Filibeli Ahmet Hamdi'nin okuyucuyu, Türk vatanının her ferdini yavrusu yerine koyarak tavsiyeler verdiği, bizimle dertleştiği eseri.
Çoktuk, azaldık. Cesurduk kafesteki bir aslan dahi olamadık çöpleri karıştıran zavallı sokak kedileri olduk. Milletimizi, tarihimizi, soylu atalarımızın verdiği kavgayı unuttuk. Bu kitap Türk gençlerine vatan için dertlenebilmek şerefini aşılıyor. Osmanlıcasının aynıbasım hâlinde eserde yer alması da Osmanlıca pratiği yapacaklar için, meraklıları için ayrıca kıymetli.
İncelememi başta kendime ve tüm vatanperver arkadaşlarıma ders niteliğindeki şu tavsiye ile sonlandırıyorum: "Ey Türk yavrusu! Sen, bize benzeme, şanlı dedelerine benze. Yurdunu, milletini, millettaşlarını sev, bunları sevmek, Çalab'ı sevmek, dinini sevmektir. Yurdu sevmek, ibadettir, millettaşlarını sevmek ibadettir. Milleti sev, kusuru varsa kusuruyla sev, sev çünkü milletin, senin kanındır, senin canındır, sendir!" (s.47)