Ládikli Mehmed Çelebi tarafından iş erbabı diye isimlendirilen okul, XV. yüzyılda ortaya çıkan ve etkisini XX. yüzyılın başlarına kadar sürdüren bir dönemi kapsar.
Bu dönemde Osmanlı coğrafyasında musiki çalışmaları başlamış olup Türkçe risaleler kaleme alınmıştır. Bu döneme damgasını vuran ise yine Safiyyüd din Urmevi olmuş, kaidelerini ortaya koyduğu on yedili ses siste mi aynen takip edilmiştir.
Fakat áváze ve terkip sayılarının artırılması, músíki ile kozmos arasında ilişki kurulması, ebcede dayalı ifade yerine perde isimlerinin önem kazanması ve perdelerin seyir üzerindeki betimsel ifadesi iş erbabında görülecektir. Bu dönem için músíki tarihçileri, Anadolu okulu ifadesini kullanılmışlardır. (Bardakçı, Ahmed Oğlu Şükrullah, 2012, s. XXXV)
Bir önceki bölümde ele aldığımız gibi XV. yüzyılda yaşayan Merág), Şirvani ve Alişah bin Hacı Büke gibi müellifler edvár geleneğini takip etmeleri sebebiyle ilim erbabı olarak anılmışlar ve sistematik okuldan sayılmışlardır.