklarda da bulunduğunu belirtir. Bahsi geçen bu ara perdeyi daha önce Hızır Ağa'da görmüştük. Burada dikkat çeken bir husus ise perdelerin izah edildiği çalgı olarak ney sazının tercih edilmesidir. (Tura, İnceleme ve Gerçeği Araştırma (Tedkik ú Tahkik), 2006, s. 32)
Sayfa 176Kitabı okudu
Ládikli Mehmed Çelebi tarafından iş erbabı diye isimlendirilen okul, XV. yüzyılda ortaya çıkan ve etkisini XX. yüzyılın başlarına kadar sürdüren bir dönemi kapsar. Bu dönemde Osmanlı coğrafyasında musiki çalışmaları başlamış olup Türkçe risaleler kaleme alınmıştır. Bu döneme damgasını vuran ise yine Safiyyüd din Urmevi olmuş, kaidelerini ortaya koyduğu on yedili ses siste mi aynen takip edilmiştir. Fakat áváze ve terkip sayılarının artırılması, músíki ile kozmos arasında ilişki kurulması, ebcede dayalı ifade yerine perde isimlerinin önem kazanması ve perdelerin seyir üzerindeki betimsel ifadesi iş erbabında görülecektir. Bu dönem için músíki tarihçileri, Anadolu okulu ifadesini kullanılmışlardır. (Bardakçı, Ahmed Oğlu Şükrullah, 2012, s. XXXV) Bir önceki bölümde ele aldığımız gibi XV. yüzyılda yaşayan Merág), Şirvani ve Alişah bin Hacı Büke gibi müellifler edvár geleneğini takip etmeleri sebebiyle ilim erbabı olarak anılmışlar ve sistematik okuldan sayılmışlardır.
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
Ali şah Bin Hacı Büke(ö.1500)
Eserde dikkatimizi çeken bir başka husus da ana dizi olarak U şak dizisinin seçilmesinin gerekçesinin açıklanmasıdır. Bu dizini ihtiva ettiği T-T-B aralığı bir oktav içerisindeki on yedi perderin (müellifin ifadesi ile bahrin) her birine göçürülebilir. Böylece U şak dizisinin içerisinden diğer tüm cinsler de elde edilmiş olur. Ali Şah b. Hacı Büke, Rast dizisinin de kuvvetli cinsler içerdiğini fakat Uşşak gibi tümünü kapsamadığını ifade eder. (Çakır, Alişah B. Hacı Büke (ö. 1500?)'nin Mukaddimetü'l-Usûl Adlı Eseri, 1999, & 47) Uşşak dizisinin temel dizi olarak ele alınması elbette yeni değildir. Fakat temel dizinin tercih edilme sebebi ilk defa açıkça ifade edilmiş oluyordu. Sistemci okulda Uşşak diye zikredilen dizinin günümüzdeki Acemli Rast olduğunu ve XV. yüzyıldan sonra Rast diye anılmaya başlayacağını da ilave edelim
Sayfa 121Kitabı okudu
B.Farabî(ö.950)
Tam ismi Ebû Nasr Muhammed bin Tarhan Uzluğ el- Farabi'dir. 870 yılında Türkistan'ın bugün Kırgızistan sınırları içerisindeki Otrar şehri olan Fârâb'da dünyaya gelmiştir.Aristo'dan sonra felsefede "muallim-i sânî" olarak bilinse de mûsikî ilmin- de "muallim-i evvel" olarak kabul edilir. (Özcan, Türk Mûsikîsi Tarihi, 2001, s. 9) Mûsikîyi, Grek filozoflarının tercüme edilmiş eserleri yoluyla tanımış, Kindi'nin eserlerini incelemiş ve mûsikî nazariyatına dâir üç eser te'lif etmiştir.
Bilinen en eski Türk nota sistemi Uygurlara aittir. Her bir sese Uygur alfabesinden olduğu tahmin edilen bir simge verilmiştir. Ayrıca İran Sasanileri'nin kullanmış olduğu nota sisteminide kullandıkları düşünülmektedir. Uygurların resmî çalgıları "kövrük" denen altınlı davul ve altınlı boruydu. Bunlara eklenen altın başlı bayraklar (sancak- lar) kağanlık simgesiydi. Devletin resmi ve askerî musikisi ön- ceki dönemler gibi tuğ takımı tarafından icra ediliyordu. (Uçan, 2000, s. 30)
Kırşehirli
1. Mûsikî Düşüncesi okul Kırşehirli eserinde, felek ve yıldızların yaratılmasından sonra Allah tarafından bunlara hareket etmesinin emredildi. ğini, daha sonra da kâinatın hareketi ile ahenkli seslerin dana geldiğini ifade eder. Ona göre sesler, ruhani nağmelere dönüşüyor, mûsikî de bu şekilde zuhur ediyordu. Bu bilgi- ye kaynak olarak Farabi
Reklam
33 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.